Endonezya içindeki melestarikan ne anlama geliyor?
Endonezya'deki melestarikan kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte melestarikan'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki melestarikan kelimesi korumak, sürdürmek, devam etmek, saklamak, tutmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
melestarikan kelimesinin anlamı
korumak(husband) |
sürdürmek(keep on) |
devam etmek(keep on) |
saklamak(cover) |
tutmak(maintain) |
Daha fazla örneğe bakın
Untuk menjamin kelestarian mamalia yang langka ini, Meksiko telah membuat cagar alam yang mencakup habitat vaquita. Meksika, bu az bulunan memelinin varlığını sürdürmesini sağlamak için liman yunusunun yaşam ortamının bir kısmını içeren bir doğal koruma alanı yarattı. |
Jadi mereka tidak memiliki insentif untuk melestarikan. Bu nedenle, korumaya yönelik onları teşvik edici bir şeyleri yok. |
Namun, ancaman terbesar atas kelestarian Alkitab bukanlah dari sengitnya penindasan, melainkan proses pembusukan secara perlahan-lahan. Fakat Kutsal Kitabın varlığını sürdürmesini zorlaştıran en büyük etken zulüm değildi. |
Di Negeri Belanda, 53 dolmen tetap dilestarikan hingga sekarang; 52 dari antaranya terletak di provinsi Drenthe. Hollanda’da 53 dolmen günümüze kadar korunmuştur; bunların 52’si Drenthe il sınırları içinde bulunuyor. |
BAGAIMANA karya yang mengagumkan ini bisa terlestarikan sehingga menjadi buku yang paling dikenal umat manusia? DİKKATE DEĞER bu kitap, bu kadar uzun bir zaman boyunca varlığını sürdürmeyi ve insanlığın en iyi bilinen kitabı olmayı nasıl başardı? |
Dorongan untuk Melestarikan Korunması İçin Ödül |
Manuskrip Bedell yang asli dilestarikan di Perpustakaan Marsh di Dublin, Irlandia. —Lihat kotak ”Bedell Diingat dan Diakui”. Bedell’in orijinal elyazmaları Dublin’deki (İrlanda) Marsh Kütüphanesinde bulunuyor (“Bedell Saygıyla Hatırlanıyor” başlıklı çerçeveye bakın). |
Langkah-langkah pelestarian kawasan pantai selatan yang berharga itu diharapkan dapat melindungi sebanyak mungkin sumber-sumber alam. Güneydeki bu çok değerli sahil için alınan önlemlerin, bu sığınaktaki doğal zenginlikleri mümkün olduğu kadar koruyacağı ümit ediliyor. |
Yang paling penting, untuk mengatasi problem dasar penyebab penyalahgunaan tanah, Pencipta bumi telah bermaksud untuk ”membinasakan orang-orang yang sedang membinasakan bumi” dan melestarikan bumi sebagai tempat tinggal kekal yang Ia persiapkan sejak semula bagi umat manusia.—Penyingkapan (Wahyu) 11:18; Yesaya 45:18. Bunlardan çok daha önemli olan, Yer’in Yaratıcısının, toprağın yanlış kullanılımıyla ilgili sorunu çözmek üzere, ‘yeri harap edenleri harap etmeyi’ ve Yer’i insanlık için başlangıçta tasarladığı gibi sonsuz bir yuva olarak korumayı amaçlamış olmasıdır.—Vahiy 11:18; İşaya 45:18. |
Sebuah sumber mengatakan, ”Karena begitu besar hasrat untuk melestarikan secara utuh nama suci Allah, orang-orang Yahudi Helenistik, sewaktu menerjemahkan Alkitab bahasa Ibrani ke bahasa Yunani, menyalin huruf-huruf Tetragramaton itu ke naskah Yunani.” Bir kaynak şunları diyor: “Tanrı’nın kutsal ismini aynen koruma arzusu öylesine kuvvetliydi ki, Helenistik dönem Yahudileri, İbranice Mukaddes Kitabı Yunanca’ya çevirirken, Tetragrammaton’un özgün harflerini Yunanca metne aynen kopya ettiler.” |
Jauh di lubuk hati, Anda tahu, pelestarian begitu indah Kerajaan Baru bekerja, dan itu yang di bawahnya yang diperhitungkan. Aslında tabi, muhafazası kusursuz Yeni Krallık işi ve önemli olan sargıların altında yatan. |
Dalam kasus ini Yesus menetapkan perjamuan untuk diperingati —perjamuan yang akan berfungsi sebagai alat bantu mengingat, membantu murid-muridnya untuk melestarikan peringatan akan peristiwa yang sangat penting di hari bersejarah itu. Bu olayda İsa, bir anma yemeği –hatırlatıcı bir yemek– başlattı; böylece öğrencilerinin o önemli günde meydana gelen çok anlamlı olayları hatırlamalarına yardım etti. |
17 Orang Berea itu sendiri tidak menyangka bahwa sambutan mereka akan kabar baik dilestarikan dalam Firman Allah untuk dijadikan teladan yang sangat bagus hingga zaman sekarang. 17 Veriyalılar, iyi habere verdikleri karşılığın, ruhi konularda açık fikirli olma konusunda göze çarpar bir örnek olarak Tanrı’nın Sözünde yer alacağını bilmiyorlardı. |
Beberapa perusahaan perkayuan sekarang telah memulai upaya pelestarian satu bagian kecil hutan dan juga penanaman kembali pohon ini di beberapa tempat di bagian selatan Brasil. Bazı kereste şirketleri şimdi küçük orman arazilerini korumaya ve Brezilya’nın güneydoğu kısımlarında yeniden candelabra dikmeye başladılar. |
Persetujuan komprehensif ini mengakui bahwa pelestarian keanekaragaman hayati patut mendapat perhatian semua orang. Bu kapsamlı anlaşma, biyoçeşitliliğin korunmasının tüm insanları ilgilendiren ortak bir konu olduğunu kabul ediyor. |
Atau berkenaan lingkungan, kata-kata itu berbunyi, ’engkau yang mengajar, ”Lestarikan hutan kalian,” mengapa engkau sendiri menebangi hutanmu?’ Ya da bunu çevreye uygularsak, ‛Başkalarına “ormanlarınızı koruyun” diye vaaz eden kendi ormanını keser misin? |
Kita harus melestarikan keturunan Rouran Avarlar soyunu idame ettirmeliyiz. |
Akan tetapi, metode pelestarian air yang dilakukan dewasa ini juga bisa seefektif itu. Fakat günümüzdeki su muhafaza etme yöntemleri de aynı derecede etkili olabiliyor. |
Dengan cara ini, organisasi bernama BIOPAT tersebut berharap dapat mengumpulkan dana bagi taksonomi maupun pelestarian spesies baru. BIOPAT adındaki kuruluş bu yolla, hem taksonomi hem de yeni türlerin korunması için açılan fonlara para toplamayı ümit ediyor. |
Jadi, seperti raja-raja Israel sebelumnya, ia berupaya melakukan ini dengan melestarikan penyembahan anak lembu. Dolayısıyla önceki İsrail kralları gibi o da, bu krallıkları ayrı tutmak için buzağı tapınmasını desteklemiş olabilir. |
(Kejadian 3:15) Sesungguhnya, nubuat terilham dari Henokh sendiri, yang dilestarikan dalam buku Yudas, berkaitan dengan pembinasaan benih Setan. Yehova, Şeytan’ın başını ezecek ve aldatmacasının etkilerini giderecek bir Soy ortaya çıkaracağını vaat etmişti. Hanok bu vaade de kesinlikle çok değer veriyordu (Tekvin 3:15). |
Orang-tua yang fasik tidak akan memiliki generasi yang akan datang untuk melestarikan jalan-jalan mereka yang fasik. Kötü ana-babaların, kötü yollarını sürdürecek zürriyetleri olmayacak. |
(b) Yehuwa melestarikan kata-kata itu agar bermanfaat bagi siapa saja? (b) Yehova’nın İşaya’ya yazdırdığı sözlerden kimler yarar görebilir? |
Ini disebut diri pelestarian. Ona kendini koruma denir. |
Aku tetap hanya untuk menjaga diri saya sendiri, dan untuk melestarikan senjata yang akan selalu aman aku dari segala langkah yang mungkin mengambil di masa depan. Ben sadece kendimi korumak için tutmak ve her zaman güvenli bir silah korumak için bana, gelecekte alabilir herhangi bir adım. |
Endonezya öğrenelim
Artık melestarikan'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.