Endonezya içindeki agas ne anlama geliyor?
Endonezya'deki agas kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte agas'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki agas kelimesi sivrisinek, sivri sinek, tatarcık, haşere, böcek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
agas kelimesinin anlamı
sivrisinek(gnat) |
sivri sinek(gnat) |
tatarcık(midge) |
haşere
|
böcek
|
Daha fazla örneğe bakın
Menurut perkiraan, dibutuhkan 70 juta ekor agas untuk mengimbangi berat seekor unta berukuran sedang! Tahminlere göre, ortalama büyüklükteki bir devenin ağırlığı 70 milyon sineğinkine eşittir. |
Di malam hari, mereka terselubungi serbuk sari yang menghujani mereka dan bulu yang kita lihat sebelumnya menjadi layu dan memungkinkan agas ini keluar, penuh serbuk sari -- sungguh luar biasa. Gece polenle kaplanıyorlar, onların üzerine boca oluyor, ve sonra yukarıda gördüğümüz kıllar, bir nevi iniyorlar ve tüm bu sinekleri salıyorlar, polenle kaplanmış halde - muhteşem bir şey. |
+ 18 Imam-imam yang mempraktekkan ilmu gaib mencoba melakukan hal yang sama dengan ilmu rahasia mereka,+ untuk menghasilkan agas, tetapi mereka tidak dapat. + 18 Büyücü rahipler de büyüleriyle aynısını yapmaya çalıştılar,+ tatarcıklar çıkarmak istediler, fakat yapamadılar. |
+ Dan agas-agas itu menghinggapi manusia dan binatang. + İnsanların ve hayvanların üzerine tatarcıklar üşüşmüştü. |
Mereka bukanlah nyamuk, Mereka itu gnat ( = Agas ). Sean'ın arabasını neden alıyorsun? |
Saya terjangkit penyakit kutu jigger, atau agas, semacam tipus. Ben de, kum piresinin neden olduğu bir tür tifüse yakalandım. |
Kekontrasan antara seekor agas yang sangat kecil dan seekor unta, yang adalah salah satu hewan terbesar yang dikenal para pendengar Yesus, benar-benar mencolok. Minicik bir sinekle, İsa’nın dinleyicilerinin tanıdığı büyük baş hayvanların en irilerinden olan deve arasında çarpıcı bir zıtlık vardı. |
Karena langit akan terurai seperti asap,+ dan bumi akan usang seperti pakaian,+ dan penduduknya akan mati seperti agas. Gökler paramparça olup duman gibi dağılacak;+ yeryüzü bir giysi gibi harap olacak;+ üzerindeki insanlar sinek gibi ölecek. |
Kita mungkin menjadi orang yang dengan kaku berpaut pada hukum, orang yang ”menapis agas tetapi menelan unta”, dengan menaati hukum secara terlalu teliti padahal melanggar tujuannya.—Matius 23:24. Kanuna harfi harfine itaat ederken onun amacını bozarak, ‘küçücük sineği süzüp ayıran, fakat deveyi yutan’ katı kuralcı biri haline gelebiliriz.—Matta 23:24. |
24 Penuntun-penuntun buta,+ yang menapis agas+ tetapi menelan unta! 24 Ey kör kılavuzlar,+ siz sineği süzersiniz,+ fakat deveyi yutarsınız! |
Orang-orang yang berpaut secara kaku pada peraturan itu melakukan hal tersebut agar tidak menelan agas sehingga menjadi tidak tahir. Kurallara uymakta titizlik gösterenler, bunu küçük bir sineği yutarak kendilerini törensel açıdan kirli duruma düşürmemek için yapıyorlardı. |
Agas jamur dan lalat putih terperangkap pada daunnya yang lengket Bitkinin yapışkan yapraklarına sivrisinek ve aksinekler yakalanmış |
Semua debu di tanah menjadi agas di seluruh tanah Mesir. Bütün Mısır diyarının toprağı tatarcık oldu. |
Mengapa kata-kata Yesus mengenai menapis agas dan menelan unta benar-benar hiperbol yang ampuh? İsa’nın küçük bir sineğin süzülerek ayrılması, devenin ise yutulmasıyla ilgili sözleri neden özellikle etkili bir abartıydı? |
Orang-orang Farisi ”menapis agas tetapi menelan unta” Ferisiler ‘küçük bir sineği süzerek ayırıyor ama deveyi yutuyorlardı’ |
Maka Harun merentangkan tangannya dengan tongkatnya dan memukul debu di tanah, dan agas menghinggapi manusia dan binatang. Harun elindeki değneği uzatıp toprağa vurdu; insanların ve hayvanların üzerine tatarcıklar üşüştü. |
14 Pada kesempatan lain, Yesus mengecam orang Farisi sebagai ’penuntun buta, yang menapis agas tetapi menelan unta’. 14 Başka bir keresinde, İsa Ferisileri kınayarak onların ‘küçük sineği süzerek ayıran, fakat deveyi yutan kör kılavuzlar’ olduklarını bildirdi. |
Organ penyeimbang ditemukan pada serangga bersayap dua, seperti lalat, nyamuk, dan agas. Halter organları sinek, sivrisinek ve tatarcık gibi iki kanatlı böceklerde bulunur. |
16 Kemudian Yehuwa berfirman kepada Musa, ”Katakan kepada Harun, ’Rentangkan tongkatmu+ dan pukulkan pada debu di tanah, dan debu itu akan menjadi agas di seluruh tanah Mesir.’” 16 O zaman Yehova Musa’ya, “Harun’a şöyle söyle” dedi, “Değneğini+ uzat ve toprağa vur, tüm Mısır diyarında yerin toprağı tatarcık olsun.” |
(2 Petrus 3:12, 13; Yesaya 34:4; Penyingkapan 6:12-14) Meskipun bangsa-bangsa yang perkasa dan para penguasa mereka yang tinggi seperti bintang mungkin menentang Yehuwa, pada waktu yang ditetapkan-Nya Ia akan mengenyahkan mereka—semudah menindis agas. Petrus 3:12, 13, İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri; İşaya 34:4; Vahiy 6:12-14) Güçlü milletler ve onların göğün yıldızları kadar azametli görünen yöneticileri belki bugün Yehova’ya meydan okuyorlarsa da, O’nun belirlediği zaman gelince, İşaya 51:6’nın başka bir çevirisine göre, ‘sinek gibi’ kolayca ezilerek yok edilecekler. |
Endonezya öğrenelim
Artık agas'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.