Endonezya içindeki bahkan ne anlama geliyor?
Endonezya'deki bahkan kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte bahkan'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki bahkan kelimesi bile, aslında, ayrıca, dahi, aksine anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
bahkan kelimesinin anlamı
bile(even) |
aslında(even) |
ayrıca(moreover) |
dahi(even) |
aksine(yet) |
Daha fazla örneğe bakın
Bukankah tindakannya itu tidak pantas, bahkan pengecut?’ Böylece uygunsuz şekilde, hatta korkakça hareket etmiş olmadı mı?’ |
Radiasi berat di sana, kau bahkan belum diatas reaktor. Daha üretece ulaşmamanıza rağmen radyasyon seviyesi yüksek. |
+ 27 Raja pun akan berkabung;+ bahkan pemimpin akan berpakaian kehancuran,+ dan tangan orang-orang di negeri itu akan menjadi gemetar. + 27 Kral bile yasa gömülecek,+ beyler umutsuzluktan dehşete kapılacak+ ve memleket halkının eli ayağı tutmayacak. |
Aku bahkan tidak ingin melihat ini tapi... Bunlara bakmak bile istemiyorum, ama... |
Aku bahkan membeli pakaian untuk adikku Kız kardeşim için elbiseler bile satın almıştım. |
Keibaan hati seorang ibu bahkan memotivasinya untuk mengurangi jatah makanannya sendiri agar anak-anaknya tidak sampai kelaparan. Anne çocuklarına duyduğu şefkat sonucu beslenebilmeleri için kendi payından bile verir. |
Bahkan di negara kecil seperti Belanda, dengan populasi 15 juta, pencetakan koin dan uang kertas akan memakan waktu tiga tahun untuk memproduksi 2,8 miliar koin dan 380 juta uang kertas hingga tanggal 1 Januari 2002. 1 Ocak 2002 tarihine dek 2,8 milyar madeni para ve 380 milyon banknot üretmek için, darphaneler –Hollanda gibi 15 milyon kişinin yaşadığı küçük bir ülkede bile– üç yıl kesintisiz çalışacak. |
Bahkan kawanan pesaing Pachyrhinosaurus bergabung dalam jumlah besar. Hatta düşman Pakirinozor sürüsü de bu kalabalıklaşan kitleye katılıyor. |
Keberanian untuk menyampaikan kebenaran kepada orang lain, bahkan kepada orang yang menentang berita kita, bukan bergantung pada diri kita. Hakikati başkalarına, hatta mesajımıza karşı çıkanlara duyurmak için gereken cesarete kendi başımıza değil, Yehova’nın yardımıyla sahip olabiliriz. |
Bahkan, jika harapan hidup abadi tidak termasuk dalam pahala Yehuwa kepada hamba-hamba-Nya yang setia, saya masih akan berhasrat untuk menempuh kehidupan dengan pengabdian yang saleh. Yehova’nın sadık hizmetçilerine olan ödülü sonsuz yaşam ümidini içermeseydi bile, ben yine de Tanrı’ya bağlı bir yaşam sürdürmeyi isterdim. |
Beberapa bahkan merasa bahwa semua kegilaan akan milenium ini akan menimbulkan semacam histeria massa. Hatta bazı kişiler, bütün bu milenyum reklâmının bir tür ortak histeri oluşturacağını bile düşünürler. |
Seperti yang kukatakan pada murid-muridku, bahkan satu tegukan itu terlalu banyak. Öğrencilerime dediğim gibi, tek bir içki bile bir içkiden fazladır. |
Mereka menderita penyakit, panas, kelelahan, dingin, rasa takut, kelaparan, rasa sakit, keraguan, dan bahkan kematian. Onlar hastalık, sıcak, bitkinlik, soğuk, korku, açlık, acı, şüphe ve hatta ölümle uğraşmışlardı. |
Tetapi Ivan ia tidak bisa bahkan membunuh lalat. Ama İvan bir sinek bile öldüremedi. |
(Mikha 4:3, 4) Pada waktu ini orang sedang memikirkan bagaimana caranya untuk mengendalikan kejahatan, tetapi Allah telah mengumumkan maksudnya untuk membasmi kejahatan bahkan segala sumber kejahatan, yaitu dengan menyingkirkan falsafah2 hidup dan keadaan2 yang menyebabkan kejahatan. (Mika 4:3, 4) İnsanlar, kanunsuz davranışları kontrol altına almağa çalışıyorlar, fakat Tanrının maksadı daha da mükemmeldir; zira kendisi kanunsuzluğa sebebiyet veren ortamı ve nedenleri ortadan kaldıracaktır. |
20 Bahkan penindasan atau pemenjaraan tidak dapat membungkamkan Saksi-Saksi Yehuwa yang berbakti. 20 Zulüm ve hapsedilme bile Yehova’nın sadık Şahitlerini susturamaz. |
Bahkan dewasa ini, beberapa ekstremis masih mengutip tulisan keagamaan untuk mengesahkan dominasi terhadap perempuan, dan menyatakan bahwa perempuan patut dipersalahkan atas permasalahan umat manusia. Günümüzde bile hâlâ bazı fanatik kişiler, kadın üzerinde hâkimiyet kurmayı haklı göstermek için dinsel metinlerden alıntı yapıyor ve kadının insanlığın sorunlarının kaynağı olduğunu iddia ediyor. |
Dia bahkan tidak punya meja. Onun bir masasi bile yok. |
Bahkan jika mereka terkena penyakit seperti Alzheimer yang merusak sebagian sinapsis mereka, mereka memiliki banyak koneksi cadangan tambahan, dan ini menyangga mereka dari melihat bahwa ada sesuatu yang hilang. Yani Alzheimer gibi sinapslerinin bazılarını kaybedecekleri bir hastalıkta bile, birçok ekstra yedek bağlantıları vardır ve bu onların yanlış giden bir şey olduğunu fark etmelerini önler. |
Bahkan Tariq benar-benar dalam mood hari ini. Şimdi Tarık da tam havasında. |
Sadarlah kau bahkan tidak suka aku. Benden hoşlanmadığını fark ettim. |
Henry tidak tahu benar atau salah, bahkan tidak tertarik. Henry doğruyu yanlıştan ayıramıyor, ya da umursamıyor. |
Di masa koboi tubuhmu diukur bahkan sebelum naik tanggal. Vahşi Batı'da olsaydık, sen basamakları çıkarken tabutunu hazırlamaya başlardık. |
Aku bahkan tidak tahu nama asli Anda. Gerçek adını bile bilmiyorum |
Itu bahkan tidak terpasang masuk Fişi bile takılı değil. |
Endonezya öğrenelim
Artık bahkan'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.