İzlandaca içindeki kveðja ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki kveðja kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte kveðja'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki kveðja kelimesi Allah'a ısmarladık anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
kveðja kelimesinin anlamı
Allah'a ısmarladıkinterjection |
Daha fazla örneğe bakın
Þú vilt kannski kveðja hana. Ona bir hoşçakal demek istersin belki. |
Til að kveðja. Veda etmek için. |
Þegar kveðja þín hljómaði í eyrum mér, tók barnið viðbragð af gleði í lífi mínu.“ Çünkü işte, senin selâmın sesi kulağıma erdiği anda, çocuk karnımda sevinçten sıçradı.” |
(Matteus 10:12, 13) „Friður sé með þessu húsi,“ var algeng kveðja á dögum Jesú. (Matta 10:12, 13) İsa’nın zamanında insanlar birbirlerini “bu eve barış olsun” diyerek selamlarlardı. |
(Lúkas 10: 5, 6) Shalohmʹ eða „friður“ er hefðbundin kveðja meðal Gyðinga. (Luka 10:5, 6) Şalomʹ yani “barış,” geleneksel bir Yahudi selâmıdır. |
Svo hann vildi bara kveðja mig. Sadece veda etmek istedi demek! |
Ég vil ekki kveðja þig svona Böyle vedalaşmak istemiyorum |
Ég hringdi bara til að segja þér að ég elska þig og til að kveðja. Seni çok sevdiğimi söylemek ve güle güle demek için aradım! |
25 Við hlustum eftirvæntingarfull, líkt og Daníel, þegar engill Jehóva spáir áfram: „Þetta mun konunginum suður frá gremjast, og hann mun leggja af stað og berjast við hann, við konunginn norður frá. Hann mun kveðja upp mikinn her, en herinn mun seldur verða hinum á vald.“ 25 Yehova’nın meleği bundan sonra olacakları anlatırken Daniel gibi biz de can kulağıyla dinliyoruz: “Cenup kıralı öfkelenip çıkacak, ve onunla, şimal kıralı ile, cenkleşecek; ve o da büyük bir cümhur [topluluk] çıkaracak, ve cümhur onun eline verilecek.” |
Og þú veist sjálfsagt að þarna fékk Guð hinum hikandi Móse það verkefni að kveðja þetta friðsæla líf og snúa aftur til Egyptalands til að frelsa Ísraelsmenn úr þrælkun. — 2. Mósebók 3:1-12. Ve belki sizin de bildiğiniz gibi, Tanrı kararsız bir tutum gösteren Musa’yı oradaki huzurlu yaşamını bırakıp Mısır’a dönerek İsrailoğullarını kölelikten kurtarmakla görevlendirdi.—Çıkış 3:1-12. |
Bæjarstjórinn var að kveðja hann Muhtar az önce onu giderken görmüş |
Að kveðja barndóminn getur verið eins og að flytja á nýjan stað — en þú getur aðlagast. Çocukluğuna veda etmen evden taşınmana benzer; ama buna uyum sağlayabilirsin |
Af því að það er nógu erfitt að kveðja þig einu sinni Çünkü sana hoşçakal demek yeterince zor |
Þetta er mín hinsta kveðja. Bu benim son vedam. |
Það verður erfitt að kveðja — í áttunda sinn. Onlardan ayrılmak çok üzücü olacak; kalbimiz sekizinci kez ‘kırılacak.’ |
Á ég bara að brosa og kveðja þig? Ne yani, gülümseyip seni geçirmemi mi bekliyorsun? |
Digra heiðursmaður helmingur jókst úr stólnum sínum og gaf Bob kveðja, með fljótur lítið skýrslutöku sýn frá litlum fitu- kringum augunum sínum. Şişman beyefendi yarım, onun sandalyesinden kalktı ve tebrik bir bob verdi hızlı küçük küçük yağ çevrelediği gözleri sorgulama bakışta. |
Vinkona mín fékk ekki tækifæri til að kveðja móður sína Bir arkadaşım...... annesine veda etme şansı olmadığını söylemişti |
Elísabet, móðir Jóhannesar skírara, sagði Maríu frænku sinni: „Þegar kveðja þín hljómaði í eyrum mér, tók barnið [breʹfos] viðbragð af gleði í lífi mínu.“ Vaftizci Yahya’nın annesi Elizabet, akrabası Meryem’e şöyle dedi: “Senin selâmın sesi kulağıma erdiği anda, çocuk (bebek) [breʹfos] karnımda sevinçten sıçradı.” |
Og kveðja Péturs leggur áherslu á að við séum sannkallað heimsbræðralag sem hefur „sömu“ dýrmætu trú og Pétur og hinir postularnir. — Matteus 23:8; 1. Pétursbréf 5:9. Ayrıca, Petrus’un sözleri, bizim gerçekten Petrus ve resul arkadaşlarınınkiyle ‘eşdeğerde bir imana kavuşmuş’ dünya çapında bir kardeşlik toplumu olduğumuzu vurgular.—Matta 23:8; I. Petrus 5:9. |
Þegar við yfirgefum tjaldbúðirnar kveðja margir íbúanna okkur með því að veifa til okkar með blöð, smárit eða bækur í höndum. Kamptan ayrılırken, birçok kişi ellerindeki broşür, dergi ve kitapları havaya kaldırarak bize el salladılar. |
Þeirra á meðal eru farandumsjónarmennirnir sem nota tíma sinn og krafta viku eftir viku í að uppbyggja söfnuðina; trúboðarnir sem kveðja fjölskyldur sínar og vini til að prédika erlendis; þeir sem þjóna á Betelheimilum eða í útibúum Félagsins og bjóða fram þjónustu sína til að styðja hið alþjóðlega prédikunarstarf; og brautryðjendurnir sem verja stærstum hluta tíma síns og krafta til boðunarstarfsins. Bunlara, her hafta cemaatleri güçlendirmek üzere vakit ve enerjilerini harcayan seyahat eden nazırlar, dış ülkelerde vaaz etmek için ailesini ve dostlarını bırakan dolgun vakitli vaizler, küresel vaaz etme işini desteklemek üzere Beytel evleri ya da bürolarda gönüllü olarak hizmet edenler ve öncülük hizmetinde olup vakit ve enerjilerinin büyük bir kısmını tarla hizmetinde harcayanlar dahildir. |
Þótt Marilyn væri á báðum áttum ákvað hún að lokum að kveðja James og Jimmy til að vinna erlendis. Marilyn tüm kaygılarına rağmen eşi James ve oğlu Jimmy’yle vedalaşıp, çalışmak için yurtdışına gitti. |
Alúðleg kveðja, hlýlegt handaband, vingjarnlegt bros — þetta eru kannski smáatriði en þau hjálpa okkur að sýna að við erum lærisveinar Jesú Krists. Dostane bir selam, sıcak bir el sıkışma, samimi bir gülümseme—belki hepsi de küçük şeyler—fakat bunlar İsa Mesih’in şahitleri olduğumuzu belirtir. |
„Það var mjög erfitt að kveðja ættingja og vini,“ segir Rogelio. O, “Ailemizi ve arkadaşlarımızı bırakmak çok zor oldu” diyor. |
İzlandaca öğrenelim
Artık kveðja'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.