Fransızca içindeki verbe ne anlama geliyor?
Fransızca'deki verbe kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte verbe'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki verbe kelimesi fiil, eylem, belki, muhtemelen, her kimse, yüzmek, iyileşmek, -miş, -mış, -leşmek, -laşmak, fırlayıp çıkmak, hızla geçmek, hızla geçip gitmek, pek çok, birçok, bir hayli, söylendiğine göre, rivayet olunduğuna göre, söylendiğine göre, -ma, -mayın, -emez, -amaz, yapamaz, edemez, (yap)maz, (yap)mıyor, -ıyordum, -ardım, -erdim, -eceksin, -eceksiniz, -acağız, -eceğiz, -madı, -medi, -eceğim, -acağım, -mayacak, -meyecek, -ersin, -arsın, -ursun, -ürsün, -ırsın, -irsin, -mazdı, -mezdi, -meyecek, -mayacak, gidelim, hadi gidelim, yardımcı fiil, deyimsel fiil, hepsi, ne, birbiri, -ardı, -erdi, (soru biçiminde) -eyim mi, -elim mi, -ceksin, -caksın, mu, mi, mü, -iyor, -uyor, -üyor, -ıyor, ağır hareket etmek, yavaş hareket etmek, (ördek) badi badi yürümek, paytak paytak yürümek, fışırdamak, fışıldamak, yorularak yürümek, yorgun argın yürümek, hızla koşmak, olarak haraket etmek, bir kere daha, bir defa daha, bir kez daha, -miştin, -muştun, -müştün, -mıştın, -meyecek, -mayacak, edimsel eylem, (gelecek zaman kipi) -ecek, -acak, yelkenli gemi ile yolculuk yapmak, hızla geçmek, çok hızlı geçmek, otostop yaparak yolculuk etmek, kaykayla kaymak, parmak uçlarına basarak/sessizce yürümek, (araba) hızla gitmek, rüzgâr gibi gitmek, güç bela ilerlemek, gizlice/sinsice hareket etme, dönüşlü biçim, benim, her kim, her kim ise, -eceğini, -acağını, (emir/kararlılık bildirir) -ecek, -acak, hızlı gitmek, hızla gitmek, süratle gitmek, motosiklete binmek, yan yan yürümek, -ardı, -erdi, düşünülmek, mopede binmek, -erdi, -ardı, -ar, -er, -ardı, -erdi, -musun, musunuz, -yor, -ecek, -acak, haline gelmek, -erdim, -acaksın, -eceksin, -ecek, -acak, -ecek, -acak, -ecek, -acak, sekmek, hafif adımlarla hareket etmek, süzülmek, güçlükle hareket etmek, fırlamak, topal gibi yürümek, (birşeyi) gizlice yapmak, tıkırdayarak gitmek, su sıçratarak gitmek, kibirle yürümek, at arabasına binmek, gürültüyle ilerlemek, sıvışmak, kürekli tekneyle götürmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
verbe kelimesinin anlamı
fiil, eylemnom masculin (dilbilgisi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les verbes sont des mots qui décrivent une action. |
belki, muhtemelenadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Nous n'arriverons peut-être pas à les convaincre. Belki de onları ikna etmeyi hiçbir zaman başaramayacağız. |
her kimse
(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Quiconque aura le poste de PDG aura, je l'espère, le respect de tout le personnel. |
yüzmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) J'ai nagé jusqu'à l'île hier. Dün adaya yüzdüm. |
iyileşmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tu t'amélioreras aux échecs avec la pratique. |
-miş, -mış(pour former le passé) Nos avons gagné la course. |
-leşmek, -laşmak(pâle,...) |
fırlayıp çıkmak(familier) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il fila lorsqu'il se souvint de son rendez-vous. |
hızla geçmek, hızla geçip gitmek(familier) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
pek çok, birçok, bir hayli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il y a de nombreuses raisons pour ne pas acheter de maison à l'heure actuelle. |
söylendiğine göre, rivayet olunduğuna görelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) D'après certaines informations, un haut fonctionnaire du gouvernement serait passé chez les rebelles. |
söylendiğine göreadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Le garçon volait soi-disant dans la caisse à son travail. |
-ma, -mayın(négation dans une phrase) Ne m'interromps pas quand je parle, s'il te plaît. |
-emez, -amaz, yapamaz, edemez(gündelik dil) Je ne peux pas entendre la sonnette lorsque je suis dans la salle du fond. |
(yap)maz, (yap)mıyor(négation) Il n'habite pas à cette adresse en hiver. |
-ıyordum(auxiliaire, possession) J'ai trop mangé. |
-ardım, -erdim
J'aimerais me marier cette année. |
-eceksin, -eceksiniz
Si tu refuses cette offre d'emploi, tu le regretteras. |
-acağız, -eceğiz(kısaltma, gündelik dil) |
-madı, -medi
Sam ne savait pas comment répondre à cette question si délicate. |
-eceğim, -acağım
Je dînerai à 19 h ce soir. |
-mayacak, -meyecek(prédiction) Il ne pleuvra pas demain. |
-ersin, -arsın, -ursun, -ürsün, -ırsın, -irsin
Tu serais bête de démissionner d'un boulot aussi génial. Böyle iyi bir işten ayrılırsan aptallık edersin. |
-mazdı, -mezdi
Je ne ferais pas ça si j'étais toi. |
-meyecek, -mayacak(ret) Je ne te le redirai pas : range ta chambre ! |
gidelim, hadi gidelim
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Tu es prêt à partir ? Allons-y ! |
yardımcı fiilnom masculin (Grammaire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
deyimsel fiilnom masculin (Grammaire anglaise...) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
hepsi
(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Les cupcakes, lesquels sont tous sans gluten, sont dans la vitrine. |
ne
(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Que veux-tu manger ? Ne yemek istiyorsun? |
birbiri
(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Lisa pense que les femmes dans le monde académique devraient s'entraider pour réussir. |
-ardı, -erdi(koşullu cümlelerde) J'achèterais une voiture si j'avais assez d'argent. Ça aurait été sympa de voir Steve avant qu'il parte. Ça serait génial de prendre des vacances, si seulement je pouvais me le permettre ! |
(soru biçiminde) -eyim mi, -elim mi(avec « nous » ou « on ») On va au cinéma ce soir ? |
-ceksin, -caksın
"Tu ne tueras point" est l'un des 10 Commandements de la Torah. |
mu, mi, mü(le plus soutenu) (soru eki) Ta mère sait-elle où tu es ? |
-iyor, -uyor, -üyor, -ıyor(yakın geçmiş) |
ağır hareket etmek, yavaş hareket etmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
(ördek) badi badi yürümek, paytak paytak yürümekverbe pronominal (canard) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) J'adore la façon dont les canards se dandinent quand je leur jette du pain. |
fışırdamak, fışıldamak(bruit aigu : balle,...) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
yorularak yürümek, yorgun argın yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
hızla koşmak(familier : courir vite) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Je t'ai vu cavaler ce matin pour essayer de ne pas rater ton bus. |
olarak haraket etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle est intervenue en tant que médiatrice mais n'a pas pris part à la décision finale. |
bir kere daha, bir defa daha, bir kez daha
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
-miştin, -muştun, -müştün, -mıştın
Quand je t'ai rencontré pour la première fois, tu venais d'avoir ta licence. Seninle ilk tanıştığımızda üniversiteden yeni mezun olmuştun. |
-meyecek, -mayacak
Il n'y a pas un nuage dans le ciel ; il ne pleuvra pas aujourd'hui ! |
edimsel eylemnom masculin (Linguistique) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(gelecek zaman kipi) -ecek, -acak
Serez-vous au bal ce soir, Madame ? |
yelkenli gemi ile yolculuk yapmak(personne) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La famille est partie à la voile à Calais. |
hızla geçmek, çok hızlı geçmek(objet) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La flèche de l'ennemi a traversé l'air en sifflant. |
otostop yaparak yolculuk etmeklocution adverbiale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Une fois, j'ai traversé le pays en stop en cinq jours. |
kaykayla kaymak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
parmak uçlarına basarak/sessizce yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Bradley traversa la maison sur la pointe des pieds, évitant les lattes grinçantes. |
(araba) hızla gitmek, rüzgâr gibi gitmekverbe intransitif (voiture) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les voitures roulaient à toute vitesse sur la piste. |
güç bela ilerlemek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les randonneurs ont marché péniblement du pied de la colline jusqu'au sommet. |
gizlice/sinsice hareket etme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Adrian voyait bien qu'il lui faudrait marcher discrètement s'il voulait se rapprocher assez près pour entendre ce qu'ils disaient. |
dönüşlü biçim(Grammaire) (dilbilgisi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
benim
(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Il ne veut vraiment pas que je te rende visite. |
her kim, her kim isepronom (zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Quiconque est disposé à travailler pour rendre le monde meilleur est le bienvenu dans notre organisation. |
-eceğini, -acağını(dolaylı anlatım) Hier, il a dit qu'il irait à la bibliothèque. Dün kütüphaneye gideceğini söyledi. |
(emir/kararlılık bildirir) -ecek, -acak
Tu m'obéiras ! |
hızlı gitmek, hızla gitmek, süratle gitmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le chien descendit la colline à toute allure. Köpek tepeden aşağı koşuyordu. |
motosiklete binmek(activité) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yan yan yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ils sont allés jusqu'aux arbres en traversant les herbes hautes en marchant de côté. |
-ardı, -erdi(exprime l'habitude) On se promenait le long de la rivière. Nehir kıyısında yürüyüşe çıkardık. |
düşünülmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) On pense que c'est lui qui a écrit ces lettres de chantage. |
mopede binmek(activité) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je faisais de la mobylette ® quand j'étais plus jeune. |
-erdi, -ardı(habitude) (geçmişte, eskiden) Avant, il prenait son vélo ; maintenant, il conduit. Avant, je n'aimais pas cette chanson, mais maintentant, je commence à l'apprécier. Eskiden bisiklete binerdi, şimdi ise araba kullanıyor. |
-ar, -er
Je ne suis pas surprise, ça serait bien son genre de partir pour un autre pays sur un coup de tête. |
-ardı, -erdi(habitude du passé) J'allais à l'église du coin quand j'étais jeune. Küçükken mahalledeki kiliseye giderdim. |
-musun, musunuz(le plus soutenu) (soru cümlesi) Avez-vous un stylo ? // Sais-tu où se trouve le chien ? |
-yor(şu anda) Teresa mange en ce moment. Şu anda yemek yiyor. |
-ecek, -acak(gelecek zamanı bildirir) Nous jouons au tennis ce week-end. Bu haftasonu tenis oynayacağız. |
haline gelmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Personne n'a envie de devenir vieux, mais ce n'est pas comme si on avait le choix. |
-erdim(istemek) J'aimerais voir ce film. |
-acaksın, -eceksin(avec "tu") Où iras-tu ? |
-ecek, -acak(détermination) (kararlılık) Tu iras au bal, Cendrillon ! Cet homme paiera pour ce qu'il a fait. |
-ecek, -acak(certitude) (kesinlik) Notre jour viendra. |
-ecek, -acak(avec verbes exprimant le doute) (şüphe) Je doute qu'il y ait d'autres vacances comme celle-ci. |
sekmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les enfants se déplaçaient à pas légers dans la rue. |
hafif adımlarla hareket etmeklocution adverbiale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le danseur traversa joyeusement la scène à pas légers. |
süzülmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Elle traversa la pièce sans bruit pour aller récupérer son sac sans le réveiller. |
güçlükle hareket etmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le fermier traversa avec difficulté (or: péniblement) le champ boueux. |
fırlamak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le gamin a couru à travers le terrain à toute vitesse pour récupérer le ballon. |
topal gibi yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Un des moteurs de l'avion est tombé en panne et nous avons volé tant bien que mal jusqu'à la ville la plus proche pour un atterrissage d'urgence. |
(birşeyi) gizlice yapmakadverbe (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jean a traversé la scène discrètement, sans que personne ne la voie. |
tıkırdayarak gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
su sıçratarak gitmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
kibirle yürümeklocution verbale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Lorsque Lisa l'a insulté, John s'est simplement retourné et est parti d'un pas raide. |
at arabasına binmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le conducteur se promenait en cabriolet. |
gürültüyle ilerlemeklocution verbale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les vaches couraient d'un pas lourd dans le champ. |
sıvışmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mark est sorti de la réunion sans bruit, avant la fin. Le voleur avançait sans bruit dans l'allée, rasant les murs. |
kürekli tekneyle götürmeklocution adverbiale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le marin a ramené le prisonnier à la rame jusqu'à la rive. |
Fransızca öğrenelim
Artık verbe'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
verbe ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.