İzlandaca içindeki sæng ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki sæng kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sæng'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki sæng kelimesi yorgan, battaniye, örtü, Battaniye, kuştüyü yorgan anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

sæng kelimesinin anlamı

yorgan

(blanket)

battaniye

(blanket)

örtü

(blanket)

Battaniye

(blanket)

kuştüyü yorgan

(duvet)

Daha fazla örneğe bakın

Gakktu í sæng međ ūínum líkum
Kendi türünle yatağa gir
17 Er stundum réttlætanlegt að sækja um skilnað að borði og sæng eða jafnvel lögskilnað þó að makinn hafi ekki gerst sekur um hórdóm?
17 Fuhuş işlemediği halde eşinizden ayrılmanızı ya da belki boşanmanızı haklı çıkaran durumlar var mıdır?
Hvers vegna vita strákar eins og þú og ég hvað sæng er?
Bizim gibilerin duvet' i bilmesine ne gerek var?
landi. Til að vera viss um að þeir allir sofa saman í íbúð, en þú hafa eigin Hammock þitt, og hylja sjálfur með eigin sæng þína, og sofa í eigin húð þína.
Hepsi bir apartman dairesinde birlikte uyku emin olabilir, ancak kendi hamak var, ve kendi battaniye ile kendinizi kapsayacak ve kendi cilt uyku.
" En Avast, " bætti hann við, að slá enni hans, " þú haint engin andmæli við hlutdeild sæng a harpooneer, hafa þér?
" Fakat avast, " diye ekledi alnına dokunarak, " Eğer herhangi bir itirazı haint bir harpooneer battaniye paylaşarak, siz var mı?
Kontantínus Rómarkeisari treysti völd hennar á fjórðu öld er hinar fráhverfu kirkjudeildir gengu í eina sæng með hinu heiðna ríki.
Onun kudreti, dördüncü yüzyılda, Roma İmparatoru Konstantin tarafından irtidat etmiş kiliseler putperest Devletle “evlendirildiği” zaman pekiştirildi.
Og ūegar fjölskyldan öll Sefur fast undir sæng
Ve tüm aile Uyurken yataklarında
Ég ætla heim og liggja undir sæng í viku.
Eve gideceğim, ve yorganın altından bir hafta boyunca çıkmayacağım.
Skilin ađ borđi og sæng til prufu?
Deneme ayrılığı gibi mi?
Þau ákváðu að skilja að borði og sæng þótt þau ættu unga dóttur.
Genç bir kızları olmasına rağmen, ayrı yaşama başvurusunda bulunmaya karar vermişlerdi.
Hið sama er auðvitað að segja um kristinn eiginmann sem er að hugsa um að sækja um skilnað að borði og sæng.
Ayrılmaya karar veren İsa’nın takipçisi bir koca için söylenebilecek şeyler de tümüyle aynıdır.
Hann er skilinn ađ borđi og sæng, húsiđ kom á sölu svo ég bũst viđ skilnađi brátt.
Karısından ayrılmış ve evi satılığa çıkmış çok yakında bir boşanma görüyorum.
Í ýtrustu neyð hafa einstaka þjónar Guðs ákveðið að sækja um skilnað að borði og sæng eða lögskilnað þó að makinn hafi ekki gerst sekur um saurlifnað.
Bazı Şahitler eşleri cinsel ahlaksızlık yapmamış olsa da çok ciddi durumlarda ayrılmaya ya da boşanmaya karar verdi.
Reyndar, að hluta liggjandi á það eins og handlegg gerði þegar ég vaknaði fyrst, gæti ég varla sagt það frá sæng, blandað þeir svo hues þeirra saman, og það var aðeins með skilningi þyngd og þrýstingur að ég gæti sagt að Queequeg var faðmast mig.
Gerçekten de, ilk uyandığı zaman kol olduğu gibi kısmen de yalan, ben pek anlayabiliyordu yorgan, bunu kendi renk tonlarının bir araya harmanlanmış ve bu anlamda sadece ağırlık ve basınç O Queequeg söyleyebilirdi bana sarılma oldu.
Félagsfræðingurinn Lenore Weitzman segir í bók sinni The Divorce Revolution að fráskilið fólk eða skilið að borði og sæng sé hlutfallslega flest meðal þeirra sem lagðir eru inn á geðdeildir spítala; og þeim sé hættara við veikindum, ótímabærum dauða og sjálfsmorði en öðrum.
Sosyolog Lenore Weitzman, The Divorce Revolution adlı kitabında boşanmış ya da ayrılmış kimselerin psikiyatri kliniklerine müraacat edenler arasında en yüksek oranı oluşturduklarına dikkat çekmiştir; hastalık, zamansız ölüm ve intihar olaylarında en yüksek oran da bu kişilerde görülmektedir.
Hvað segir Biblían um hjónaskilnað og skilnað að borði og sæng?
Kutsal Kitap boşanma ve ayrılma konusunda ne der?
Biblían tiltekur ekki neinar ástæður fyrir skilnaði að borði og sæng.
Kutsal Kitap eşlerin hangi nedenlerle ayrılabileceğini belirtmez.
The counterpane var Bútasaumsepík, full af Odd litla einkum- lituðum reitum og þríhyrninga, og þetta armur hans hörundsflúr allt með interminable Cretan völundarhús á mynd, engin tveimur hlutum sem voru einn nákvæm Shade - vegna hygg ég til hans að halda handleggnum á sjó unmethodically í sól og skuggi, skyrta ermarnar his velt óreglulega upp á ýmsum tímum - þetta sama handlegg hans, segi ég, leit fyrir alla heiminn eins og ræma af sama Bútasaumsepík sæng.
Örtüsü, patchwork, garip küçük rengarenk kareler doluydu ve üçgen ve onun bu kolu, bitmez tükenmez bir Girit labirent üzerinde dövme bir rakam, iki parça. bir hassas gölge nedeniyle ben onun unmethodically deniz kolunu tutarak varsayalım güneş ve gölge, çeşitli zamanlarda düzensiz gömleğinin kollarını sıvadı Bu onun aynı kolu, diyorum, herkes için baktı Aynı patchwork yorgan bir şerit gibi dünya.
Eigum viđ ađ slaka á og skríđa undir sæng í smástund?
Neden biraz sakinleşip yatağa gelmiyorsun?
Þolandinn kemst ef til vill að þeirri niðurstöðu að hann eigi ekki um annað að velja en að sækja um skilnað að borði og sæng til að ‚hlýða Guði framar en mönnum‘. — Postulasagan 5:29.
Tehlikede olan eş, “insanlardan ziyade Allaha itaat etme”nin tek yolunun ayrı yaşama başvurusu olduğu sonucuna varabilir.—Resullerin İşleri 5:29.
Ég sagði honum að ég hef aldrei viljað sofa tveir í rúmi, að ef ég ætti alltaf að gera það, það fer eftir því hver harpooneer gæti verið, og að ef hann ( leigusala ) í raun hafði enginn annar staður fyrir mig, og harpooneer var ekki decidedly hneykslanlegt, hvers vegna fremur en reika enn um skrýtinn bær á svo bitur nótt, myndi ég setja upp með helming allra viðeigandi manns sæng.
Ben bir yatakta iki uyku hiç sevmedim söyledim, ben hiç öyle yapmalıyım ki, harpooneer ve Kimin bağlıdır eğer o ( ev sahibi ), gerçekten çok Benim için başka bir yer, ve harpooneer hakkında daha fazla dolaşmaya neden yerine, kararlı sakıncalı değildi çok acı bir gece garip bir kasaba, herhangi bir iyi erkeğin yarısı kadar vereceğini battaniye.
Sem lávarđur ūessa landa blessa ég ūetta hjķnaband međ ūví ađ taka brúđina í mína sæng, á fyrstu nķtt hjķnabandsins.
Bu toprakların efendisi olarak, bu evliliği gelini zifaf gecesinde yatağıma alarak, kutsayacağım.
Ráðleggingar Páls útiloka ekki skilnað að borði og sæng í verulega slæmum tilvikum.
Pavlus’un bu öğüdü, İsa’nın bir takipçisinin istisnai bir durumda eşinden ayrılamayacağı anlamına gelmez.
Hún skildi því við hann að borði og sæng sökum ósamlyndis og þurfti nú ein að sjá um uppeldi tveggja dætra.
Sonuç olarak geçimsizlik nedeniyle ayrıldı ve iki kızını yalnız başına yetiştirme sorunuyla karşı karşıya kaldı.

İzlandaca öğrenelim

Artık sæng'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.