İtalyan içindeki cresciuto ne anlama geliyor?
İtalyan'deki cresciuto kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte cresciuto'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki cresciuto kelimesi (boyu) uzamak, büyümek, serpilmek, artmak, büyümek, yetişmek, olgunlaşmak, genişlemek, büyümek, gelişmek, büyümek, büyümek, büyümek, sarılarak büyümek, sarılmak, uzamak, uzamak, çocuk büyütmek, çocuk yetiştirmek, büyütmek, yetiştirmek, uzamak, ortaya çıkmak, belirmek, meydana çıkmak, olgunlaşmak, çoğalmak, artmak, yetişkin gibi davranmak, çocuk yetiştirmek, çocuk büyütmek, büyümek, artmak, güçlenmek, kazanmak, büyümek, birikmek, (borsa) yükselmek, artmak, çoğalmak, çocuk yetiştirmek, çocuk büyütmek, büyümek, serpilmek, yükselmek, kabarmak, kar elde etmek, kar sağlamak, artmak, yükselmek, genişlemek, yayılmak, genleşmek, şişmek, kabarmak, bakıp büyütmek, yetiştirmek, artmak, yükselmek, genişlemek, büyümek, sayıca artmak, çoğalmak, artmak, yükselmek, yükselmek, filizlenmek, tomurcuklanmak, filiz vermek, yükselmek, yetiştirmek, artmak, artmak, erişkin, ergin, yüksek, uzatmak, -de yetişmek, büyütmek, geliştirmek, kendi ayakları üzerinde durabilen, ayakta kalabilen, yaklaşmak, zoraki artmak/yükselmek, sağlıklı gelişmek/büyümek, uzatmak, kötü yetiştirmek, (balon gibi) şişmek, kabarmak, giderek artmak, çığ gibi büyümek, rastgele büyümek, üretmek, giysinin içine girmek, hızla artmak, sürgün vermek, iyi büyümek/gelişmek, (fiyat, vb.) hızla yükselmek/artmak, oturmak, sayesinde sağlıklı büyümek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
cresciuto kelimesinin anlamı
(boyu) uzamak, büyümek, serpilmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Con la pubertà crescerà. Ergenlik döneminde boyu uzayacaktır. |
artmak, büyümekverbo intransitivo (aumentare) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La popolazione crescerà rapidamente. Nüfus hızla artacaktır. |
yetişmekverbo intransitivo (fiorire, prosperare) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Nel deserto non possono crescere molti alberi. |
olgunlaşmak(maturare, diventare adulto) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Questa esperienza lo aiuterà a crescere. |
genişlemek, büyümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La nostra azienda quest'anno si è espansa rapidamente. Şirketimiz bu yıl hızla büyüdü. |
gelişmek, büyümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'azienda si è sviluppata da piccola impresa familiare a un colosso da milioni di sterline. |
büyümek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'erosione dell'acqua ha fatto crescere il canale. |
büyümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Sono cresciuto in un villaggio nel sud dell'Inghilterra. |
sarılarak büyümek, sarılmak(sarmaşık, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'edera è cresciuta sui muri, arrivando quasi a coprire le finestre. |
uzamak(in altezza) (boy) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Fino all'adolescenza era basso, poi è cresciuto tutto d'un colpo. |
uzamakverbo intransitivo (capelli) (saç) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Sara indossa delle forcine in attesa che la frangia le cresca. |
çocuk büyütmek, çocuk yetiştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Abbiamo cresciuto i bambini in modo che avessero rispetto dei loro genitori. Çocuklarımızı anne babalarına saygılı olacak şekilde yetiştirdik. |
büyütmek, yetiştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mi hanno cresciuto a calci nel sedere. |
uzamakverbo intransitivo (bitki) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Questo tipo di grano cresce più di sei piedi. |
ortaya çıkmak, belirmek, meydana çıkmakverbo intransitivo Le è cresciuta una vescica sul dito dopo che se l'è scottato col bollitore. |
olgunlaşmakverbo intransitivo (frutta) (meyve) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) C'erano tanti fiori sulla mia pianta di peperoncini quest'anno, ma i frutti non sono cresciuti. |
çoğalmak, artmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Metti via del denaro ogni mese e i tuoi risparmi cresceranno. |
yetişkin gibi davranmakverbo intransitivo (figurato) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Vorrei che mio fratello crescesse e si trovasse un posto dove abitare per conto suo. |
çocuk yetiştirmek, çocuk büyütmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La coppia ha adottato il bambino e l'ha cresciuto. |
büyümekverbo intransitivo (ay) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La luna sta crescendo, se ne può vedere un pezzetto in più ogni notte. |
artmakverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il numero di zanzare cresce in estate. |
güçlenmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'influenza del redattore del giornale sta aumentando. |
kazanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La popolarità del politico cresceva di settimana in settimana. La salute del paziente migliorava ogni giorno. |
büyümek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I semi cominciano a spuntare all'inizio della stagione di crescita. |
birikmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
(borsa) yükselmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il mercato azionario è salito del 2% oggi. Bugün borsa yüzde iki oranında yükseldi. |
artmak, çoğalmak(figurato: aumentare) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) I nostri problemi si sono moltiplicati quando abbiamo avuto un secondo figlio. |
çocuk yetiştirmek, çocuk büyütmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Chris e Margaret hanno educato i figli a rispettare gli altri. |
büyümek, serpilmek(figurato) (çocuk) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
yükselmek(gelgit) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Si sta alzando la marea. |
kabarmak(hamur) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Devi lasciar lievitare la pasta per tre ore prima di metterla nel forno. |
kar elde etmek, kar sağlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le azioni hanno guadagnato il 3% la settimana scorsa. |
artmak, yükselmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I prezzi delle case sono aumentati del 5%. Nüfus sürekli çoğaldığı için bazı önlemler alınması gerekiyor. |
genişlemek, yayılmak, genleşmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il pane si espande grazie al lievito. Maya, ekmek hamurunun genişlemesini sağlar. |
şişmek, kabarmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Dopo essere scivolata sulle rocce bagnate, la caviglia di Wendy si gonfiò. |
bakıp büyütmek, yetiştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
artmak, yükselmekverbo intransitivo (değer, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Non comprare quella macchina. Il valore non aumenterà, bensì scenderà. Bu arabayı satın alma. Değeri artacağı yerde düşecek. |
genişlemek, büyümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) In anni recenti la compagnia si sta espandendo. Şirket, son birkaç yıl içinde sürekli büyümüştür. |
sayıca artmak, çoğalmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) I pesci proliferano nelle acque calde. |
artmakverbo intransitivo (numero, dimensione) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il club è iniziato con poche persone ma i soci sono aumentati nei sei mesi passati. |
yükselmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il fumo del comignolo saliva verso il cielo. |
yükselmekverbo intransitivo (fiyat, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I prezzi delle azioni che avevo comprato sono aumentati del 20% in una sola notte! |
filizlenmek, tomurcuklanmak, filiz vermekverbo intransitivo (bitki) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le piantine stavano finalmente germogliando. |
yükselmekverbo intransitivo (intensità) (ses) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Qualcuno aprì la porta principale della casa dove si teneva la festa e la musica crebbe. |
yetiştirmek(i figli) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Da quando la madre di Tom se n'è andata Henry ha fatto del suo meglio per crescere Tom da solo. |
artmakverbo intransitivo (maaş, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Gli stipendi sono aumentati un po' più dell'inflazione. |
artmakverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il prezzo delle azioni continuava ad aumentare fino a raggiungere nuove vette. |
erişkin, ergin(cresciuto) (büyüme sürecini tamamlamış hayvan, böcek, vs.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le corna di un cervo giovane sono molto più piccole di quelle di un cervo adulto. Yavru geyiklerin boynuzları erişkin geyiklerinkilerden çok daha küçüktür. |
yüksekaggettivo (fiyat, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Adesso il mercato azionario è aumentato. |
uzatmakverbo transitivo o transitivo pronominale (barba, baffi) (saç, sakal vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Sta facendo crescere la barba. |
-de yetişmekverbo intransitivo (pianta) (bitki) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Secondo il folclore, il muschio cresce nell'area rivolta a nord degli alberi. |
büyütmek, geliştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (affari) (işleri, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I social network possono aiutarti a far crescere la tua azienda. |
kendi ayakları üzerinde durabilen, ayakta kalabilen(azienda) (iş, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La banca intende prestare soldi ad imprese sostenibili. |
yaklaşmak(figurato) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il malcontento covava da anni nella popolazione locale. |
zoraki artmak/yükselmek(figurato: crescere) (mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
sağlıklı gelişmek/büyümekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Tutte le piante del mio giardino crescono floride. |
uzatmakverbo transitivo o transitivo pronominale (capelli) (saç, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'anno scorso avevo i capelli corti, ma ora li sto lasciando crescere. |
kötü yetiştirmek(çocuk) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
(balon gibi) şişmek, kabarmak(figurato) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il successo dell'azienda è cresciuto a vista d'occhio nei mesi scorsi. |
giderek artmak, çığ gibi büyümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
rastgele büyümek(piante) (bitki) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le erbacce crescevano in modo disordinato nel giardino incolto. |
üretmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'agricoltore ha coltivato dieci acri di grano. |
giysinin içine girmekverbo intransitivo (taglia di abbigliamento) (büyüyerek) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
hızla artmakverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) I progressi della medicina e il migliore tenore di vita hanno fatto crescere rapidamente la popolazione dopo la Rivoluzione Industriale. |
sürgün vermekverbo intransitivo (bitki) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Dallo stelo principale della pianta sta spuntando un germoglio nuovo. La strega aveva un pelo che le spuntava dal naso. |
iyi büyümek/gelişmekverbo intransitivo (bebek) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'assistente sanitario a domicilio era soddisfatto dei progressi del bambino e disse ai genitori che se continuava a crescere sano non avevano nulla di cui preoccuparsi. |
(fiyat, vb.) hızla yükselmek/artmak(mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il prezzo del burro è aumentato vertiginosamente nello scorso anno. |
oturmakverbo transitivo o transitivo pronominale (persona) (kişi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sayesinde sağlıklı büyümekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Queste piante crescono floride al sole. |
İtalyan öğrenelim
Artık cresciuto'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
cresciuto ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.