Fransızca içindeki fournir ne anlama geliyor?
Fransızca'deki fournir kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte fournir'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki fournir kelimesi temin etmek, sağlamak, sağlamak, temin etmek, sağlamak, vermek, sağlamak, tedarik etmek, vermek, hizmet sunmak, tedarik etmek, sağlamak, sağlamak, tedarik etmek, sağlamak, ileri sürmek, öne sürmek, bulmak, (yardım, hizmet, vb.) etmek/vermek/sağlamak, tedarik etmek, sağlamak, temin etmek, vermek, ihtiyacı(nı) karşılamak, vermek, kablo döşemek, delil göstermek, kanıt göstermek, sağlamak, sermaye sağlamak, sağlamak, sağlamak, at vermek, sağlamak, tedarik etmek, belgelemek, sağlamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
fournir kelimesinin anlamı
temin etmek, sağlamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ce réchaud produit de la chaleur pour toute la maison. (Or: Ce réchaud chauffe toute la maison.) Kalorifer, tüm evin ısınmasını sağlıyor. |
sağlamak, temin etmekverbe transitif (apporter) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je fournis la tente si tu fournis la nourriture. Sen çadırı temin edersen ben de yiyecekleri temin edeceğim. |
sağlamak, vermekverbe transitif (produire) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Une vache fournit suffisamment de lait pour toute une famille. Bir inek, bir ailenin ihtiyacını karşılayacak kadar süt verebilmektedir. |
sağlamak, tedarik etmek, vermekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La défense a fourni des preuves confirmant l'alibi de l'accusé. |
hizmet sunmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Notre société fournit toute cette région. |
tedarik etmek, sağlamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'agence de ravitaillement fournira de la nourriture et autres fournitures à la mission. |
sağlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les activistes mettent à disposition des cars pour emmener les manifestants à Londres. |
tedarik etmek, sağlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ileri sürmek, öne sürmekverbe transitif (des preuves) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
bulmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Est-ce que tu pourras trouver le fric avant la fin du mois ? |
(yardım, hizmet, vb.) etmek/vermek/sağlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Marilyn a apporté (or: fourni) une explication des événements qui avaient précédé le vol. |
tedarik etmek, sağlamak, temin etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Un fleuriste du coin a fourni toutes les fleurs gratuitement. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Bara bira tedarik ettiler. |
vermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ils fournissent de la bière à ce bar. |
ihtiyacı(nı) karşılamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) On sait qu'ils se droguent mais ce qu'on ne sait pas encore, c'est qui les fournit (or: leur fournit). ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Bilgisayarının donanım ihtiyacını karşıladılar. |
vermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ils lui ont fourni le matériel informatique. |
kablo döşemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
delil göstermek, kanıt göstermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si vous pouvez fournir des preuves de votre innocence, les poursuites seront abandonnées. |
sağlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Contactez la secrétaire de l'école qui vous fournira les formulaires à remplir. |
sermaye sağlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Un investisseur anonyme a fourni du capital au projet. |
sağlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Natalie a fourni (or: offert) ses talents à l'entreprise dans l'espoir d'obtenir quelque chose en retour. |
sağlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'OTAN fournissait des armes et du matériel aux rebelles. |
at vermek(birisine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'écuyer prit soin de fournir les chevaux nécessaires à son maître et à sa dame pour le voyage. |
sağlamak, tedarik etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La société leur a fourni du matériel de bureau. |
belgelemeklocution verbale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ça ne suffit pas de dire qu'une voiture est rentrée dans votre maison, vous allez devoir nous fournir des preuves si vous souhaitez que l'assurance vous dédommage. |
sağlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les travailleurs humanitaires risquent leur vie pour approvisionner les victimes de famine en nourriture et en eau. |
Fransızca öğrenelim
Artık fournir'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
fournir ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.