Rusça içindeki хиджаб ne anlama geliyor?
Rusça'deki хиджаб kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte хиджаб'ün Rusça'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Rusça içindeki хиджаб kelimesi hicab, tesettür anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
хиджаб kelimesinin anlamı
hicabnoun |
tesettür
|
Daha fazla örneğe bakın
Далее, в первый день праздника Суккот, несколько евреев, возвращавшихся из синагоги, заметили женщину в хиджабе, стоявшую около их дома со свёртком. Ardından, Sukot bayramınının ilk günü, bazı Yahudiler sinagogdan çıkıp evlerine dönerken evlerinin önünde elinde bir bohça olan peçeli bir müslüman kadın gördüler. |
Но я не собираюсь разразиться ещё одним монологом о хиджабах, потому что, Бог свидетель, мусульманки — это гораздо больше, чем кусок ткани, который они выбирают носить или не носить. Bu konuşma başörtüsü hakkında başka bir monolog olmayacak, çünkü Allah biliyor, Müslüman kadınlar başlarını örtmek için seçtikleri veya seçmedikleri bir parça bezden çok daha fazlası. |
Ваш хиджаб очень красивый Baş örtün.. çok güzel |
У них нет внутренней паранджи или внутреннего хиджаба. Они перешагнули этот барьер. Vücutlarının içinde bir çeper yoktu, hicap-baş örtülerini içlerinde taşıyorlardı; bu bariyeri çoktan aşmışlardı. |
Да, хиджаб. Kapalı mıydı? |
Она носит хиджаб в Америке? Amerika'da baş örtüsü takıyor mu? |
После этого ей сделали новую фотографию на паспорт в хиджабе — и всё это ради меня. Daha sonra baş örtülü fotoğraf ile yeni bir pasaport edindi, bunların hepsini benim için yapmıştı. |
Это называется " хиджаб ". Bunun adı türban. |
Мэри никогда не покидает дом без хиджаба. Mary asla başörtüsü olmadan evi terk etmez. |
( абудлла ) Оскорбительно, что двух дур в хиджабах автоматически клеймят террористками. Asıl rencide edici olan, başörtülü iki salağın fotoğrafına doğrudan terörizm yaftası yapıştırılması. |
Лариша Хокинс — профессор и первая афроамериканка, получившая постоянную должность в Колледже Уитона, надела хиджаб из солидарности с мусульманскими женщинами, которых притесняют ежедневно. Larycia Hawkins kürsüsünde - Wheaton College'da ilk kadrolu Afrika-Amerikalı profesör olarak - her gün ayrımcılıkla yüzleşen Müslüman kadınlarla birlikte başörtüsü takmayı teşvik etti. |
Нападениям подвергаются даже мусульманки, носящие хиджаб. Hatta başörtülü müslüman kadınlara saldırlarda bulunuldu. |
Большое количество турецких женщин любят носить красный хиджаб. Birçok Türk kadını kırmızı renkli başörtüsü takmayı sever. |
Является ли хиджаб или головной платок символом подчинения или сопротивления? Çarşaf veya başörtüsü itaat etmenin mi sembolü, yoksa direncin mi? |
Он захочет, чтобы она была в хиджабе. Babam onun örtünmesini isteyecek. |
Хиджаб носят враги Христа. Türbanlılar, Hristiyanların düşmanıdır. |
Не смогла объяснить, почему кто-то пытался сорвать хиджаб с головы матери, когда они делали покупки, или почему игрок другой команды назвал её террористкой и сказал убираться туда, откуда она приехала. Alışveriş yaparlarken, annesinin başörtüsünün neden zorla çıkarıldığını veya karşı takımdan birinin ona neden terörist deyip geldiği yere dönmesi gerektiğini söylemesini açıklayamadım. |
Мой хиджаб - не просто моя религиозная сущность. Benim başörtüm sadece dini bir kimlik değildir. |
По словам мужа, она не носила хиджаб, чтобы скрыть лицо. Kocası normalde başörtüsü takmadığını söyledi. |
Нет, не в том, что я гомосексуальна, как некоторые из моих друзей, а в том, что я — мусульманка, и решила покрывать голову хиджабом. Hayır, bazı gay arkadaşlarım gibi değil, ama bir Müslüman olarak ve başörtüsü takmaya başladım, başımı kapattım. |
А вы носите хиджаб, словно говоря " Идите нахер " тем, кто мог быть вашими коллегами, если бы их не взорвали прямо здесь. Kafana o şeyi takman iş arkadaşların olabilecek kişilere'siktir'çekmektir. Ki çoğu patlamada öldü. |
Но я всё та же женщина в одежде буровика, и я та же самая женщина, которая была в хиджабе в начале. Fakat ben hem tulum giyen, hem de ilk başta ferace giyen kadınım. |
Носит хиджаб. Başörtüsü takmış. |
Мы можем носить сари или хиджаб, или штаны, или боубоу, и мы можем быть лидерами партий, президентами, защитниками по правам человека. Çarşaf, sari, pantalon veya boubou giyebiliriz, ve parti lideri, devlet başkanı veya insan hakları avukatı olabiliriz. |
Rusça öğrenelim
Artık хиджаб'ün Rusça içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Rusça içinde arayabilirsiniz.
Rusça sözcükleri güncellendi
Rusça hakkında bilginiz var mı
Rusça, Doğu Avrupa'nın Rus halkına özgü bir Doğu Slav dilidir. Rusya, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan'da resmi bir dildir ve Baltık ülkeleri, Kafkaslar ve Orta Asya'da yaygın olarak konuşulmaktadır. Rusça, Sırpça, Bulgarca, Beyaz Rusça, Slovakça, Lehçe ve Hint-Avrupa dil ailesinin Slav kolundan türetilen diğer dillere benzer kelimelere sahiptir. Rusça, Avrupa'daki en büyük ana dil ve Avrasya'daki en yaygın coğrafi dildir. Dünya çapında toplam 258 milyondan fazla konuşmacı ile en çok konuşulan Slav dilidir. Rusça, ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan yedinci dil ve toplam konuşmacılar tarafından dünyanın en çok konuşulan sekizinci dilidir. Bu dil, Birleşmiş Milletler'in altı resmi dilinden biridir. Rusça ayrıca internette İngilizce'den sonra en popüler ikinci dildir.