Endonezya içindeki bengkak ne anlama geliyor?
Endonezya'deki bengkak kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte bengkak'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki bengkak kelimesi şişmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
bengkak kelimesinin anlamı
şişmekverb Terapkan beberapa kotoran basah itu, atau Anda akan membengkak seperti babi. Yanağına çamur sür, yoksa bir domuz gibi şişeceksin. |
Daha fazla örneğe bakın
Ada beberapa pembengkakan di area ini, yang mungkin mencegah cahaya mengaktifkan sel kerucut. Bölgede biraz şişlik var. Işığın konileri tetiklemesini engelliyor olabilir. |
Pemblokiran apa pun terhadap pembuluh limfa menyebabkan cairan menumpuk di daerah yang terpengaruh, menciptakan pembengkakan yang disebut edema. Lenf damarlarındaki herhangi bir tıkanma lenf sıvısının bu etkilenen bölgede birikmesine ve ödem denen şişliğin oluşmasına neden olur. |
Sebelum akhir gravitasi runtuh Bergetar bintang dan sebentar membengkak menjadi beberapa Aneh parodi itu sendiri. Son çekimsel çöküntüden önce yıldız titremeye ve garip bir şekilde kendince büyümeye başlar. |
Mereka bengkak dan memar. Her tarafları yara bere içinde. |
Bila prostat amat membengkak, penderita tidak dapat lagi buang air kecil. Prostat çok şiştiğinde, hastanın idrar yapmasını engelleyebilir. |
Pergelangan membengkak. Disk kayması. |
Jadi, saat kau dan ibumu, si stroberi bengkak, mengorek tempat sampah untuk mendapatkan kostummu, teruslah memilih sampai kau menemukan sesuatu yang langsing. Sen ve dev gibi annen kıyafetin için çöpleri karıştırırken zayıf gösterecek bir şey bulana kadar ara. |
Jangan lupa bengkak-bengkak itu. O güzelim apseleri unutmayalım. |
Tak ada bercak atau bengkak, jadi bukan tanda-tanda infeksi. Sisme ya da kizariklik yok, yani enfeksiyon belirtisi yok. |
Sistem kekebalan tubuh menyerang dan merusak jaringan yang sehat. Akibatnya, sendi-sendi bengkak dan terasa sakit. Vücudun kendi bağışıklık sistemi sağlıklı dokulara saldırıp onları yok eder, bu da eklemlerde ağrıya ve şişliğe yol açar. |
Waktu itu dengan membengkak Denizin dalgalanmasına göre zamanlamayı ayarlayın |
Apakah saya mabuk, atau dia bengkak? Hayır, TV adamıdır. |
(Yesaya 1:6b) Di sini, sang nabi berbicara tentang tiga jenis cedera: luka-luka (sayatan, seperti yang disebabkan oleh pedang atau pisau), memar (bengkak-bengkak akibat pukulan), dan bilur-bilur baru (luka baru yang menganga yang tampaknya tak tersembuhkan). (İşaya 1:6b) Peygamber burada açılan üç tip yaraya değiniyor: yaralar (kılıç veya bıçakla açılanlara benzer kesikler), bereler (yumruk izleri) ve taze darbe izleri (yeni olmuş, kapanmayacakmış gibi görünen açık yaralar). |
aku baru saja makan sesuatu yang pedas, dan sekarang bibirku bengkak. Az önce baharatlı bir şey yedim de dudaklarım şişti. |
Ia menyinggung tentang penelitian menyeluruh yang diadakan di Amerika Serikat yang menunjukkan bahwa meskipun biaya untuk 500 mililiter [1 unit] darah pada permulaan hanya 250 dolar, itu sebenarnya bisa membengkak menjadi 1.300 dolar lebih —lebih dari lima kali lipat harga semula. Şahit, ortalama kan ünitesinin masrafı başlangıçta sadece 250 dolar görünse de, aslında bu tutarın beş katından fazlaya, yani 1300 doların üzerine çıktığını gösteren Amerika Birleşik Devletlerinde yapılmış kapsamlı bir araştırmaya değindi. |
Tapi bahkan dengan bibir bengkak, mata sembab, dan pipi memerah, Saya menemukan bahwa inilah tempat di mana saya menemukan suka cita yang luar biasa. Fakat bu şişmiş dudaklar, çökmüş gözler ve kızarmış yanaklarla bile, ben, işte tam burada, inanılmaz bir keyif alıyordum. |
Penyebabnya pembengkakan otak. Beyin anevrizmasından. |
Bengkak, hentikan! Puffy, kes şunu! |
Hanya membengkak negro- pemukulan Zenci dövdüren bir şimarik |
Ada gumpalan dalam darahku, sedikit lagi menjadi pembengkakan pembuluh darah. Beynimde bir kan pıhtısı var anevrizmanın bir kaç inç uzağında. |
Selain itu, antioksidan dalam madu punya kemampuan anti peradangan yang turut ”mengurangi bengkak, meningkatkan aliran darah dan mencegah luka agar tidak bernanah”. Buna ek olarak, balın içindeki antioksidanlar (oksitlenmeyi önleyen maddeler) iltihap önleyici etkiye sahiptir, bu da “şişkinliği azaltır, kan dolaşımını düzeltir ve yaranın sulanmasını önler.” |
Ini hanya seperti vagina kecil yang bengkak? Sadece pörsümüş ama hiç bir şeye benzemiyor değil mİ? |
Kau bisa memberinya es, menggunakan obat serbuk untuk mengurangi bengkaknya. Buz tutabilirsin, şişmesini indirmek için ağzından ilaç verirsin. |
Jadi sungguh mengejutkan untuk mendapatkan kultur sel punca seperti ini dari bagian luar otak bengkak yang kami dapatkan di ruang operasi. O yüzden bu tür kök hücre kültürlerini ameliyathaneden aldığımız şişmiş beynin yüzeysel kısımlarından elde etmek şaşırtıcı bir şeydi. |
(c) Pembedahan terbuka digunakan jika prosedur transuretra tidak dapat digunakan karena prostat sangat bengkak. (c) Açık cerrahi, prostatın çok büyümüş olduğu durumlarda, transüretral bir işlem yapılamadığında uygulanır. |
Endonezya öğrenelim
Artık bengkak'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.