Endonezya içindeki kesal ne anlama geliyor?
Endonezya'deki kesal kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte kesal'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki kesal kelimesi üzülmek, üzüntü duymak, pişman olmak, acıkmak, acınmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
kesal kelimesinin anlamı
üzülmek(rue) |
üzüntü duymak(repent) |
pişman olmak(rue) |
acıkmak(repent) |
acınmak(repent) |
Daha fazla örneğe bakın
Biasanya, berapa lama kita merasa kesal sebelum akhirnya bisa mengampuni? Birbirimizi affetmemiz genelde ne kadar zaman alıyor? |
Dia membuatku kesal Beni çileden çıkarıyor |
Namun, daripada kesal karena tidak punya uang lebih, cobalah belajar mengatur uang yang kamu miliki. Olmayan paran için endişelenmektense, elinde olan parayı nasıl kontrol edeceğini neden öğrenmeyesin? |
”Aku kesal sekali kalau orang tua atau guruku membanding-bandingkan aku dengan orang lain.” —Mia. “Ana babam ya da öğretmenlerim beni başkalarıyla karşılaştırdıklarında delirecek gibi oluyorum” (Melis). |
Ia mungkin bahkan tampak kesal atau marah. Kişi sinirli veya öfkeli bir şekilde karşımıza çıkabilir. |
Ayahku masih kesal padamu. Babam seni hala pek sevmiyor. |
Dan kau kesal gara-gara itu? Bu seni üzüyor mu? |
Kritikan yang terus-menerus, teriakan, dan pemberian julukan dengan kata-kata yang merendahkan seperti ”bodoh” atau ”dungu” hanya akan membuat mereka kesal.—Efesus 6:4. Fakat sürekli eleştirmek, bağırmak, “aptal” ya da “geri zekâlı” gibi aşağılayıcı ifadeler kullanmak onları kızdırmaktan başka bir işe yaramayacak.—Efesoslular 6:4. |
Mulai membuatku kesal. Beni kızdırmaya başlıyor artık. |
Akan tetapi dirinya tak pernah merasa kesal ataupun benci. Kızdığı veya üzüldüğü hiç görülmemiştir. |
Apakah dia kesal? Üzüldü mü? |
Apa kata para gadis: ”Aku kesal kalau sudah jelas-jelas aku bilang tidak, tapi dia terus saja mencoba.” —Karina, 20 tahun. Kızlar şöyle diyor: “Birine kesin bir dille hayır dediğimde ısrar etmeye devam ederse bu beni sinirlendirir” (Colleen, 20). |
Dia beri Chrisann izin untuk menjual rumah dan dia melakukan itu untuk membuatku kesal. Evi satması için Chrisann'a verdi, sırf bana inat olsun diye. |
Jadi, timbullah ketegangan dan kekesalan di antara para penjaga ternak. Dolayısıyla çobanları arasında gerginlik ve kırgınlık yaşandı. |
Gadis itu sangat kesal. Çok üzüldü. |
Ibumu sedikit kesal. Annen epey üzülmüş. |
Mengapa kau begitu kesal? Neden bu kadar sinirlisin? |
Dan kami sangat kesal. Ve sonuç olarak çok üzgündük. |
Pacarmu membuatku kesal. Erkek arkadaşın beni iyi anımda yakaladı. |
Yang satu, seorang penjahat, menjalani hukumannya dengan bersungut-sungut dan kesal. Biri, mecburiyetten ve hoşnutsuz bir tutumla cezasını çeken bir adi suçlu. |
Selain itu, perintah Darius agar semua orang di kerajaannya ”gentar kepada Allahnya Daniel” pastilah menimbulkan kekesalan di kalangan pemimpin agama Babilon yang berkuasa. Ayrıca Darius’un krallığın toprakları içinde oturanların tümüne ‘Daniel’in Tanrısından korkmaları’ yönünde duyurduğu ferman, Babil’in güçlü din adamlarını içten içe kızdırmış olmalı. |
Dan Hank hanya satu masalah, tapi Hexenbiest itu, kau tak mau membuat mereka kesal. Ayrıca Hank bir kişi ama Hexenbiest'leri kızdırmak istemezsin. |
Bagaimana jika orang yang mengritik Anda menjadi kesal? Sizi eleştiren kişi çok heyecanlanmışsa ne yapmalısınız? |
Aku tak tahu apa yang membuatmu begitu kesal. Ne için bu kadar üzüldüğünü bilmiyorum. |
Misalnya, seorang teman mungkin mulai kesal terhadap Anda lantaran bakat atau prestasi Anda. Örneğin, bir arkadaşının sana içerlemeye başlamasının nedeni senin yeteneklerin ya da başarıların olabilir. |
Endonezya öğrenelim
Artık kesal'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.