Endonezya içindeki istirahat ne anlama geliyor?
Endonezya'deki istirahat kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte istirahat'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki istirahat kelimesi dinlenme, ara, istirahat, mola, kırmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
istirahat kelimesinin anlamı
dinlenme(relaxation) |
ara(interruption) |
istirahat(intermission) |
mola(intermission) |
kırmak(to break) |
Daha fazla örneğe bakın
Orang Kristen memasuki ”peristirahatan sabat” ini dengan menaati Yehuwa dan mengejar keadilbenaran berdasarkan iman akan darah Yesus Kristus yang dicurahkan. İsa’nın takipçileri, Yehova’ya itaat ederek ve İsa Mesih’in dökülen kanının değerine imana dayanan doğruluğun peşinde koşarak bu ‘sebt günü rahatına’ girerler. |
Dalam peralihan dari satu pokok utama kepada yang lain, istirahat memberi hadirin kesempatan untuk merenungkan. Bir ana noktadan başka bir ana noktaya geçerken yapılan ara dinleyicilere düşünme fırsatı verir. |
Pergilah engkau ke tempat tidur, dan istirahat; untuk kebutuhan engkau. Yatak, ve dinlenme için sana sen yaptın ihtiyacı için. |
(Yohanes 11:11) Sehubungan nabi Daniel, kita membaca, ”Engkau akan beristirahat, dan akan bangkit untuk mendapat bagianmu pada kesudahan zaman.” —Daniel 12:13. (Yuhanna 11:11) Peygamber Daniel hakkında şunları okuyoruz: “Fakat sen, son oluncıya kadar git; çünkü rahata varacaksın, ve günlerin sonunda kendi nasibine kalkacaksın.”—Daniel 12:13 |
Aku ingin beristirahat. Biraz uyumak istiyorum. |
Baiklah anak perempuan, istirahat. Tamam kızlar, mola. |
Namun, ketika istirahat makan siang, Saudara Joseph Rutherford, yang mengawasi pekerjaan pengabaran pada masa itu, meminta untuk berbicara kepada saya. Fakat bir öğle yemeği arasında o zamanlar bu işin gözetimini yürüten Joseph Rutherford birader benimle konuşmak istedi. |
Aku akan beristirahat sampai keluargamu kembali denganku ke rosings. Aileni yanımda Rosings'e götüreceğim. |
Istirahat, cintaku. Dinlen, aşkım. |
James melanjutkan, ”Selama istirahat makan siang di perusahaan kami, sering kali ada percakapan yang menarik. James anlatmaya devam ediyor: “Şirketimizde öğle aralarında sık sık çok ilgi çekici sohbetler olur. |
Nikmati dan istirahatlah sebelum pergi esok pagi. Yarın erken kalkacaksın, ondan önce eğlen ve dinlen. |
Beristirahatlah Eleanor. İyice dinlen Eleanor. |
Situasi di mana kita menemukan diri kita adalah sedemikian rupa sehingga kita tidak bisa, untuk saat ini, beristirahat apapun. İçinde bulunduğumuz durumda, olması mümkün görünmüyor, işlere ara veremeyiz. |
Sediakan tempat yang tenang untuk mengerjakan pekerjaan rumah, dan sering-seringlah memberinya waktu istirahat. Ev ödevini yapabilmesi için sessiz bir ortam sağlayın ve çocuğunuzun sık sık ara vermesine izin verin. |
Setelah beristirahat sekitar satu jam, ia kemudian pergi untuk pekerjaan berikutnya. Bir saat kadar dinlendikten sonra öteki işine gidiyordu. |
Ya, kata roh itu, biarlah mereka beristirahat dari kerja keras mereka, karena perkara-perkara yang mereka lakukan langsung menyertai mereka.’” Ruh: Evet, diyor, ta ki, emeklerinden rahat etsinler; çünkü işleri kendilerile beraber gidiyor.” |
Apa pengaturan utk istirahat siang, dan bagaimana hal ini bermanfaat? Öğle arasında hangi düzenlemeler yapılmıştır? Bunun ne gibi yararları vardır? |
Mungkin kita harus mengambil istirahat. Belki de biraz ara vermeliyiz. |
❖ Sediakan waktu untuk bersantai: Bahkan Yesus, manusia sempurna yang berstamina tinggi, mengajak murid-muridnya untuk ”pergi ke tempat yang sunyi dan beristirahat sedikit”. ❖ Dinlenmek için vakit ayırın: Büyük bir dirence sahip, kusursuz bir adam olan İsa bile, öğrencilerinden ‘ıssız bir yere gidip biraz dinlenmelerini’ rica etti. |
• Bagaimana kita dapat memasuki istirahat Allah dewasa ini? • Bugün Tanrı’nın dinlenme gününe girmek ne anlama gelir? |
Sebaiknya kau istirahat. Biraz dinlensen iyi olacak. |
(Matius 26:39-41) Ketika kumpulan orang mengganggunya sewaktu ia mencari tempat yang tenang untuk beristirahat dan menyendiri, ia tidak menyuruh mereka pergi; ia mengerahkan diri, mengajarkan ”banyak hal” kepada mereka. Takipçileri kendisini hayal kırıklığına uğrattığında onları azarlamadı; yüreklerini etkileme çabasını sürdürdü (Matta 26:39-41). |
Dia sedang beristirahat. Kendinde. |
aku akan mengambil file kasusnya dan jika Panzer bersalah bagi kami, kalian bisa istirahat karena aku dan tim akan menanganinya. Dava dosyalarına bakacağım ve Panzer bizim görüşümüze göre de tehlikeli ise benim ve ekibimin gözü üzerinde olacak, emin olabilirsiniz. |
Ambil istirahat. Biraz dinlenin. |
Endonezya öğrenelim
Artık istirahat'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.