İtalyan içindeki ordine ne anlama geliyor?
İtalyan'deki ordine kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte ordine'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki ordine kelimesi emir, komut, buyruk, emir, sıra, düzen, tertip, nizam, (sosyal) düzen, buyruk, ferman, cemiyet, topluluk, sipariş, tarikat, takım, üslup, papazlık dereceleri, sipariş, rütbe işaretleri, kalite, tür, çeşit, tip, mahkeme emri, düzen, intizam, emirler, emir, buyruk, tertiplilik, sipariş formu, satın alım, satın alma, emir, komut, buyruk, sıra, dizi, emir, komut, ürün siparişi, sipariş, emir, buyruk, mahkeme emri, emir, komut, düzenlemek, düzenli, intizamlı, muntazam, tertipli, düzenli, gündem, düstur, düstur, mahkeme celbi, şövalyelik, disiplinli, emir vermek, emretmek, büyüklük, üstünü başını düzeltmek, her günkü, alışılmış, sıradan, olağan, alfabetik olarak, alfabetik sırayla, sıraya, rastgele sıralama, alfabeleştirme, karşılanmamış sipariş, kanun ve nizam, kanun ve düzen, baro üyesi, yasaklama emri, kenar mahallelerde gezmek, komut vermek, sıraya koymak, sıraya sokmak, alfabeleştirmek, bakımlı, düzgün, (askerlikte) parola, evren düzeni, evrendeki/kainattaki düzen, daimi sipariş, düzenlemek, düzenli, düzen, Victoria ve Albert Nişanı, önceliklendirmek, emretmek, karışık çalma, yoluna, baro, asayiş, şifre, parola anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
ordine kelimesinin anlamı
emir, komut, buyruksostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Chi ha dato questi ordini? |
emirsostantivo maschile (militare) (askeri) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il generale diede l'ordine di attaccare immediatamente. |
sırasostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ha elencato i loro nomi in ordine alfabetico. İsimleri alfabetik sıraya göre düzenledi. |
düzen, tertip, nizamsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Questi libri sono messi in un ordine particolare? Bu kitaplar herhangi bir düzene göre mi raflara yerleştirilmiş? |
(sosyal) düzensostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La Seconda Guerra Mondiale diede luogo a un nuovo ordine mondiale. İkinci Dünya Savaşı, yeni bir dünya düzenini beraberinde getirdi. |
buyruk, fermansostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Per ordine del re, i prigionieri furono liberati. |
cemiyet, topluluksostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) È entrato a far parte di un ordine massonico. |
siparişsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le ho mandato un ordine per un tavolo nuovo. |
tarikatsostantivo maschile (religioso) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nel 1209 San Francesco fondò l'ordine di frati che porta il suo nome. |
takımsostantivo maschile (biyoloji) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Volpi e orsi sono dello stesso ordine, ma non della stessa famiglia. |
üslupsostantivo maschile (architettura) (mimari) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Questo libro ha immagini dell'ordine ionico, dorico e corinzio. |
papazlık derecelerisostantivo maschile (cristianesimo) (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) |
sipariş(ristorante) (restoran, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il cameriere ti ha già preso l'ordinazione? Garson siparişinizi aldı mı? |
rütbe işaretleri(askeri) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Portava i suoi distintivi con orgoglio sul petto della sua giacca. |
kalite
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La loro cucina è del massimo livello. |
tür, çeşit, tipsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non mi piace un comportamento di questo genere. |
mahkeme emri
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Per ordine del giudice, il governo deve rilasciare le informazioni. |
düzen, intizam(stanze, ecc.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'ordine della casa del mio vicino è formidabile. |
emirler
(çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) Il soldato seguì gli ordini dell'ufficiale in comando. |
emir, buyruk
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Faresti meglio a seguire gli ordini di tuo padre. |
tertipliliksostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mia compagna di stanza è amichevole e pacifica, ma le manca il senso dell'ordine. |
sipariş formusostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Abbiamo ricevuto il suo ordine e provvederemo immediatamente alla spedizione della merce. |
satın alım, satın almasostantivo maschile (Borsa) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I borsisti hanno fatto un grosso ordine. |
emir, komut, buyruk
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il generale ordinò alle sue truppe di ritirarsi. |
sıra, dizi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'incidente accadde così in fretta che, più tardi, Jane non riusciva a ricordare l'esatta sequenza di eventi. |
emir, komut
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non puoi rifiutare la direttiva perché arriva direttamente dal capo. |
ürün siparişi, sipariş(merce) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
emir, buyruksostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'esercito agisce per ordine del governo. // Questo stato ha indetto l'obbligo della maschera. |
mahkeme emri
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) È stato emesso un decreto per il recupero dei veicoli. |
emirsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il comando veniva dai livelli alti del governo e non poteva essere ignorato. |
komutsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Seth ha inserito un comando nel computer. |
düzenlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ha ordinato i file per data. |
düzenli, intizamlı, muntazam, tertipli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Dopo aver passato la giornata a fare i lavori di casa, Mark guardò la casa ordinata con una sensazione di soddisfazione. |
düzenli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
gündem
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
düstur
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
düstur
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
mahkeme celbi(diritto) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il testimone ricevette una citazione per apparire al processo. |
şövalyelik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La cavalleria proteggeva il regno dai criminali. |
disiplinli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
emir vermek, emretmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il presidente comandò un attacco al nemico. |
büyüklük
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Niente si poteva comparare alla grandezza della catena montuosa. |
üstünü başını düzeltmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Glenn si stava sistemando davanti allo specchio. |
her günkü, alışılmış, sıradan, olağan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Gli incidenti stradali su questa strada sono un evento quotidiano. Bu yol üzerinde meydana gelen otomobil kazaları artık alışılmış olaylardandır. |
alfabetik olarak, alfabetik sırayla
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) I libri sono organizzati in ordine alfabetico in base al cognome dell'autore. Kitaplar, yazarların soyadlarına göre alfabetik olarak sıralanmıştır. |
sırayaavverbio (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Puoi mettere in ordine questi documenti, per favore? |
rastgele sıralama
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
alfabeleştirmeverbo transitivo o transitivo pronominale (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karşılanmamış siparişsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Se la sua merce non è disponibile, la compagnia effettuerà un ordine arretrato per lei. |
kanun ve nizam, kanun ve düzensostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il governo ha inviato delle truppe per ristabilire l'ordine pubblico nelle aree dove erano scoppiati episodi di violenza. |
baro üyesi(avvocati) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Anche se ha frequentato la facoltà di legge, non può esercitare, perché non è un avvocato iscritto all'ordine. |
yasaklama emri(legale) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ha ottenuto un'ingiunzione restrittiva nei confronti del suo ex fidanzato. |
kenar mahallelerde gezmekverbo intransitivo (informale) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il lord della tenuta era di nuovo in giro con la gente del luogo per pub di terz'ordine. |
komut vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il generale ha dato l'ordine ai suoi uomini di prepararsi alla battaglia. |
sıraya koymak, sıraya sokmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le pagine del manoscritto erano sparpagliate, quindi ho dovuto metterle in ordine. |
alfabeleştirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
bakımlı(kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Kate era sempre curata e ben vestita. |
düzgünavverbio (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il capufficio voleva esser certo che tutto fosse in ordine. |
(askerlikte) parolasostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dai la parola d'ordine alla porta e ti faranno entrare. |
evren düzeni, evrendeki/kainattaki düzen
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'universo mi ha rovinato di nuovo i piani. |
daimi sipariş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
düzenlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I campeggiatori misero in ordine le proprie tende e andarono a casa. |
düzenliavverbio (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Dammi un minuto per mettere in ordine queste carte. Kafası çok yorgun olduğundan doğru düşünemedi. |
düzen(siyasi, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I ribelli volevano rovesciare l'ordine costituito. |
Victoria ve Albert Nişanısostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
önceliklendirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
emretmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il generale ordinò alle truppe di attaccare. |
karışık çalmasostantivo maschile (müzikçalar) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) James ha messo il lettore musicale su ordine casuale. |
yolunalocuzione avverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Non preoccuparti, mio padre rimetterà tutto a posto. Merak etme, babam her şeyi yoluna koyacak. |
barosostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'ordine degli avvocati della California ha ammesso all'albo il signor Black. |
asayiş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) È stato accusato di violazione dell'ordine pubblico. |
şifre, parolasostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Devi dire la parola d'ordine, altrimenti non possiamo aprirti la porta. |
İtalyan öğrenelim
Artık ordine'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
ordine ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.