İzlandaca içindeki innblástur ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki innblástur kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte innblástur'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki innblástur kelimesi ilham, damar, Toplardamar, toplardamar, esin anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
innblástur kelimesinin anlamı
ilham(inspiration) |
damar(vein) |
Toplardamar(vein) |
toplardamar(vein) |
esin(inspiration) |
Daha fazla örneğe bakın
Ūú veittir mér innblástur. Sen ilham verdin. |
Sveitirnar voru honum stöđugur innblástur. Onun için köy yaşamı, kesintisiz bir ilham kaynağıydı. |
Hún byggir upp, styrkir alla umhverfis sig og veitir þeim innblástur. Etrafındaki herkesi desteklemektedir, kuvvetlendirmektedir ve onlara ilham vermektedir. |
12 Hið stjórnandi ráð fær ekki innblástur heilags anda og er ekki óskeikult. 12 Yönetim Kurulu Tanrı’dan ilham aldığını ya da kusursuz olduğunu iddia etmez. |
Kannski færou innblástur fyrir ræouna ef Ūú horfir aoeins á verkio. Belki gerçek tablo konuşmanıza ilham verir. |
Eitt sinn, fyrir mörgum árum, var ég að synda í lauginni í gömlu Deseret-líkamsræktarstöðinni í Salt Lake City, þegar ég hlaut innblástur um að fara á Háskólasjúkrahúsið til að heimsækja þar góðan vin, sem hafði misst mátt í neðri útlimum, vegna meinsemdar og skurðaðgerðar. Uzun yıllar önce bir seferinde, Salt Lake City’de eski Deseret Spor Salonu’nda yüzerken Üniversite Hastanesine gidip kanserli bir tümör yüzünden ameliyat olduktan sonra ayaklarını artık kullanamayan iyi bir arkadaşımı ziyaret etmek için ilham aldım. |
Innblástur og handleiðsla hans eru gjafir sem hann gefur fúslega, ef við aðeins sækjumst eftir þeim. Ancak bunları aradığımızda, bu tür ilham ve rehberlik O’nun tarafından bize verilecek ücretsiz hediyelerdir. |
Köllun ykkar hlaust fyrir innblástur. Çağrınız ilham yoluyla geldi. |
Einlægt og heiðarlegt fólk, sem ég hitti í boðunarstarfinu, veitti mér listrænan innblástur. Hizmette tanıştığım samimi, dürüst insanlar, heykel yapmam için bana esin kaynağı oluyordu. |
Tillaga ykkar er mér innblástur. Anlattıklarınız çok ilham vericiydi. |
Kjörorđ okkar er enn öđrum innblástur. Aile düsturumuz ilham vermeye devam ediyor. |
Það var fyrir innblástur að honum fannst hann eiga að draga sig í hlé og reiða sig á óreyndan æskumann við að bjóða eldri börnum Guðs að iðrast og koma í skjól. Tanrı’nın daha büyük çocuklarını tövbeye ve güvenliğe çağırmak için geri adım atıp tecrübesiz bir gence güvenmesi ilham sonucu olmuştu. |
Ekkert þessara frávika er þó slíkt að það veki efasemdir um innblástur og áreiðanleika Biblíunnar í heild. Fakat bunlardan hiçbiri, Mukaddes Kitabın bir bütün olarak ilham edilişi ve otoritesi üzerine şüphe düşürecek kadar büyük ve önemli olmamıştır. |
Hér eru peningarnir komnir til ađ veita ūér innblástur: Sana ilham vermesi için peşin para ve: |
Þar sem ég hafði reynt að hlusta á hljóða rödd, hafði mér næstum yfirsést innblástur andans. Yumuşak bir sesi duymak için kulaklarımı açmıştım, ama Ruh’un teşviklerini neredeyse kulak ardı etmiştim. |
Hann þjónaði af trúmennsku og hlýðni alla sína ævi og veitti mér innblástur og öllum þeim sem þekktu hann. Hayatı boyunca bağlılıkla ve itaatkarlıkla hizmet etti ve bana ve onu tanıyan herkese ilham kaynağı oldu. |
Áhrifamáttur orða kennara míns hefur verið mér innblástur, vegna áherslunnar sem hún lagði á trúarnámið. Öğretmenimizin sözlerindeki güç, onun sevindirici haberi çalışmanın önemi üzerinde durması yüzünden benim için bir ilham kaynağı olmuştu. |
Vegna framtaks þeirra geta ferðamenn hvaðanæva úr heiminum enn notið þess að horfa á sömu vindmyllurnar og veittu frægum listamönnum fortíðar innblástur. Bugün onların çabaları sayesinde, tüm dünyadan gelen turistler geçmişte ressamlara ilham kaynağı olmuş bazı yel değirmenlerinin aynısını hâlâ görebiliyorlar. |
Ég er höfundur sjónvarpsþáttar. Hann veitir milljónum manna von, gleði og innblástur. İnsanlara umut ve eğlence ve ilham veren televizyon programının yaratıcısıyım. |
Til viðbótar því að deila vitnisburði ykkar þá gætuð þið fengið innblástur um að biðja fólkið sem þið kennið að deila reynslu eða vitnisburðum, ef þau óska þess. Tanıklığınıza ek olarak, şayet öğrettiğiniz kişiler istiyorlarsa, onlara tecrübelerini ya da tanıklıklarını paylaşmalarını sorabilirsiniz. |
Þið getið beðið þau sem þið kennið að biðjast fyrir um styrk og innblástur til að vita hvernig miðla má fjölskyldu, vinum og nágrönnum fagnaðarerindinu. Öğrettiğiniz kişileri sevindirici haberi; aileleri, arkadaşları ve komşuları ile nasıl paylaşacaklarını anlayabilmelerini sağlayacak olan kuvvet ve ilham için dua etmeye davet edebilirsiniz. |
Gæti veitt ūér innblástur. Belki sana biraz ilham verir. |
Kæru bræður og systur, ég votta ykkur öllum elsku mína og bestu óskir og bið þess að himneskur faðir veiti mér innblástur í orði og anda, er ég tala til ykkar í dag. Sevgili kardeşlerim, her birinize sevgi ve selamlarımı iletiyorum ve dua ediyorum ki bugün sizlere konuşurken Cennetteki Babamız düşüncelerimi yönlendirsin ve sözlerime ilham versin. |
Á þessu mikilvæga tímabili undirbúnings fyrir trúboð eða eilíft hjónaband og líf hinna fullorðnu, verðið þið að halda áfram að finna leiðir til að læra og vaxa og hljóta innblástur og handleiðslu með heilögum anda. Göreve, ebedi evliliğe ve bir yetişkin olarak hayata hazırlandığınız bu önemli dönemde, öğrenme, gelişme ve Kutsal Ruh aracılığı ile ilham ve rehberlik alma yollarını bulmaya devam etmelisiniz. |
Enn fremur sögðust biblíuritaranir hafa fengið innblástur frá Guði. Üstelik, Mukaddes Kitap yazarları Tanrısal ilham altında yazdıklarını öne sürerler. |
İzlandaca öğrenelim
Artık innblástur'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.