İtalyan içindeki infilarsi ne anlama geliyor?
İtalyan'deki infilarsi kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte infilarsi'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki infilarsi kelimesi sokmak, dizmek, içeri sokmak, ipe dizmek, ipe dizmek, sığdırmak, sokuvermek, sığdırmak, zaman ayırmak, sıkıştırmak, (iğneye) iplik geçirmek, içine oturtmak, dürterek sokmak, çıkarmak, sokmak, giymek, sıkıştırmak, içine koymak, giymek, giyinmek, katmak, sokuşturmak, sığdırmak, tıkıştırmak, hafifçe geçirmek, eklemek, (küçük bir yere) sıkıştırmak/tıkıştırmak/sığdırmak, içine koymak, içine sokmak, zorla araya sokmak, geçirmek, dizmek, takmak, içine koymak, -e sokmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
infilarsi kelimesinin anlamı
sokmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
dizmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Voglio infilare delle conchiglie per fare un bel braccialetto. |
içeri sokmak(indumento) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ipe dizmekverbo transitivo o transitivo pronominale (perline) (boncuk, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I bambini infilavano perline colorate sui fili per decorare la classe. |
ipe dizmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Yvonne infilò le perline per fare una collana. |
sığdırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: appuntamento) (programına, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Posso infilarti questo pomeriggio fra un appuntamento e l'altro. |
sokuvermekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Adrian si infilò il giornale sotto il braccio. |
sığdırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (informale: evento, ecc.) (programına, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
zaman ayırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (in agenda) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Posso inserirti fra il pranzo e la mia lezione pomeridiana. |
sıkıştırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: appuntamento) (programına) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'agenda del dentista era piena ma è riuscito a infilarmi per una visita. |
(iğneye) iplik geçirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (su ago) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mi servono gli occhiali per infilare quest'ago. İğneye ipliği geçirmek için gözlüklerimi takmam lazım. |
içine oturtmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il chiodo era saldamente conficcato nel muro. |
dürterek sokmakverbo transitivo o transitivo pronominale (informale) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Paula infilò il dito nel buco del suo guanto. |
çıkarmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il cane ha infilato la testa fuori dalla finestra. |
sokmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Infilati questo in tasca così non lo vede nessuno. |
giymekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si infilò un maglione e un paio di jeans e andò a cercare le cause di quel rumore. |
sıkıştırmak(içine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La scatola stava iniziando a traboccare ma lui riuscì a farci entrare ancora due libri. |
içine koymakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non devi fare altro che mettere quella zuppa nel microonde e farla cuocere per un paio di minuti. |
giymek, giyinmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Faceva freddo fuori, così Karen si mise il cappotto e la sciarpa. |
katmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Praticare un foro nella base e poi inserire gradualmente l'asta nella cavità. |
sokuşturmak(informale) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Oliver cacciò i documenti nella borsa. |
sığdırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato: tempo) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Avevo solo quattro ore di sosta a Tokyo, ma sono riuscita a infilarci molte cose. |
tıkıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha ficcato velocemente i vestiti nella valigia. Bavulunu giyecekleriyle tıka basa doldurdu. |
hafifçe geçirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le ha fatto scivolare la collana da sopra la testa. |
eklemek(attaccare) (başka bir şeye) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Accorperanno questa clausola all'emendamento. |
(küçük bir yere) sıkıştırmak/tıkıştırmak/sığdırmak(mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Craig ha spinto il libro in mezzo ad altri due sullo scaffale. |
içine koymakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
içine sokmak
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Rose scrisse il numero di telefono e infilò il foglietto nella borsa. |
zorla araya sokmakverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lui inserisce sempre l'argomento della Seconda Guerra Mondiale in qualsiasi conversazione. |
geçirmek, dizmekverbo transitivo o transitivo pronominale (perline) (ipe, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Infila le perline sul filo in questo modo. |
takmak(fotografia) (film) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha caricato il rullino nella macchina fotografica. |
içine koymakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Per favore imbucare la posta nella fessura della cassetta. |
-e sokmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
İtalyan öğrenelim
Artık infilarsi'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.