Endonezya içindeki sombong ne anlama geliyor?

Endonezya'deki sombong kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sombong'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki sombong kelimesi gururlu anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

sombong kelimesinin anlamı

gururlu

Belakangan, seorang pria sombong bernama Haman naik jabatan menjadi perdana menteri.
Sonra, gururlu bir adam olan Haman başvezir olarak atanır.

Daha fazla örneğe bakın

4 Kenyataan bahwa Allah adalah kudus tidak berarti bahwa Ia sombong, angkuh, atau memandang hina orang lain.
4 Tanrı’nın kutsal olması kendini beğenmiş, kibirli ya da başkalarına tepeden bakan Biri olduğu anlamına gelmez.
Banyak orang secara keliru memandang konsep tersebut sebagai bentuk kesombongan, kasih akan diri sendiri melebihi orang lain.
Birçok kimse bunu küstahlık, kendini başkalarından daha çok sevme olarak algılar.
(Kisah 20:28; Yakobus 5:14, 15; Yudas 22) Mereka akan membantu saudara menelusuri sumber keraguan saudara, yang mungkin saja disebabkan oleh karena kesombongan atau cara berpikir yang keliru.
(Resullerin İşleri 20:28; Yakub 5:14, 15; Yahuda 22) Onlar, belki gururdan ya da yanlış bir düşünüş tarzından doğabilecek şüphelerinizin kaynağının ortaya çıkmasına yardımcı olacaklar.
Anda adalah hitam-hati sombong | anak nakal, Rhett Butler.
Seni kibirli, tas kalpli serseri, Rhett Butler.
Kau mungkin bajingan sombong di SMA, kan?
Lisede muhtemelen rezil biriydin, öyle değil mi?
19 Hubungan Daud dengan Raja Saul dan putranya Yonatan adalah contoh yang menonjol berkenaan bagaimana kasih dan kerendahan hati berjalan bersisi-sisian dan bagaimana kesombongan serta sifat mementingkan diri sendiri juga berjalan bersisi-sisian.
19 Davud’un Kral Saul ve onun oğlu Yonatan ile olan ilişkisi, sevginin alçakgönüllülükle gururun ise bencillikle nasıl el ele gittiğini gösteren çarpıcı bir örnektir.
Yakub mencela cinta akan kekayaan, kesombongan, dan ketidaksucian—Orang-orang boleh mencari kekayaan untuk menolong sesama mereka—Yakub mengecam praktik tidak sah pernikahan jamak—Tuhan senang akan kesucian kaum wanita.
Yakup zenginlik sevgisini, gururu ve iffetsizliği kınar—İnsanlar birbirlerine yardım etmek için zenginlik elde etmeye çalışmalıdır—Yakup onaylanmamış çok evlilik uygulamasını yasaklar—Rab, kadınların iffetli olmalarından memnunluk duyar.
Hanya orang tolol yang membuang uang untuk benda tak berguna macam itu dan menyombongkan diri.
Parayı buna harcamak için beyinsiz olmak gere.
Jangan biarkan kesombongan menghancurkan hubungan.
Kibirin ilişkileri yok etmesine izin vermemeliyiz.
Yah, sekarang kau menyombong.
Evet, şimdi sadece böbürleniyorsun.
Sombong sepertimu
Senin gibi küstahtım.
Di zaman kita, Tuhan memiliki kata-kata keras yang serupa bagi para pemegang imamat yang berusaha “menutupi dosa-dosa [mereka], atau untuk memuaskan kesombongan [mereka], ambisi [mereka] yang sia-sia.”
Günümüzde Rab benzer şekilde “günahlarını örtmeye çalışan ya da kendini gurura veya boş tutkulara kaptıran” rahiplik sahipleri için sert sözler söyledi.
Biarkan Laut membersihkan kebodohan dan kesombonganmu.
Deniz tüm deliliklerini ve kibrini yıkasın.
Sombong sekali
Ne kadar kibirli görünüyor.
Dia mungkin sedikit sombong, namun tagihan tepat waktu diselesaikan adalah tagihan diselesaikan tepat waktu, apapun yang Anda ingin katakan. "
O buyurgan bir bit olabilir, ama faturaları yerleşmiş zamanında söylemek istiyorum ne olursa olsun zamanında yerleşmiş faturaları. "
Hal ini juga jelas dari peringatan rasul Paulus untuk tidak melantik seorang pria yang baru ditobatkan kepada kedudukan pengawas, ”agar jangan ia menjadi sombong dan kena hukuman Iblis”.
Resul Pavlus’un, hakikate yeni gelen bir erkeğin “kibirlenerek İblisin hükmüne düşmemesi için” nazır mevkiine tayin edilmesine karşı verdiği uyarı da bunu gösterir. (I.
Brodski sombong sekali.
Brodski aşırı gururluydu.
Bibi Ruby si Kaya dan Steve si Sombong.
Zengin Ruby Hala ve Kendini beğenmiş Steve.
Pasti ia menjadi sombong karena ia berhasil merebut Yerusalem dan seluruh Yudea setelah Sanherib gagal total, malahan mendapat celaka ketika berupaya melakukan hal itu.
Şüphesiz, Yeruşalim ile tüm Yahudiyeyi alması onu gururlandırdı, çünkü daha önce Sanherib bunu yapmak istemiş, ama feci bir başarısızlığa uğramıştı.
Oleh karena itu, pada suatu hari, Yesus menceritakan kepada mereka sebuah kisah untuk memperlihatkan bahwa menyombongkan diri itu benar-benar salah.
Bu nedenle bir gün İsa onlara övünmenin ne kadar kötü bir şey olduğunu gösteren bir hikâye anlattı.
Orang-orang yang angkuh, sombong, dan tidak mau kalah?
Küstah, kendine fazla güvenen ve gururlu kişilerle mi?
20 Ya, mereka menganiaya mereka, dan menyengsarakan mereka dengan segala macam perkataan, dan ini karena kerendahan hati mereka; karena mereka tidak sombong di mata mereka sendiri, dan karena mereka memberikan firman Allah, satu sama lain, tanpa auang dan tanpa harga.
20 Evet, onlara acı çektirip her türlü sözlerle onları üzdüler ve bunu alçakgönüllü oldukları için, kendi gözlerinde gururlu olmadıkları ve Tanrı sözünü birbirlerine parasız ve bedelsiz olarak bildirdikleri için yaptılar.
Sangat sombong.
Çok gösterişli.
Itulah kesombongan yang membuatnya diusir dari Citadel, Yang Mulia.
Hisar'dan atılmasına sebep olan da tam olarak bu küstahlığıydı majesteleri.
Sombong yang seksi.
Seksi iğrenç herif.

Endonezya öğrenelim

Artık sombong'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.