İngilizce içindeki excuse ne anlama geliyor?

İngilizce'deki excuse kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte excuse'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki excuse kelimesi mazeret, bahane, kötü örnek, affetmek, bağışlamak, mazur göstermek, mazur görmek, muaf tutmak, muaf tutmak, vazgeçmek, bırakmak, afedersiniz, efendim, kusura bakmayın, inandırıcı olmayan özür, sudan özür/bahane/mazeret, kötü/berbat bir örnek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

excuse kelimesinin anlamı

mazeret

noun (explanation)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
The teacher was tired of his excuses for work not done.
Öğretmen, öğrencisinin ödev yapmamak için gösterdiği mazeretlerden usanmıştı.

bahane

noun (pretext)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
He used the mistletoe as an excuse to kiss her.
ⓘBu cümle, İngilizce cümlenin çevirisi değildir. Ev ödevlerini temizliğe yardım etmemek için bahane olarak kullanıyor.

kötü örnek

noun (informal, figurative (inadequate specimen) (mecazlı)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
You're an excuse for a man! I never want to see you again!

affetmek, bağışlamak

transitive verb (pardon, forgive [sb]) (birisini)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Please excuse me. I didn't mean to step on your foot.

mazur göstermek, mazur görmek

transitive verb (justify [sth])

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
You cannot excuse bad behaviour.

muaf tutmak

transitive verb (exempt [sb])

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
The gym teacher excused him as he had sprained his ankle.

muaf tutmak

transitive verb (often passive (exempt [sb] from [sth]) (birisini bir şeyden)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
As I am a fireman I wish you to excuse me from national service.

vazgeçmek, bırakmak

transitive verb (dispense with [sth])

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
We will excuse the formalities and get right down to business.

afedersiniz

interjection (polite interruption)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
Excuse me, where's the post office, please?

efendim

interjection (request to repeat)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
Excuse me? I didn't quite catch what you said.

kusura bakmayın

interjection (ironic (indignance)

(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.)
Well, excuse me! I won't bother asking you again!

inandırıcı olmayan özür

noun (not convincing)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Ben offered a feeble excuse when his mom asked him why he was home so late.

sudan özür/bahane/mazeret

noun (unconvincing attempt to justify)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
Saying that your alarm clock didn't ring is a lame excuse for being this late. Dropping your cigarette is a lame excuse for crashing your car.

kötü/berbat bir örnek

noun (unconvincing attempt to justify)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)
He gave a poor excuse for his absence. Having a cold is a very poor excuse for missing five days of work.

İngilizce öğrenelim

Artık excuse'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

excuse ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.