İtalyan içindeki camminata ne anlama geliyor?
İtalyan'deki camminata kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte camminata'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki camminata kelimesi yürümek, yürüyerek gitmek, yürüyüş, yürüme, üzerinde yürümek, (ördek) badi badi yürümek, paytak paytak yürümek, sürünmek, sürünerek ilerlemek, uzun uzun yürümek, uzun yürüyüşe çıkmak, yürümek, yaya gitmek, yürümek, dolaşma, gezme, çalışır halde olmak, gezinmek, uzun yürüyüş yapmak, yürümek, yürüyüşe çıkmak, yürüyüş, uzun yürüyüş, yürüyüş, yürüyüş şekli, yürüyüş, uzun yürüyüş, (dağda, bayırda, vb.) yürüyüş, yürüyüş, yürüme şekli, uzun yürüyüş, yürütmek, yorularak yürümek, yorgun argın yürümek, ağır adımlarla yürümek, kasıla kasıla yürüme, kasılarak yürüme, ayağını yere vurarak yürümek, salınarak yürümek, azametle yürümek, uzun adımlarla yürümek, yan yan gitmek, acele etmek, aşağı doğru yürümek, ördek gibi yürümek, etkileyici/tahrik edici bir şekilde hareket etmek/yürümek, parmak uçlarına basarak/sessizce yürümek, çamurda yürümek, şlap şlap yürümek, boyunca yürümek, etrafından dolaşmak, basmak, topallama, uzun adımlarla yürümek, ağır/kuvvetli adımlarla yürümek, kasılarak yürümek, yalpalamak, kasılarak yürümek, kasıla kasıla yürümek, ayaklarını sürüyerek yürümek, yürümek, kırıtarak yürümek, topluca yürümek, bir aşağı bir yukarı yürümek, hızlı adımlarla yürümek, yanaşmak, sıra halinde yürümek, yorgun adımlarla yürümek, sessizce yürümek, yavaşça yürümek, aylak aylak yürümek, kibirle yürümek, ayağını vurarak yürümek, ayaklarını vurarak yürümek, hantal hantal yürümek, yanında yürümek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
camminata kelimesinin anlamı
yürümek, yürüyerek gitmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Preferisci andare con un mezzo o a piedi? Yürüyerek mi gitmek istersin, yoksa arabayla mı? |
yürüyüş, yürüme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
üzerinde yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Camminai con attenzione mentre attraversavo il terreno scivoloso. Hai camminato sul tappeto con gli stivali infangati! |
(ördek) badi badi yürümek, paytak paytak yürümekverbo intransitivo (papera) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il papero ha camminato fino a noi e ha iniziato a mangiare il pane. |
sürünmek, sürünerek ilerlemekverbo intransitivo (insetti) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Lola ha urlato quando ha sentito un ragno che le camminava sul braccio. |
uzun uzun yürümek, uzun yürüyüşe çıkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
yürümekverbo intransitivo (insetti) (böcek) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Betty guardò il ragno camminare su per il muro. |
yaya gitmek, yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Hannah aveva una gomma a terra e per questo ha dovuto camminare fino al lavoro. |
dolaşma, gezme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çalışır halde olmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
gezinmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lucia passeggiava in silenzio, persa nei suoi pensieri. |
uzun yürüyüş yapmak, yürümek, yürüyüşe çıkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
yürüyüş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ogni sera dopo cena vanno a fare una passeggiata. |
uzun yürüyüşsostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Per arrivare al negozio da qui dovrai farti una bella camminata. |
yürüyüş, yürüyüş şekli
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yürüyüşsostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Wendy va a fare escursioni ogni fine settimana. |
uzun yürüyüşsostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Durante la nostra passeggiata ci siamo imbattuti in una miniera abbandonata. |
(dağda, bayırda, vb.) yürüyüşsostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mike uscì per una camminata con la moglie la sera. |
yürüyüş, yürüme şekli
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Si notava il suo passo molleggiato il giorno dopo l'appuntamento. |
uzun yürüyüşsostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quando Helen ha bisogno di pensare va a fare una camminata nel bosco. |
yürütmek(fare attraversare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il boy scout ha accompagnato l'anziano dall'altra parte della strada. |
yorularak yürümek, yorgun argın yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
ağır adımlarla yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
kasıla kasıla yürüme, kasılarak yürüme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Anche se è lontano, so che quello è John; riconoscerei ovunque la sua camminata da spaccone. |
ayağını yere vurarak yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Non salire le scale pestando i piedi: c'è tua sorella che dorme. |
salınarak yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Danielle camminò con disinvoltura fuori dalla stanza senza salutare. |
azametle yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Jasmine camminava con ostentazione nel corridoio. |
uzun adımlarla yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'elegante cavallo procedeva a grandi passi per il prato. |
yan yan gitmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il vano della porta era stretto e Sharon dovette passare di sghembo. |
acele etmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
aşağı doğru yürümekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Cammina lungo la Elm Street e all'angolo gira a sinistra. |
ördek gibi yürümekverbo intransitivo (kişi) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) È ingrassato così tanto che riesce solo a camminare a papera. |
etkileyici/tahrik edici bir şekilde hareket etmek/yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Una donna sexy camminava con un'andatura provocante tra le corsie del casinò. |
parmak uçlarına basarak/sessizce yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Bradley camminò in punta di piedi per la casa, evitando le assi scricchiolanti. |
çamurda yürümek, şlap şlap yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Abbiamo camminato nel fango perché continuava a piovere. |
boyunca yürümek(yol, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Al tramonto abbiamo passeggiato lungo il canale. |
etrafından dolaşmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dovrai camminare attorno alla montagna per arrivare dall'altra parte. |
basmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quel mero imbranato non guardava dove andava e camminò sul mio piede! |
topallamasostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'anziano signore si avviò camminando in modo dinoccolato. |
uzun adımlarla yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Len camminò a grandi passi nell'ufficio e pretese di vedere il direttore. |
ağır/kuvvetli adımlarla yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il ragazzo camminava con passo pesante per la strada. |
kasılarak yürümek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yalpalamakverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il cavallo camminava a fatica e non riuscì a saltare l'ostacolo. |
kasılarak yürümek, kasıla kasıla yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il direttore camminava impettito per l'ufficio, come se fosse la persona più importante della terra. |
ayaklarını sürüyerek yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'uomo ferito camminò in modo dinoccolato fuori dalla stanza. |
yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) I quattro bambini al supermercato camminavano in fila dietro la loro madre. |
kırıtarak yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Kelsey camminava impettita sui suoi tacchi alti. |
topluca yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
bir aşağı bir yukarı yürümekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Camminava avanti e indietro per il pavimento |
hızlı adımlarla yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Camminava su e giù fuori dalla stanza mentre sua moglie partoriva. |
yanaşmak(birisine/bir şeye) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il cowboy raggiunse furtivamente il bar e ordinò un whisky. |
sıra halinde yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Gli studenti sono entrati obbedientemente in classe in fila per uno. |
yorgun adımlarla yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Rudy camminò stancamente su per le scale, verso la camera da letto. |
sessizce yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il cane camminava silenziosamente dietro alla bambina. |
yavaşça yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Jeremy camminava in giro per la stanza. |
aylak aylak yürümekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Jemima camminava in modo goffo lungo la strada. |
kibirle yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Quando Lisa lo insultò, John semplicemente girò sui tacchi e se ne andò camminando in modo altero. |
ayağını vurarak yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Paula camminò pestando i piedi per l'ufficio e schiaffò la lettera di dimissioni sulla scrivania del capo. |
ayaklarını vurarak yürümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'uomo camminava con passo pesante per la strada. |
hantal hantal yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'uomo sovrappeso si muoveva sgraziatamente lungo la strada. |
yanında yürümekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
İtalyan öğrenelim
Artık camminata'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.