İngilizce içindeki maker ne anlama geliyor?
İngilizce'deki maker kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte maker'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki maker kelimesi yapan kimse, yapıcı, yapımcı, yapan şey, yapıcı, Allah, Tanrı, Yaratıcı, vasiyeti uygulayan kişi, kahve makinası, karar mercii, film yönetmeni, film yapımcısı, film yazarı, tatilci, dondurma makinesi, politika belirleyici, yayıncı, mesele çıkaran kimse, sorun çıkaran kimse anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
maker kelimesinin anlamı
yapan kimse, yapıcı, yapımcınoun (person who makes, creates [sth]) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The maker of the car had gone out of business a few years ago. |
yapan şey, yapıcınoun (as suffix (appliance for making [sth]) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The engineer tried to design a better ice-cream maker. |
Allah, Tanrı, Yaratıcınoun (figurative (creator, God) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Richard went to meet his maker after being in the hospital for a month. |
vasiyeti uygulayan kişinoun (executor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The family attorney was assigned as the maker of the will. |
kahve makinasınoun (machine that brews coffee) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) This coffee maker can make both espresso coffee and cappuccino coffee. |
karar merciinoun (manager) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
film yönetmeninoun (cinema: director) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Before becoming a filmmaker, Shane studied cinematography in college. |
film yapımcısınoun (cinema: producer) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Linda is a Hollywood filmmaker. |
film yazarınoun (cinema: auteur) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The filmmaker will be present at the screening. |
tatilcinoun (UK (tourist, person on vacation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The beach was crowded with holidaymakers. |
dondurma makinesinoun (appliance: makes ice cream) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I am thinking of buying an ice cream maker this summer, so we can make our own. |
politika belirleyicinoun (person: sets policy) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Policymakers in Washington have finally reached an agreement after weeks of debate and discussion. |
yayıncınoun (often plural (TV broadcaster or producer) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
mesele çıkaran kimse, sorun çıkaran kimsenoun ([sb]: creates trouble) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Although Tommy is a bit of a troublemaker, he is quite smart. |
İngilizce öğrenelim
Artık maker'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
maker ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.