Endonezya içindeki kemarahan ne anlama geliyor?

Endonezya'deki kemarahan kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte kemarahan'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki kemarahan kelimesi kızgınlık, öfke, kızgınlık anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

kemarahan kelimesinin anlamı

kızgınlık

noun

Tapi kemudian kemarahan dan depresi tentang ayah saya datang.
Fakat sonra, babamın vefatına dair kızgınlık ve depresyon beni sardı.

öfke

noun

Anda mencoba untuk menggunakan bumi miskin ini berkeringat semua rasa bersalah dan kemarahan.
Sen bu zavallı toprak kullanmaya çalışıyoruz Tüm suçunu ve öfke dışarı ter.

kızgınlık

Kemarahan antara orangtua dan anak adalah hal paling alami di dunia.
Bir ebeveyn ile çocuğu arasındaki kızgınlık, dünyadaki en doğal şeydir.

Daha fazla örneğe bakın

Yesus menyebut rasul (Petrus dan Andreas; Filipus dan Bartolomeus; Yakobus dan Yohanes) ”Anak-Anak Guruh” karena watak mereka yang cepat marah. [gt-IN psl.
II. Korintoslular 4:7’ye göre sahip olduğumuz “hazine” (Tanrı’nın zengin eden maddi bereketleri; Tanrısal hizmet; kişinin yeti ve yetenekleri) demektir. [2, kd 10/90 s. 13 par.
Dia benar2 mau marahi orang
Hepsi hak etmişti üstelik.
Ini adalah " jari-jari kemarahan.
" Öfkeli Parmaklar "
Aku mengerti mengapa kau marah... tapi aku butuh kalian untuk mengambil langkah tepat, dengan memahami situasi.
Neden sinirli olduğunu anlıyorum ama biraz uzaklaşıp büyük resmi görmen gerekiyor.
Ketika berbicara kepada orang-orang yang berada di bawah Taurat, ia memperlihatkan bahwa, bukan saja tidak membunuh, tetapi mereka perlu mencabut habis kecenderungan apapun untuk tetap marah dan tidak memakai lidah untuk merendahkan saudara-saudara mereka.
O sıralarda Kanun ahdi altında bulunan kişilere hitap ederken, sadece cinayet işlemekten kaçmanın yeterli olmadığını, bunu yanı sıra sürekli öfke gösterme eğilimini kökünden sökmelerinin ve dillerini kardeşlerine karşı aşağılayıcı şekilde konuşmaktan alıkoymalarının gereğini de gösterdi.
Orang-orang selalu marah padamu tanpa alasan yang jelas?
Durduk yere insanlar bağırır mı sana?
Aku tidak marah padamu.
Sana kızgın değilim.
Jika ini jadi permanen, aku akan sangat marah.
Bu kalıcı olsaydı, çok kızardım.
Terlalu kuat, terlalu marah.
Çok güçlüler, kudurmuş durumdalar.
Misalnya, seorang Kristiani mungkin cepat marah atau sensitif dan mudah tersinggung.
Örneğin, İsa’nın bir takipçisi, sıcakkanlı veya hassas ve kolay gücenen biri olabilir.
Saya pikir ibumu Dia marah dengan saya.
Sanirim annen bana cok kizgin.
Dia bakal marah besar kalau kuceritakan soal ini.
Olanları duyunca çılgına dönecek.
Akibatnya, beberapa orang yang menelannya mentah-mentah akan merasa resah, bahkan marah.
Bu tarz yalan haberler, okuduklarına ya da duyduklarına sorgulamadan inanan bazı insanları olumsuz etkiliyor.
▪ Mengapa Yesus marah, dan apa yang ia lakukan?
▪ İsa neden öfkelendi ve ne yaptı?
Minta ijin untuk marah, Pak.
Sinirlenme izni istiyorum, efendim.
Terjadi kemarahan besar di kalangan para putra Yakub karena ”kekejian yang memalukan terhadap Israel.”
“İsrailde çirkin olanı yaptı”ğı için Yakub’un oğulları arasında büyük kızgınlık oldu.
Vernon akan marah lebih dari yang bisa kau atau orang lain bayangkan.
Vernon senin veya başka birinin hayal edebileceğinden çok daha fazla kez batırdı.
Tahukan kamu seperti apa kemarahan setengah milyar dolar itu?
Milyon dolarlarını kaybetsen hissedeceğin kızgınlığı tahmin edebiliyor musun?
Karena itu, mengenai Dia pemazmur Daud bernyanyi, ”Yehuwa itu berbelaskasihan dan murah hati, lambat marah dan berlimpah dengan kebaikan hati yang penuh kasih.
Bununla ilgili olarak mezmur yazarı Davud, O’nun hakkında şu ilahiyi söyledi: “RAB rahîmdir ve rauftur, çok sabırlıdır ve inayeti çoktur.
Karena kurasa menyalurkan kemarahanmu mungkin pilihan yang lebih baik.
Çünkü öfkene odaklanmanın daha iyi bir seçenek olabileceğini düşünüyorum.
Aku tidak marah.
Kızgın falan değilim.
Gejala-gejala awal berhenti merokok mungkin termasuk kecemasan, gampang marah, pusing, sakit kepala, susah tidur, sakit perut, lapar, keinginan yang kuat untuk merokok lagi, sulit berkonsentrasi, dan gemetaran.
Bıraktığınızda kaygı, sinirlilik, baş dönmesi, baş ağrısı, uykusuzluk, mide rahatsızlıkları, açlık, aşırı istekler, dikkat zayıflığı ve titreme gibi yoksunluk belirtileri baş gösterebilir.
Jangan membuatku marah!
Getirtme beni oraya ha!
Dalam jurnal The Humanist, Bertram Rothschild menyatakan, ”Kemarahan . . . pada dasarnya merupakan tanggung jawab pribadi.
The Humanist dergisinde yazan Bertram Rothschild şöyle diyor: “Öfke . . . . ilk başta kişisel bir sorumluluktur.
Ben, ini sangat membuatku marah.
İşte bu beni çileden çıkaran şey Ben.

Endonezya öğrenelim

Artık kemarahan'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.