Endonezya içindeki sehingga ne anlama geliyor?
Endonezya'deki sehingga kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sehingga'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki sehingga kelimesi bunca, böylece, öyle ki, -mesi için anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
sehingga kelimesinin anlamı
bunca
|
böylece(so that) |
öyle ki, -mesi için(so that) |
Daha fazla örneğe bakın
Dan, yang paling penting, pemadam kebakaran tiang, sehingga anak perempuan bisa menggosok sarung mereka. Ve, en önemlisi, striptiz direği, kızlar amlarını sürebilsin diye. |
Saya bersyukur kepada Yehuwa bahwa Ia menguatkan kesanggupan berpikir yang saya miliki, sehingga kengerian yang saya alami tidak mendominasi pikiran saya sepanjang tahun-tahun yang telah berlalu. Yaşadığım korkunç olayların yıllar boyunca düşüncelerime hâkim olmaması için düşünme yeteneğimi kuvvetlendirdiğinden dolayı Yehova’ya müteşekkirim. |
Hampir semua bintang yang dapat kita lihat pada malam hari begitu jauh dari kita sehingga terlihat seperti titik-titik cahaya saja sewaktu diamati melalui teleskop-teleskop yang paling besar. Gece görebildiğimiz yıldızların neredeyse tamamı bizden öyle uzaktır ki, en büyük teleskoplarla bakıldığında bile sadece bir ışık noktası gibidirler. |
Dan ini membebaskan para perawat dan asisten perawat dari melakukan pekerjaan monoton mendorong barang- barang sehingga dapat menghabiskan lebih banyak waktu dengan pasien. Ayrıca hemşirelerin ve diğer görevlilerin daha az önem arz eden gündelik işlerle uğraşmak yerine hastalarla daha iyi ilgilenmelerine olanak sağlıyorlar. |
6 Seorang atlet pelajar yang menonjol prestasinya, pemenang dalam lomba lari 10 kilometer untuk wanita di New York pada tahun 1981, menjadi begitu kecewa sehingga ia mencoba bunuh diri. 6 New York’ta bayanlar arası 10 kilometrelik yarışı kazanan çok başarılı bir öğrenci o kadar büyük hayal kırıklığına uğradı ki intihara kalkıştı. |
Sehingga bila sewaktu-waktu ada perintah perang fisabilillah dari rasulullah keluar, dia dapat dengan sigap menunggangnya. Zamanı geldiğinde padişah tarafından huzura kabul edilmek üzere elçi ve yanındakilere özenle süslenmiş atlar gönderilirdi. |
Kenampakan gelap sebelumnya diduga sebagai laut, sehingga dinamai Mare Erythraeum, Mare Sirenum dan Aurorae Sinus. Koyu renkli oluşumlar ise denizler olarak yorumlanmış ve bunlara Mare Erythraeum, Mare Sirenum ve Aurorae Sinus adları verilmiştir. |
Inilah sang kapten yang mempertaruhkan nyawa semua anak buahnya sehingga dia dapat mendengar lagu itu. Bu kaptan gemideki herkesin hayatını riske atmak pahasına şarkıyı dinlemeyi seçiyor. |
Yesus menyatakan suatu prinsip mengenai hubungan antar manusia yang sering kali diabaikan atau dilalaikan para suami istri sehingga merugikan. İsa çiftlerin çoğu zaman önemsemeyip ihmal ettikleri kendi zararlarıyla ilgili ilişkiler konusunda bir prensip bildirmişti. |
Dia tenggelam secara cepat; sehingga tiada seorang pun dari krunya yang selamat. (A) Bir üst tura çıktı ama sırası belli değil; (E) Elendi. |
Tujuannya bukan sekadar memenuhi pikiran dengan fakta-fakta namun membantu setiap anggota keluarga agar hidup sedemikian rupa sehingga memanifestasikan kasih kepada Yehuwa dan Firman-Nya.—Ulangan 11:18, 19, 22, 23. Amaç sadece zihinleri bilgiyle doldurmak değil, ailenin her ferdinin yaşam tarzıyla Yehova’ya ve Sözüne sevgi göstermesine yardım etmekti.—Tesniye 11:18, 19, 22, 23. |
Melalui tindakan-tindakannya yang licik, ia berupaya memisahkan kita dari kasih Allah sehingga kita tidak lagi disucikan dan berguna bagi ibadat Yehuwa.—Yeremia 17:9; Efesus 6:11; Yakobus 1:19. Kutsal durumumuzdan çıkıp Yehova’ya sunulan tapınma açısından işe yaramaz hale düşelim diye, hileleriyle bizi Tanrı’nın sevgisinden ayırmaya çalışıyor.—Yeremya 17:9; Efesoslular 6:11; Yakub 1:19. |
Jangan mengucapkan rentetan kata secara cepat sehingga maknanya menjadi kabur bagi pendengar Saudara. Dinleyenler açısından anlamı belirsizleştirecek şekilde sözleri gevelemeyin ya da sözcükleri peş peşe aceleyle söylemeyin. |
Dalam keadaan-keadaan lain, sidang dan orang-orang secara perorangan telah mengajukan dan menawarkan diri untuk mengurus orang-orang lanjut usia sehingga anak-anak mereka dapat tetap berada dalam penugasan mereka. Başka durumlarda, cemaatler ve bireyler, çocuklarının tayin edildikleri yerlerde kalabilmeleri için yaşlıların bakımını üstlenmek konusunda istekli davrandılar. |
Pada awal tahun 1970-an, Amerika Serikat diguncang oleh sebuah kejahatan politis dengan bobot sedemikian rupa sehingga nama yang dikaitkan dengannya bahkan menjadi bagian dari bahasa Inggris. Amerika Birleşik Devletleri 1970’li yılların başlarında o kadar ciddi bir siyasal suçla sarsıldı ki, onunla ilişkili olan isim İngilizceye dahi girdi. |
Karena bertindak dengan sangat tidak respek, ia ditimpa penyakit kulit menjijikkan, yang membuatnya tak berdaya, sehingga ia tidak bisa lagi melaksanakan sepenuhnya tugas sebagai raja. —2 Tawarikh 26:16-21. O yaptığı saygısızca bir davranıştan dolayı tiksindirici bir cilt hastalığına yakalandı ve bunun sonucunda artık kral olarak görevini tam anlamıyla yerine getiremez oldu (2. Tarihler 26:16-21). |
Haruskah para penjahat diperlakukan sebagai korban kode genetikanya, sehingga memungkinkannya menuntut keringanan tanggung jawab karena kecenderungan genetisnya? Acaba suçlulara genetik kod kurbanları olarak davranılıp, kalıtsal bir yatkınlık nedeniyle sorumluluklarının azaldığını öne sürmelerine olanak mı tanınmalı? |
Salah satu hukum tersebut adalah tentang kotoran manusia, yang harus dikubur dengan sepatutnya jauh dari perkemahan sehingga daerah tempat orang-orang tinggal tidak akan tercemar. Bu kanunlardan biri insan dışkısının ortadan kaldırılmasıyla ilgiliydi; insanların yaşadığı bölgenin kirlenmemesi için bunların konaklama yerinin dışında uygun şekilde gömülmesi gerekiyordu. |
Delila rela diperalat orang Filistin, dan merengek terus sehingga akhirnya Simson menerangkan bahwa pengabdiannya sebagai Nazir kepada Yehuwa, yang dilambangkan oleh rambutnya yang panjang, merupakan sumber yang sebenarnya dari kekuatannya yang besar. Bile bile Filistîlerin amacına alet olan bu hain kadın, dırdır ederek Şimşon’u öylesine sıkıştırır ki, Şimşon sonunda büyük gücünün aslında Tanrı’ya Nezir olmasından kaynaklandığını ve uzun saçlarının bunu simgelediğini kadına açıklar. |
Tapi, Yesus tidak lama lagi akan dihukum mati, dan orang Yahudi yang beriman akan diurapi dengan kuasa kudus sehingga menjadi bagian dari Israel rohani. Ancak İsa kısa süre sonra öldürülecekti ve imanlı Yahudiler kutsal ruhla meshedilip ruhi İsrail’in bir kısmı olacaktı (Ro 2:28, 29; Ga 6:16). |
Dan, toko buku menjual banyak buku panduan pengembangan diri sehingga mendapat keuntungan miliaran dolar. Ayrıca milyarlarca dolarlık bir sektörü ayakta tutan kişisel gelişim kitaplarına her gün yenileri ekleniyor. |
Karena ada banyak orang yang datang dan pergi, sehingga mereka tidak mempunyai waktu luang bahkan untuk makan.” Çünkü gelen gidenler çoktu, şöyle ki, yemek yemeğe vakitleri yoktu.” |
Kalian tak pernah mengerti akan sesuatu, sehingga kalian membuat kiasan seperti air bah. Aklınız bazı şeylere ermeyince büyük sel gibi metaforlar yaratıyorsunuz. |
Sebenarnya, beberapa burung dapat membawa penyakit manusia, seperti ensefalitis dan penyakit Lyme, sehingga data tentang proses kehidupan dan kebiasaan burung juga berguna untuk melindungi kesehatan kita. Aslında bazı kuşlar ensefalit ve Lyme hastalığı gibi insanlarda görülen hastalıkları taşıyabildiklerinden, onların biyolojisi ve alışkanlıkları hakkında edinilen veriler, kendi sağlığımızı korumak için de yararlı olabilir. |
Juliet Merasa sehingga kerugian, JULIET hissetmek böylece kaybı, |
Endonezya öğrenelim
Artık sehingga'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.