Endonezya içindeki tebu ne anlama geliyor?

Endonezya'deki tebu kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte tebu'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki tebu kelimesi şeker kamışı, Şeker kamışı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

tebu kelimesinin anlamı

şeker kamışı

noun

Ini bukanlah jumlah yang kecil, karena saya mendapat upah yang cukup baik dari pekerjaan saya memotong tebu.
Kaybettiğim para az değildi, çünkü çalıştığım şeker kamışı kesme işinde iyi para ödüyorlardı.

Şeker kamışı

Panen gula tebu sudah dekat, dan para pengusaha meyakinkan orang-orang bahwa tidak ada bahaya besar.
Şeker kamışı hasadı yaklaşıyordu ve iş adamları büyük bir tehlike olmadığını söyleyerek insanları yatıştırdılar.

Daha fazla örneğe bakın

Di aula ketiga dari mereka mengambil topi mereka dari rak mantel, tongkat mereka menarik dari pemegang tebu, membungkuk diam- diam, dan meninggalkan apartemen.
Salonda üçü ceket raf, şapka aldı tüm baston çekti kamış tutucu, sessizce boyun eğdi ve daire kaldı.
Ini adalah kodok tebu.
Dev kara kurbağası.
Ada di dalamnya sedikit kolam pertanian, Anda tidak perlu apa-apa selain tiang tebu Dan pelampung dan mungkin beberapa jangkrik atau cacing, jika Anda dapat menggali mereka.
Tabii küçük bir çiftlik gölünde ona gerek yok, kamış olta mantar ve belki birkaç çekirge ya da solucan yeterli.
Akan tetapi, menanam tebu dan mengekstraksi gula adalah bisnis padat karya.
Buna karşılık, şeker kamışı yetiştirmek ve şeker üretmek emek yoğun bir işti.
Sepuluh pemuda, anggota Liga Pemuda Malawi, mendobrak masuk ke rumah kami, mencengkeram saya, dan menyeret saya ke ladang tebu dekat rumah kami.
Malavi Gençlik Birliği’ne üye on genç adam zorla evimize girdi, beni sürükleyerek yakın bir şekerkamışı tarlasına götürdüler.
Berkali-kali kami harus berhenti dan membuang pasir yang membakar dari sepatu kami atau memotong tebu dan mengunyahnya untuk memperbarui tenaga kami.
Çok kere, ayakkabılarımızın içine giren yakıcı kumları çıkarmak ya da kuvvetimizi tazeleyebilmek için şekerkamışı keserek çiğnemek üzere durmak zorunda kalıyorduk.
Dan produk limbahnya setelah Anda mengambil sarinya dari tebu, yang disebut bagasse.
Ve şekerkamışının suyunu çıkardıktan sonra buralardan çıkan atıklara küspe deniyor.
Ada yang terpotong anggota tubuhnya saat sedang menebas tebu dengan parang.
Bazı çocuklar palalarla şekerkamışı keserken sakatlanıyorlar.
Penyaluran tenaga kerja mencakup merekrut penduduk pribumi dari pulau-pulau untuk bekerja di perkebunan tebu dan kapas di Samoa, Fiji, dan Australia.
Blackbirding, adalıların toplanıp Samoa, Fiji ve Avustralya’daki şeker ve pamuk plantasyonlarında çalıştırılmasına verilen isimdi.
Namun, tidak lama kemudian mereka mendapati bahwa tebu bertumbuh subur dalam iklim Brasil.
Ancak kısa süre sonra Brezilya’nın ikliminin şekerkamışı için çok uygun olduğu fark edildi.
Mereka menanam tebu di ladang jagung kami.
Mısır tarlalarımızda şu anda şekerkamışı ekiyorlar.
Ada yang mengelola perkebunan garut (sejenis umbi), kapas, kopi, tebu, dan tembakau.
Bazıları büyük çiftlikler işletti, ararot, kahve, pamuk, şekerkamışı ve tütün yetiştirirdi.
Tapi sayangnya, mereka tidak mempunyai tebu dan mereka tidak mempunyai singkong, tapi ini tidak menghentikan kami.
Ne yazık ki, burada şeker kamışı bulunmuyor. Kasavaları da yok fakat bu bizi durdurmuyor.
Pada puncak industri di Kuba, terdapat lebih dari lima puluh pabrik gula beroperasi di tiga lembah tersebut, dengan lebih dari 30,000 budak bekerja di pabrik-pabrik tersebut dan dikitari oleh penanaman-penanaman tebu.
Küba'daki sanayinin doruk noktasında, üç vadide faaliyet sürdüren elli şeker kamışı fabrikası vardı; fabrikalarda ve bunları çevreleyen şeker kamışı tarlalarında 30.000'den fazla köle çalışıyordu.
Pada tahun 1867, Ross Lewin, mantan perwira Angkatan Laut Kerajaan Inggris, menawarkan ”penduduk pribumi yang terbaik dan paling berguna dengan harga 7 [pound sterling] per kepala”* kepada para petani tebu dan petani kapas.
Önceden Kraliyet Ordusunda olan Ross Lewin, 1867’de şeker ve pamuk yetiştiricilerine “adam başı 7’ye [pound] adanın en iyi ve en işe yarar yerlilerini” vermeyi teklif etti.
Tebu dan saudaranya, polisi, adalah psikopat.
Cane'le polis arkadaşı tam bir manyaktı.
Mari kita bergabung dengan kelompok Saksi setempat seraya mereka mendatangi rumah-rumah yang tersebar di antara perkebunan tebu persis di luar Lautoka.
Şimdi de Lautoka’nın hemen dışındaki şekerkamışı tarlaları arasına dağılmış evleri ziyaret eden bir grup yöresel Şahide katılalım.
Beri dia Kuda dan bawa dia keluar melalui ladang tebu
Bir atın üzerine koydum onu al
Tiap hari, saya kasih makan tepung ikan dicampur ubi tumbuk, air, garam, dan sari tebu.
Onu her gün kendi hazırladığım mamayla besliyordum; un haline getirilmiş bir balık karışımının içine su, tuz, tatlı patates püresi ve şekerkamışı suyu katarak ona yediriyordum.
Saya pikir hanya tentang bagaimana memecahkan masalah dan Tebu, dan di mana mencari uang untuk membuat.
Benim derdim, Cane ile problemlerin nasıl çözüleceği ve borcumu nasıl ödeyeceğim.
Jika dia ingin menerimanya, dia panggil laki-laki itu dan mematahkan sebatang tebu.
Eğer'evet'diyecekse, herkesin önünde erkeğin adını söyleyip, şeker kamışını kırar.
Hampir seluruh sisa hidup mereka dihabiskan sebagai budak perkebunan tebu di pulau-pulau Karibia tersebut.
Hayatlarının geri kalanını, bu Karayip adalarının şekerkamışı tarlalarında köle olarak geçireceklerdi.
Wilayah mereka termasuk sebuah koloni pekerja di sebuah lokasi penggilingan tebu.
Sahalarında şeker rafinerisinde çalışan bir işçi topluluğu da vardı.

Endonezya öğrenelim

Artık tebu'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.