İzlandaca içindeki vera ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki vera kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte vera'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki vera kelimesi olmak, imek, bulunmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

vera kelimesinin anlamı

olmak

verb

Betra að vera hamingjusamt flón en óhamingjusamur vitringur.
Mutsuz bir akıllı olmaktansa mutlu bir aptal olmak daha iyidir.

imek

verb

bulunmak

verb

Jafnvel þótt þeir kæmust hjá því, myndu þeir enn vera á hættusvæði þegar rómverskar hersveitir sneru aftur?
Bundan uzak dursalar bile, Roma orduları geri döndüğünde hâlâ tehlike bölgesinde bulunacaklar mıydı?

Daha fazla örneğe bakın

Hann brást í því sem mikilvægast var – að vera Guði trúr.
Yaşamdaki en önemli alanda, yani Tanrı’yla ilişkisi konusunda başarısız oldu ve O’na sadık kalmadı.
Ūetta hlũtur ađ vera dķttir ūín.
Bu küçük güzel kızın olmalı.
Hvernig getur 1. Korintubréf 15:33 hjálpað okkur að vera dyggðug?
I. Korintoslular 15:33’ün uygulanması, bugün erdem yolunu izlememize nasıl yardım edebilir?
„Það er meiri hætta á að þær veki áhuga eldri pilta sem eru líklegir til vera byrjaðir að stunda kynlíf,“ segir í bókinni A Parent’s Guide to the Teen Years.
Ayrıca bir başvuru kitabına göre, “cinsel açıdan deneyimli olabilecek daha büyük erkek çocukların ilgisini çekebilirler” (A Parent’s Guide to the Teen Years).
Ef við fylgjum þessari meginreglu gerum við sannleikann ekki flóknari en hann þarf að vera.
Bu ilkeyi uygularsak hakikati gereksiz yere karmaşık hale getirmeyiz.
Það ættu að vera ósjálfráð viðbrögð.
Bu tepki, kendiliğinden ortaya çıkmalıdır.
Hann er búinn ađ vera bilađur árum saman.
Yıllardır bozuk.
Margir þeirra álíta einnig að þjáningin muni alltaf vera hluti mannlífsins.
Onlardan birçoğu, acıların her zaman insan hayatının bir kısmı olacağını düşünüyor.
Ekki vera alltaf svona kátur.
İstediğim, hep böyle mutlu olmaman.
vera ætíð miskunnsöm.
Merhamet sevinç getirir.
6 Til að tjá fólki fagnaðarerindið munnlega verðum við að vera tilbúin til að rökræða við það, ekki aðeins tala með kreddukenndum hætti.
6 İyi haber hakkında insanlarla konuşurken, dogmatik konuşmamalı, fakat onları muhakeme yoluyla ikna etmeye çalışmak için hazırlıklı olmalıyız.
Og með því að enginn tvö snjókorn fara líklega nákvæmlega sömu leiðina til jarðar ætti hvert og eitt þeirra að vera einstætt.
Yere düşen kar tanelerinden hiçbiri bir başkasıyla tam aynı yolu izlemeyeceğine göre, gerçekten de şekilleri benzersiz olmaktadır.
Hvađ ūykist ūú vera ađ gera međ ūessa tinstjörnu, drengur?
O rozetle ne yaptığını sanıyorsun sen, yavrum?
En langar ūig ađ vera í ruđningi?
Sen futbol oynamak istiyor muydun?
Öldungur, sem stendur frammi fyrir slíku, kann að vera í vafa um hvað gera skuli.
Bu gibi durumlarla karşı karşıya kalan bir ihtiyar ne yapılması gerektiği konusunda emin olmayabilir.
7 Jehóva hefur yndi af því að vera til og hann hefur líka yndi af því að veita sumum af sköpunarverum sínum vitsmunalíf.
7 Yehova, kendi hayatından tamamen memnundur ve yaratıklarından bazılarına da zekâ sahibi olma imtiyazını vermiş olmaktan mutluluk duymaktadır.
Einn vottur að þessum viðskiptum er sagður vera þjónn „Tattannú landstjóra handan fljóts“ – sá sami og Tatnaí sem nefndur er í Esrabók í Biblíunni.
“Irmak Ötesi valisi Tattannu’nun” hizmetkârının ticari bir işleme tanıklık ettiğinden bahsediyor. Anlaşılan Tattannu Kutsal Yazılardaki Ezra kitabında adı geçen Tattenay’dır.
Annars skaltu vera í símanum.
Aksi takdirde, hatta kalın.
3 Augljóst er að Jesús var að segja postulunum að þeir yrðu teknir til himna til að vera með honum.
3 İsa resullerine, açıkça kendisiyle beraber olmaları için göğe alınacaklarını söylüyordu.
Ef ég get bent á það augljósa þá ertu ekki í aðstöðu til að vera með heimskulegar hótanir
Doğrusunu söylemek gerekirse...... aptalca tehditler savuracak durumda değilsin
Hann er brattur ađ mæta og ūykjast vera elskulegur stjúpfađir, eftir ūađ sem hann lætur ūig ūola.
Sana çektirdigi seylerden sonra buraya gelip sevgili üvey babayï oynamasï çok sinir.
(Matteus 5:37) Kristnum karli og konu ætti að vera alvara þegar þau trúlofast.
(Matta 5:37) Nişanlanan kişiler de buna uymalı.
Áttu ekki ađ vera í tíma?
Derste olman gerekmiyor mu?
Eldri kona kom þá hlaupandi og hrópaði: „Látið þau vera!
O sırada yaşlı bir kadın koşarak geldi ve onlara “Lütfen bırakın onları!
Er það ekki dásamlegt að vita, að við þurfum ekki að vera fullkomin til þess að njóta blessana og gjafa himnesks föður?
Cennetteki Babamız’ın nimetlerini ve armağanlarını tatmak için mükemmel olmamıza gerek olmadığını bilmek harika değil mi?

İzlandaca öğrenelim

Artık vera'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.