İzlandaca içindeki fara ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki fara kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte fara'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki fara kelimesi gitmek, bırakmak, gelmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
fara kelimesinin anlamı
gitmekverb Ekkert okkar langar til að fara, en annað hvort þú eða konan þín þarf að fara. Hiçbirimiz gitmek istemiyor fakat ya sen ya da karın gitmek zorunda. |
bırakmakverb „Mesta hindrunin hjá okkur var vafalaust sú að fara út fyrir þægindahringinn,“ segir William. William “Herhalde bizim için en büyük zorluk rahat yaşamımızı bırakmak oldu” diyor. |
gelmekverb Hún kom aftur í því að ég var að fara. Tam ben giderken o geri geldi. |
Daha fazla örneğe bakın
Ūú verđur ađ fara eftir leiđbeiningum mínum. Talimatlarımı izlemelisiniz. |
Og ungarnir tveir fara til Dubai. İki kuş da Dubai'ye gidecek. |
Hvert ertu ađ fara? Evet, nereye gidiyorsun? |
Skaparinn leyfði Móse að fara í felur á Sínaífjalli á meðan hann ‚færi fram hjá.‘ Yaratıcı Kendisi “geçinciye kadar” Musa’nın Sina Dağı’nda bir yerde gizlenmesine izin verdi. |
Hún vill fara á stefnumķt međ mér. Benimle çıkmak istiyor. |
Og með því að enginn tvö snjókorn fara líklega nákvæmlega sömu leiðina til jarðar ætti hvert og eitt þeirra að vera einstætt. Yere düşen kar tanelerinden hiçbiri bir başkasıyla tam aynı yolu izlemeyeceğine göre, gerçekten de şekilleri benzersiz olmaktadır. |
" Eigum viđ ađ fá okkur kaffi... í glas eđa kvöldmat... eđa fara í bíķ... eins lengi og viđ lifum bæđi? " " Bir kahve içmeye ne dersin bir kadehe ya de yemeğe ya da bir filme ikimiz de yaşadıkça... " |
Snertifletir dekkjanna viđ malbikiđ eru svo litlir og ūar fara 220 hestöfl í gegn. Burada önemli olan, yol temas alanının çok küçük olması ve onun aracılığıyla 220 beygir gücü aktarmanız gerekmesidir. |
Viđ verđum ađ fara héđan. Buradan çıkmaIıyız. |
Brátt viItu fara. Yakında gitmek isteyeceksin. |
Ísraelsmenn eru reiðubúnir að fara yfir ána Jórdan inn í Kanaanland. İsrailliler, Erden Nehrinden Kenân diyarına geçmek üzeredirler. |
Öruggt er að það veitir okkur hamingju að fara eftir þeim. Onları uygularsak, mutlu olacağız. |
Erum viđ ekki ađ fara í öfuga átt? Yanlış yönde değil miyiz? |
Í könnun í Lundúnablaðinu Independent kom fram að fólk noti stundum bílinn jafnvel þótt það sé að fara styttri vegalengdir en einn kílómetra. Aslında, Londra’nın günlük gazetesi Independent’ta yayımlanan bir araştırma, insanların bazen arabaları bir kilometreden de kısa mesafeler için kullandıklarını gösterdi. |
Þeir yfirgefa svo loftsalinn, fara út í svala og myrka nóttina og ganga þvert yfir Kedrondal í átt til Betaníu. Sonra üst kattaki odadan inip gecenin serin karanlığına karıştılar ve Kidron Vadisini geçerek Beytanya’ya doğru yola koyuldular. |
Jakob lýsir slíkum gjöfum þannig: „Sérhver góð gjöf og sérhver fullkomin gáfa er ofan að og kemur niður frá föður ljósanna. Hjá honum er engin umbreyting né skuggar, sem koma og fara.“ Bu tür armağanlardan söz eden Yakub şöyle der: “Her iyi atiye ve her kâmil mevhibe, indinde değişiklik yahut döneklik gölgesi olmıyan nurlar Babasından, yukarıdan, iner.” |
Hvernig veistu hvert viđ eigum ađ fara? Nereye gideceğini nereden biliyorsun? |
7 Já, þetta vil ég segja þér, ef þú kynnir að fara að orðum mínum. Já, ég vil fræða þig um hið hræðilega avíti, sem bíður slíkra bmorðingja sem þú og bræður þínir hafa verið, ef þið iðrist ekki og hættið við morðáform ykkar og snúið aftur með heri ykkar til ykkar eigin lands. 7 Evet, eğer bu sözleri dinleyecek kadar gücün olsaydı, bunları sana anlatırdım; evet, tövbe edip kanlı amaçlarınızdan vazgeçmezseniz ve ordularınızla kendi topraklarınıza geri dönmezseniz, senin ve kardeşin gibi cana kıymış katilleri yutmaya hazır bekleyen o korkunç cehennemden sana söz etmek isterim. |
Þjónn leitar ekki aðeins til húsbóndans til að fá fæði og skjól heldur þarf hann líka að leita stöðugt til hans til að vita hvað hann vill og fara síðan að óskum hans. Bir hizmetkâr efendisinden temel ihtiyaçlarını karşılamasını bekler. Fakat aynı zamanda, efendisinin isteklerini anlamak ve karşılamak için de gözü daima onda olmalıdır. |
Jehóva hafði sagt fyrir: „Fara [skal] fyrir Móab eins og fyrir Sódómu, og fyrir Ammónítum eins og fyrir Gómorru. Þeir skulu verða að gróðrarreit fyrir netlur, að saltgröf og að óbyggðri auðn til eilífrar tíðar.“ Yehova önceden şunu bildirmişti: “Moab Sodom gibi, ve Ammon oğulları Gomorra gibi olacak, ısırganlar mülkü, ve tuz çukurları, ve ebedî bir virane.” |
Draumur hennar er að fara til Parísar. Onun hayali Paris'i ziyaret etmektir. |
(Hebreabréfið 6:1, Lifandi orð) Fara allir eftir þessu ráði? (İbraniler 6:1) Acaba herkes bu öğüdü tatbik etmekte midir? |
Sömu hugsanirnar fara hring eftir hring í höfðinu. Düşünceler kafamın içinde dönüp duruyor. |
Og Bad er ekki bara vegna Bess sem hún Barf ad fara. Gitmesini sadece çocuklar ve kendim için istemiyorum. |
FBI var ađ fara út frá mér. FBİ ofisimden biraz evvel ayrıldı. |
İzlandaca öğrenelim
Artık fara'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.