Endonezya içindeki kewarganegaraan ne anlama geliyor?

Endonezya'deki kewarganegaraan kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte kewarganegaraan'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki kewarganegaraan kelimesi vatandaşlık, Vatandaşlık anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

kewarganegaraan kelimesinin anlamı

vatandaşlık

noun

Dengan cara apa keluarga Saul mendapatkan kewarganegaraan masih menjadi misteri.
Saul’un ailesinin vatandaşlık hakkını nasıl elde ettiği hâlâ bilinmemektedir.

Vatandaşlık

Dengan cara apa keluarga Saul mendapatkan kewarganegaraan masih menjadi misteri.
Saul’un ailesinin vatandaşlık hakkını nasıl elde ettiği hâlâ bilinmemektedir.

Daha fazla örneğe bakın

Dia juga memegang kewarganegaraan Prancis.
Aynı zamanda Fransa vatandaşlığı da vardır.
Sonya menginginkan kewarganegaraan.
Sonya, ABD vatandaşı olmak istiyor.
Catatan kamu dihapuskan, kewarganegaraan kamu dipulihkan.
Sicilin temizlendi ve vatandaşlığın yenilendi.
Sebagai warganegara yang baik, orang Kristen sejati juga menghormati para penguasa dan lambang-lambang negara tempat mereka tinggal, mentaati hukum-hukumnya, dan memberikan sumbangan positif kepada kesejahteraan masyarakat mereka dan sesama mereka.
İsa’nın hakiki takipçileri de iyi vatandaşlar olarak, yaşadıkları ülkenin yöneticilerine ve sembollerine saygı gösterir, yasalara itaat eder, toplumlarının ve komşularının iyiliğine olumlu katkılara bulunurlar.
Kita akan menolak godaan untuk menuduh atau menghakimi sesama atas dosa, kekurangan, kelemahan, kecenderungan politik, keyakinan agama, kewarganegaraan, atau warna kulit mereka.
Başkalarını günahlarına, eksikliklerine, kusurlarına, siyasi eğilimlerine, dini inançlarına, milliyetlerine ya da deri rengine göre suçlama veya yargılama ayartmasına karşı koyacağız.
Hingga hari ini, Opa menganggap ditemukannya surat izin mengemudi yang membuktikan kewarganegaraan Australianya sebagai campur tangan ilahi, karena pada saat berhenti itu, beberapa jam kemudian, pasukan yang sama membunuh 12 orang Belanda yang pergi dengan kereta api itu.
Opa hâlâ, Avustralya vatandaşlığını kanıtlayan ehliyetin bulunmasının Tanrısal bir müdahale olduğundan emin; çünkü birkaç saat sonra, aynı durakta, aynı asker taburu, oradan geçen bir trendeki 12 Hollandalıyı öldürdü.
Semua warganegara Korea Selatan, catatan kriminalnya bersih.
Hepsi Güney Kore vaatandaşı ve sabıkaları temiz.
Pemain dengan kewarganegaraan ganda:.
Çifte vatandaşlığa sahiptir.
Dia menikahi Ayah, mendapatkan kewarganegaraan lalu pergi.
O seninle evlendi, vatandaşlık hakkını elde etti ve sonra bizi terk etti.
Anda telah menjadi pejabat negara, yang membuat Anda kewarganegaraan Jerman
Devletin resmi bir memuru konumunda olmanız...... sizi Alman uyruklu biri haline getiriyor
Jika pembunuhan ini berhasil, Kau kuberi kewarganegaraan baru.
Suikast başarılı olursa, sana yeni kimlik vereceğim.
Jika Crows kalah, kau dapatkan kewarganegaraan untukku, dan satu juta dollar untuk biaya hidup.
Crows kaybederse, bana vatandaslık ve 1 milyon dolar ayarlarsınız.
Saya telah mensponsori beberapa untuk kewarganegaraan.
Bir çoğuna vatandaşlık hakkı için sponsor oldum.
Tetapi Paulus tidak jadi disesah (dengan cambuk dari tali kulit yang dibubuhi simpul-simpul atau potongan-potongan logam atau tulang) ketika ia bertanya, ”Bolehkah kamu menyesah seorang warganegara Rum, apalagi tanpa diadili?”
Pavlus şunu sorunca, kendisinin (düğmeli veya maden ya da kemik parçaları bağlanmış deri sırımlarla yapılan bir kamçıyla) kamçılanmasını önledi: ‘Mahkûm edilmemiş bir Romalıyı kamçılamak yasal mıdır?’
Populasi imigran meningkat di abad ke-20 karena kedatangan imigran dari Belgia, Prancis, Italia, Jerman, dan Portugal, dengan mayoritas berasal dari yang terakhir: pada tahun 2013 ada sekitar 88.000 penduduk dengan Portugis kewarganegaraan.
20. yüzyılda artan göç oranları ve göçmen sayısıyla Belçika, Fransa, Almanya, İtalya ve büyük çoğunluğu da Portekiz'den olmak üzere binlerce kişi ülkeye giriş yapmıştır.
Dia kewarganegaraan ganda.
Çifte vatandaşlığı var.
Aku berada di sini hari ini untuk mengumumkan pada warganegara sebuah berita tragis.
Bugün vatandaşlarımıza, bazı mühim haberler vermek üzere buradayım.
”Paulus mau menggunakan kewarganegaraan Romawinya untuk meminta perlindungan sewaktu menghadapi proses hukum, tetapi ia tidak terlibat dalam mendukung kebijakan pemerintah kala itu,” kata buku Beyond Good Intentions —A Biblical View of Politics.
Kutsal Kitabın siyasetle ilgili görüşünü inceleyen bir kitap şu açıklamada bulunur: “Pavlus kendini korumak için Roma vatandaşı olarak yargı sisteminin kendisine tanıdığı hakları talep etmekten geri durmadı, fakat o döneme ait herhangi bir siyasi görüşü de desteklemedi” (Beyond Good Intentions—A Biblical View of Politics).
Jika aku melakukan perintahnya, aku akan mendapatkan kewarganegaraan Amerika.
Gidersem Amerika vatandaşı olabilecekmişim.
Karena sistem untuk warga Belanda kelahiran Kanada dari ayah, dan ibu yang berasal dari Korea Selatan, membuat mereka memiliki tiga kewarganegaraan.
Sominin babası Kanada-Hollandalı'dır annesi ise Koreli olduğu için üç ülkeninde vatandaşlığına sahiptir.
101'Penangkapan Warganegara'
101'Citizen's Arrest'
Karena Saul terlahir sebagai orang Romawi, berarti salah satu dari kakek leluhurnya telah mendapatkan hak istimewa berupa kewarganegaraan tersebut.
Saul’un doğuştan Roma vatandaşı olması, atalarından birinin vatandaşlık ayrıcalığını elde etmiş olduğunu gösterir.
Amnesty, kewarganegaraan, yang ia telah menerapkan setengah lusin kali.
Af, defalarca kez başvurduğu vatandaşlık.
Pasal 66 Konstitusi Turki mendefinisikan "Orang Turki" sebagai "siapapun yang terikat ke negara Turki melalui ikatan kewarganegaraan", oleh karena itu, penggunaan hukum istilah "Turki" sebagai warga negara Turki berbeda dengan definisi etnik.
Türkiye Anayasası'nın 66. maddesi, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan" herkesi, bir "Türk" olarak tanımlar.
Tetapi kami sangat memerlukan Anda untuk memastikan bahwa algoritma-algoritma ini memiliki kode rasa dari kehidupan publik, rasa tanggung jawab kewarganegaraan.
Fakat bizim gerçekten sizinlerin bir umumi hayat hissine, bir yurtdaşlık sorumlulukları ile ilişkin bu algoritimlerdeki içlerini şifrelenmesinden emin olmanızdır.

Endonezya öğrenelim

Artık kewarganegaraan'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.