Fransızca içindeki solitaire ne anlama geliyor?
Fransızca'deki solitaire kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte solitaire'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki solitaire kelimesi yalnız, tek başına, kendi başına, yalnızlığı seven kimse, tek kişilik iskambil oyunu, arkadaşı olmayan/yalnız kimse, tek kişilik dama, tek başına yapılan, (yüzük) tek taş, yalnız yaşayan kimse, münzevi (hayat, vb.), yalnızlık çeken, yalnız, (kişi) gözlerden uzak, inzivaya çekilmiş, kimsesiz, (hayvan) azgın/tehlikeli, toplumdan uzak/yalnız yaşayan, köşesine çekilmiş, toplumdan uzak yaşayan/münzevi/yalnız yaşayan kimse, tek, bir tek, bağırsak kurdu, tek başına yapılan, tek başına yapılan uçuş, solo uçuş, yalnız kurt, tek başına, yalnız olarak, tek başına, tek olarak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
solitaire kelimesinin anlamı
yalnız, tek başına, kendi başınaadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le vieil homme mène une vie solitaire par choix. |
yalnızlığı seven kimsenom masculin et féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il est resté longtemps solitaire, mais un jour il s'est marié. |
tek kişilik iskambil oyunu(cartes) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
arkadaşı olmayan/yalnız kimsenom masculin et féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ses voisins l'ont décrite comme une solitaire qui ne leur adressait presque jamais la parole. |
tek kişilik damanom masculin (jeu de réflexion) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tek başına yapılanadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La cuisine est très petite, donc cuisiner est une activité solitaire. |
(yüzük) tek taşnom masculin (diamant) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La bague de fiançailles d'Emma comportait un magnifique solitaire de 2 carats. |
yalnız yaşayan kimsenom masculin et féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un vrai solitaire n'aurait pas été toujours aussi heureux que lui de voir des visiteurs. |
münzevi (hayat, vb.)(vie) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
yalnızlık çeken, yalnız
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est quelqu'un de solitaire. Il n'a jamais su se faire des amis. |
(kişi) gözlerden uzak, inzivaya çekilmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Jack mène une vie solitaire ; il voit rarement d'autres gens. |
kimsesizadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La fille solitaire avait très envie de compagnie. |
(hayvan) azgın/tehlikeliadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'éléphant sauvage a chargé dans le village. |
toplumdan uzak/yalnız yaşayan, köşesine çekilmişadjectif (personne) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
toplumdan uzak yaşayan/münzevi/yalnız yaşayan kimse
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tek, bir tekadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le chercheur a passé six mois solitaires en Antarctique. |
bağırsak kurdu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tek başına yapılan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
tek başına yapılan uçuş, solo uçuşnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elle a fait le premier vol en solitaire à travers l'Antarctique. |
yalnız kurtnom masculin (figuré) (yalnızlığı seven kişi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a toujours vécu en loup solitaire. |
tek başına
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
yalnız olarak, tek başına, tek olarak
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Certains préfèrent courir en groupe, d'autres en solo. |
Fransızca öğrenelim
Artık solitaire'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
solitaire ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.