İtalyan içindeki scosso ne anlama geliyor?
İtalyan'deki scosso kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte scosso'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki scosso kelimesi sarsılmış, kapılmış, şok olmuş, şokta, şok olmuş, (dert, sıkıntı, vb.) çeken, muzdarip, dengesiz, çalkalanmış, etkilenmiş, acıdan inletmek, bozmak, altüst etmek, sallamak, rahatsız etmek, sıkıntı vermek, rahatsızlık vermek, sallamak, uyandırmak, kaldırmak, sarsmak, sallamak, şiddetle sarsmak, şoke etmek, şaşkına çevirmek, sarsmak, başını yukarı doğru savurmak, fiske atmak, fiske vurmak, hafifçe vurmak, sallamak, sarsmak, sarsmak, canlılık, salllamak, sallamak, titreyen anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
scosso kelimesinin anlamı
sarsılmışaggettivo (duygusal olarak) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I film sulle catastrofi mi lasciano sempre un po' scosso. |
kapılmışaggettivo (da notizia, evento) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sono rimasto scosso dalla notizia. |
şok olmuş, şoktaaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sono ancora scosso dopo aver vinto la lotteria. |
şok olmuşaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Quando ho saputo che Rick e Gina si erano lasciati sono rimasto scioccato! |
(dert, sıkıntı, vb.) çeken, muzdarip(formale) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Affrante dal dolore, le donne gemevano e scuotevano la testa. |
dengesizaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Dopo il terribile evento di cui fu testimone, la mente turbata di Marcus non gli permetteva di concentrarsi sul lavoro. |
çalkalanmışaggettivo (liquido, soluzione) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il ricercatore versò la soluzione agitata in un matraccio. |
etkilenmişparticipio passato (duygusal olarak) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il bambino è rimasto profondamente segnato dalla morte del suo pony e ci è voluto molto tempo prima che tornasse a sorridere. |
acıdan inletmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il pugile aveva preso una bella batosta durante l'incontro ed era scosso dal dolore. I singhiozzi scuotevano il corpo della donna addolorata. |
bozmak, altüst etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La crisi li ha scossi dalla solita routine. |
sallamakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il vento scuoteva gli alberi. |
rahatsız etmek, sıkıntı vermek, rahatsızlık vermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La recente serie di furti d'appartamento nel vicinato ha turbato molti abitanti del luogo. |
sallamak(iki yana) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) James scosse il dito verso di me come se fossi un bambino birichino. |
uyandırmak, kaldırmak(figurato) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
sarsmak, sallamakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jeremy ha scosso la tazza del caffè, rovesciandoselo sulla mano. |
şiddetle sarsmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'uomo scuoteva il ragazzo per la rabbia. |
şoke etmek, şaşkına çevirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La notizia turbò Sarah che dovette sedersi. |
sarsmakverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato) (inanç, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le prove scientifiche potrebbero scuotere la sua fede. |
başını yukarı doğru savurmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il cavallo scosse la testa impaziente di andare. |
fiske atmak, fiske vurmak, hafifçe vurmak(con un dito) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sallamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La chimica agitò la soluzione e annotò ciò che osservava. |
sarsmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Un altro passeggero del treno inciampò colpendo il braccio di Paula e facendole rovesciare la tazza di tè che teneva in mano. |
sarsmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'esplosione ha fatto tremare l'edificio. |
canlılık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ha fatto delle affermazioni scioccanti per rendere piccante la discussione. |
salllamak(far ondeggiare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le onde cullavano la barca avanti e indietro. |
sallamakverbo transitivo o transitivo pronominale (zar, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mescola i dadi e buttali. |
titreyenaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'improvviso venticello freddo mi ha lasciato tremante. |
İtalyan öğrenelim
Artık scosso'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
scosso ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.