Endonezya içindeki kebetulan ne anlama geliyor?

Endonezya'deki kebetulan kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte kebetulan'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki kebetulan kelimesi şans, baht, talih, rastlantı, olmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

kebetulan kelimesinin anlamı

şans

(hazard)

baht

(hazard)

talih

(fluke)

rastlantı

(accident)

olmak

(befall)

Daha fazla örneğe bakın

Ada banyak bintang, betulkan?
Ne çok yıldız var, öyle değil mi?
Apakah ia sekadar terjadi secara kebetulan?
Bu sadece bir tesadüf mü?
Secara kebetulan, pada malam sebelumnya, saya dituduh bertanggung jawab atas keadaan yang menyedihkan dari para tahanan lain karena saya tidak mau ikut dalam doa mereka kepada Perawan Maria.
Rastlantı eseri, bir gece önce, diğer tutukluların Meryem Ana’ya yaptıkları duaya katılmadığımdan onlar tarafından kötü durumlarının sorumlusu olmakla suçlanmıştım.
Baiklah, kamu tahu betul khan tidak bisa bikin sajak pakai orange
Şey, turuncuyla kafiyeli hiçbir şey olmadığını iyi biliyorsun
43:10-12) Saya juga mengingat betul kebaktian di Washington, DC, tahun 1935, di mana sebuah khotbah bersejarah mengidentifikasi ”kumpulan besar”, yang disebut di Penyingkapan.
43:10-12). 1935’te Washington D.C.’de yapılan bölge ibadetini de iyi hatırlıyorum. Orada Vahiy’de sözü edilen “büyük kalabalığın” kimlerden oluştuğunu açıklayan tarihi bir konuşma yapılmıştı (Vah.
Dan bagaimana jika kau kebetulan mendapat ulasan dari beberapa wartawan pertarungan terbaik di negeri ini, itu akan sangat bagus juga, bukan?
Ve eğer ülkedeki en iyi dövüş yazarları tarafından da yazılsan fena olmazdı, değil mi?
Saya memintanya untuk membetulkan posisi kaki saya yang remuk.
Ondan bacaklarımın pozisyonunu düzeltmesini istedim, çünkü feci şekilde yaralanmışlardı.
Betul, Mama V?
Değil mi, Mama V?
”Manusia akhirnya tahu bahwa ia seorang diri dalam jagat raya yang luar biasa luas dan tidak berperasaan ini, yang darinya ia muncul hanya secara kebetulan.”
“İnsan kendisinin ancak şans eseri ortaya çıktığı Evren’in duygusuz enginliği içinde yalnız başına olduğunu en sonunda anladı.”
(Matius 7:12, TB) Apakah tingkah laku demikian memperlihatkan bahwa kita sudah serasi betul dengan maksud tujuan Allah supaya bumi ini menjadi suatu Firdaus?
(Matta 7:12) Böyle bir davranış, bir şahsın düşüncesinin Tanrı’nın bu yerin bir Cennet haline gelmesi maksadıyle tam ahenkte olduğunu ispat ediyor mu?
Nah, bukankah beruntung bagi Anda bahwa kita kebetulan menuju ke arah Anda?
Biz de oraya gidiyoruz. Ne şanslısın, değil mi?
(Lukas 3:38) Jadi Yesus betul-betul memenuhi syarat untuk memberikan hidupnya sebagai “tebusan yang setimpal.”—1 Timotius 2:6; Efesus 1:7.
(Luka 3:38) Böylece İsa, hayatını “eşdeğerde bir fidye” olarak sunmak için tümüyle yeterliydi.—I. Timoteos 2:6; Efesoslular 1:7, 8.
Apakah kebetulan saja?
Bu bir rastlantı mıdır?
Takdir telah mempertemukan kita, betulkan?
Kaderlerimiz bir yerde çakışıyor, farketmiyor musunuz?
Yah, betul.
Şey, evet.
Apakah kau benar-benar berharap aku percaya kau memilih rumah ini secara kebetulan?
Bizim evi tesadüfen seçtiğine inanmamı mı istiyorsun?
Diperlukan kecerdasan; itu tidak mungkin muncul dari kejadian-kejadian kebetulan.
Bu zekâ gerektirir; rastlantısal olaylar sonucu ortaya çıkmış olamaz.
16 Saudara pasti mengenal betul nasihat Paulus kepada jemaat di Efesus, ”Kenakanlah seluruh perlengkapan senjata dari Allah agar kamu sanggup berdiri teguh melawan siasat-siasat licik Iblis.”
16 Pavlus’un Efesoslular’a verdiği tembihi biliyorsunuzdur: “İblis’in sinsi oyunları karşısında sarsılmadan durabilmek için Tanrı’nın verdiği tüm silahlarla donanın” (Efesoslular 6:11).
Kami ingat betul nasihat Saudara Fred Franz, yang melayani sebagai presiden Lembaga Alkitab dan Risalah Menara Pengawal.
Teşkilatın yasal kurumunun başkanı olarak hizmet eden Birader Fred Franz’ın öğüdünü aklımızdan hiç çıkarmadık.
Kau ingin aku diam saja ketika kau tahu betul bahwa aku bisa menyembuhkannya?
Onu iyileştirebileceğimi bildiğin halde bir şey yapmamamı mı istiyorsun?
Kau pikir ini adalah hanya kebetulan?
Sadece tesadüf mü sizce?
Tapi kau belum melihatnya betul.
Ama onu doğru düzgün görmedin bile.
Satu raksasa enema, yang kebetulan menjadi bidangku.
Kocaman bir temizlik, ki bu benim uzmanlık alanımdır.
Suatu kebetulan yang luar biasa.
Evrensel bir tesadüfler serisi.
5 Akan tetapi, jika kita berpikiran rohani, kita akan senantiasa menyadari bahwa meskipun Yehuwa bukanlah Allah yang suka mencari-cari kesalahan, Ia tahu betul sewaktu tindakan kita didasari pikiran dan keinginan yang buruk.
5 Bununla birlikte, eğer ruhi düşünüşlü kişilersek, şunun daima bilincinde olacağız: Yehova sürekli kusur bulan bir Tanrı olmamasına rağmen, kötü düşüncelere ve arzulara göre hareket ettiğimizde, bunu bilir.

Endonezya öğrenelim

Artık kebetulan'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.