Endonezya içindeki jingga ne anlama geliyor?
Endonezya'deki jingga kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte jingga'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki jingga kelimesi turuncu, portakal rengi, Turuncu anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
jingga kelimesinin anlamı
turuncunoun Terkadang jarimu terlapisi bubuk warna jingga setelah memakannya. Bazen, bunu yedikten sonra parmakların turuncu şeyle kaplanır. |
portakal rengiadjective |
Turuncu
Warna cahaya mereka berkisar dari hijau sampai kuning hingga jingga. Yaydıkları ışığın rengi, yeşil ile sarı veya turuncu arasında değişir. |
Daha fazla örneğe bakın
Saya ingin kepalanya seperti Dachshund, tubuhnya seperti retriever, mungkin beberapa bulu jingga, dan akan bersinar di kegelapan. " Bir Dachsund ( Sosis ) cinsi kafaya sahip, Retriever cinsi bir gövdesi olan, mümkünse pembe tüylü ve karanlıkta parlayan bir köpek olsun " |
Daerah ini tampak berwarna kecoklatan, namun saat kami menggunakan sinar infra merah dan mengolahnya, tiba- tiba saja dengan warna semu lokasi ini tampak berwarna jingga terang. Ve bu bölge kahverengi görünmektedir, ama kızılötesi kullandığımız da ve onu işlediğimizde, birden, sahte renk kullanarak bölge açık pembe olarak görünmektedir. |
Gambar di sebelah kanan berasal dari permukaan kuning, di dalam bayangan, menghadap ke kiri, terlihat melalui medium jingga. Sağdaki sarı bir yüzeyden, gölge içerisinde, sola bakacak şekilde yerleştirilmiş, pembemsi bir ortamdan arkasından görülüyor. |
Mereka baru saja merayakan ulang tahun ke- 3 mereka sangat senang dengan semua yang berwarna jingga dan ungu. Henüz yeni üç yaşına girmişlerdi, pembe ve mor renkteki herşeye bayılıyorlardı. |
Ada pula yang berwarna jingga, merah kecokelatan, emas, kuning muda, biru keabu-abuan, dan bahkan bebercak-bercak hitam-cokelat-putih. Turuncu, kızıl kestane, altın sarısı, canlı sarı, gri-mavi, hatta siyah-kahverengi-beyaz alacalıları görülmüştür. |
Sepatu merah muda dipadankan dengan gaun jingga. Pembe pabuçlar ve bu turuncu şey. |
Warna cahaya mereka berkisar dari hijau sampai kuning hingga jingga. Yaydıkları ışığın rengi, yeşil ile sarı veya turuncu arasında değişir. |
Aku sedang di sebuah tempat...... dan aku hanya ingin memastikan kau masih mau warna krem dan jingga Siparişleri almaya geldim...... ve krem rengi ve turuncu sana uygun mu diye emin olmak istedim |
Hijau berarti keluaran, biru berarti tenaga, merah muda berarti input, jingga berarti kabel. Yeşil çıkış, mavi güç, pembe giriş, turuncu da kablo demek. |
KALA mentari mulai mengintip di atas kota Goma, langit pun dihiasi semburat warna merah muda dan jingga. GOMA şehrinde, her sabah güneş doğarken gökyüzü pembe ve turuncuya boyanır. |
Tidak, ji-jingga tepatnya. Hayır, turuncu doğru. |
Matahari berwarna kuning cerah dan langit di sekelilingnya berupa bayang-bayang berwarna jingga dan kuning. Güneşin rengi parlak sarıdır ve hemen etrafındaki gökyüzü turuncuyla sarının tonlarındadır. |
Jingga berarti panas. Turuncu, sıcak demek. |
Di ufuk timur, cahaya keemasan mengumumkan datangnya fajar, sedangkan langit barat mengucapkan selamat tinggal kepada siang hari melalui pertunjukan yang amat indah dengan warna merah muda, jingga, merah, dan ungu. Doğudaki altın parlaklığı gündoğumunu haber verirken, göğün batı yakası pembe, turuncu, kızıl ve morun muhteşem tonlarıyla bir güne daha veda eder. |
Dia suka kardigannya Yang tampak berwarna jingga  ¶ Hırkasını pek sever Turuncu renkte olan  ¶ |
Daerah ini tampak berwarna kecoklatan, namun saat kami menggunakan sinar infra merah dan mengolahnya, tiba-tiba saja dengan warna semu lokasi ini tampak berwarna jingga terang. Ve bu bölge kahverengi görünmektedir, ama kızılötesi kullandığımız da ve onu işlediğimizde, birden, sahte renk kullanarak bölge açık pembe olarak görünmektedir. |
Rompi jingga? Turuncu yelek mi? |
Mereka baru saja merayakan ulang tahun ke-3 mereka sangat senang dengan semua yang berwarna jingga dan ungu. Henüz yeni üç yaşına girmişlerdi, pembe ve mor renkteki herşeye bayılıyorlardı. |
Warnanya terdiri dari merah, jingga, kuning, dan hijau. Işığın renkleri arasında kırmızı, turuncu, sarı ve yeşil vardır. |
Sangat jingga dan kuning. Pembe ve sarı ağırlıkta. |
Hal itu bisa jadi warna yang cerah seperti merah atau jingga yang seolah-olah meminta perhatian kita, atau warna yang menenteramkan seperti biru atau hijau. Kırmızı veya turuncu gibi dikkat çekici parlak bir renk ya da mavi veya yeşil gibi dinlendirici bir renk olabilir. |
Para ilmuwan menambahkan sebuah gen tunggal yang menyandi protein, diwakili oleh bola jingga ini, yang memberi umpan balik dirinya sendiri demi terus menghasilkan protein itu. Bilim adamları, bu turuncu topla temsil edilen proteine kendisi ile beslenerek daha çok çoğalmaya devam etmesini kodlayan tek bir gen ekliyorlar. |
Kau ada di pantai jingga 3! Portakal Sahili 3'tesiniz! |
Mobil yang menabrak Marvin berwarna jingga. Marvin'i ezen araba turuncuydu. |
Terkadang jarimu terlapisi bubuk warna jingga setelah memakannya. Bazen, bunu yedikten sonra parmakların turuncu şeyle kaplanır. |
Endonezya öğrenelim
Artık jingga'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.