Endonezya içindeki istri ne anlama geliyor?

Endonezya'deki istri kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte istri'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki istri kelimesi karı, eş, hanım, karı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

istri kelimesinin anlamı

karı

noun (Bir evli kadın.)

Tom lebih tua tiga tahun dari istrinya.
Tom karısından üç yaş daha büyük.

noun (Bir evli kadın.)

Ini adalah gambar dari ayahku dan istri pertamanya.
Bu, babamın ve ilk eşinin bir resmi.

hanım

noun

Bahkan istri rumah tangga yang kaya sepertinya datang kesini mencari narkotik.
Onun gibi zengin ev hanımları bile uyuşturucu için buraya gelir.

karı

noun

Istriku mempunyai kesalahan-kesalahan. Meskipun demikian, aku mencintainya.
Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.

Daha fazla örneğe bakın

Suami beriman yang senantiasa mengasihi istrinya, baik dalam masa senang maupun susah, membuktikan bahwa ia benar-benar mengikuti teladan Yesus yang mengasihi dan memperhatikan sidang.
İyi günde kötü günde eşlerini sevmeye devam eden imanlı kocalar, cemaati seven ve onunla ilgilenen Mesih’i tam olarak örnek aldıklarını gösteriyorlar.
Beraninya kau menyentuh istriku!
Karıma dokunmaya nasıl cesaret edersin!
Pasangan suami istri utusan injil yang disebutkan di atas telah menemukan jawaban yang memuaskan untuk pertanyaan itu, dan Saudara juga dapat.
Makalenin başında sözü edilen çift, sorularına tatmin edici yanıtlar aldılar; siz de alabilirsiniz.
10 Di sini, Yerusalem dilukiskan seolah-olah ia adalah seorang istri dan ibu yang tinggal di kemah-kemah, seperti Sara.
10 Burada Yeruşalim’e, Sara gibi çadırlarda oturan bir , bir ana olarak hitap ediliyor.
Pada tahun 1977, istri tercinta dan pendamping setia saya meninggal.
Sevgili eşim, imanlı can yoldaşım 1977’de öldü.
12 Menurut hukum-hukum Yehuwa yang diberikan melalui Musa, istri harus ’dikasihi’.
12 Musa vasıtasıyla verilen Yehova’nın kanunlarına göre, zevceler, “sevgiyle bağra basılmış” olmalıydılar.
Saat tiba di sana, tujuan pertama saya adalah untuk mendapatkan apartemen, agar saya bisa membawa istri dan bayi saya, Melanie, ikut ke Idaho.
Oraya vardığımda ilk amacım bir daire bulmaktı, böylece eşimi ve yeni doğmuş bebeğim, Mealnie'yi, Idaho'ya benimle birlikte olmaları için getirebilecektim.
Yesus menyatakan suatu prinsip mengenai hubungan antar manusia yang sering kali diabaikan atau dilalaikan para suami istri sehingga merugikan.
İsa çiftlerin çoğu zaman önemsemeyip ihmal ettikleri kendi zararlarıyla ilgili ilişkiler konusunda bir prensip bildirmişti.
6 Pada Selasa pagi tanggal 26 April 1938, Newton Cantwell, usia 60; istrinya, Esther; dan putra-putra mereka Henry, Russell, dan Jesse —kelimanya perintis istimewa— berangkat mengabar seharian ke kota New Haven, Connecticut.
6 Newton Cantwell (60 yaşında), eşi Esther, oğulları Henry, Russell ve Jesse ile birlikte özel öncü olarak hizmet ediyordu. 26 Nisan 1938 Salı günü Connecticut eyaletinin New Haven şehrinde duyuru faaliyetinde bulunmak üzere evden çıktılar.
Dia mengatakan padamu aku punya istri?
Evli olduğumu da söyledi mi?
Dan ini istri Palestinamu?
Ve bu da Filistinli karın?
Laki-laki itu melarikan diri bersama istrinya itu.
Yani bu gençler birisinin karısını kaçırmış?
Lalu dimana istrimu?
Senin karın nerede?
kemudian dia bilang dia tidak bisa meninggalkan istrinya
Sonra karısını terk edemeyeceğini söyledi.
Mungkin seorang istri dapat mengelakkan keadaan ini dengan memikirkan sebelumnya secara saksama bagaimana ia akan memulai pembicaraan.
Bir kadın konuya nasıl gireceğini dikkatle düşünerek belki bundan kaçınabilir.
Tolong temukan istri saya.
Lütfen karımı bulun.
Aku menghabiskan waktu bertanya tentang pernikahan, dan tidak membicarakan bagaimana artinya menjadi suami dan istri bagi kita.
Evlenmek hakkında çok konuştum ama karı koca olmanın bizler için ne ifade ettiğinden hiç bahsetmedim.
Catatan Alkitab berbunyi, ”Miriam dan Harun mulai berbicara menentang Musa karena orang Kus yang diambilnya menjadi istri . . .
Mukaddes Kitap kaydı şöyle söylüyor: “Miryam ile Harun, aldığı Habeş kadından dolayı, Musa aleyhinde söylediler. . . . .
17 Dan kepada Adam ia berfirman, ”Karena engkau mendengarkan perkataan istrimu dan memakan buah dari pohon yang tentangnya aku memberikan perintah ini,+ ’Engkau tidak boleh memakan buahnya’, terkutuklah tanah oleh karena engkau.
17 Ve Âdem’e şunları dedi: “Karının sözünü dinleyip ‘Yemeyeceksin’ diye emrettiğim+ ağacın meyvesinden yediğin için, toprak senin yüzünden lanetli oldu.
Di tempat tidur yang Anda dan istri Anda berbagi, tidak kurang.
Hemde sen ve karının beraber paylaştığınız yatağınızda.
Istriku biasa mengatakan bahwa aku dikenal sebagai orang yg keras
Karım sürekli benim tanınması zor birisi olduğumu söylerdi
Istri saya, anakku dan saya sendiri akan merasa terhormat...
Karım, kızım ve ben, onur duyardık.
Bila suami atau istri telah melakukan perzinaan, pemeriksaan dapat melindungi teman hidup yang tidak bersalah terhadap bahaya tertular.
Test yaptırmak, zina olaylarında masum eşin korunmasına yardımcı olabilir.
Aku tahu ttg istrinya dan hasrat utk membalas kematiannya.
Karısından ve ölümünün intikamını alma arzusundan haberdarım.
Dulu dia petani sampai istrinya terbunuh
Karısı öldürülene kadar sıradan bir çiftçiydi

Endonezya öğrenelim

Artık istri'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.