İtalyan içindeki arrivo ne anlama geliyor?
İtalyan'deki arrivo kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte arrivo'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki arrivo kelimesi varmak, ulaşmak, vasıl olmak, gelmek, başarı kazanmak, başarıya ulaşmak, başarmak, erişmek, sıradaki, gelmek, arabayla gelmek, varmak, gelmek, gelmek, gelmek, yaklaşmak, varmak, ulaşmak, erişmek, uzanmak, yanaşmak, varmak, gelmek, varmak, ulaşmak, ortaya çıkmak, zuhur etmek, gelmek, gelmek, yarışı bitirmek, gelmek, kendisini beklemek, olmak, sonuçlanmak, neticelenmek, yetişmek, almak, eline geçmek, (yarışta ikinci, üçüncü, vb.) gelmek, hayatına girmek, (rüzgârla) sürüklenmek, gelmek, ulaşmak, gelmek, varmak, varış, geliş, varan kişi, gelen kişi, geliş, varış, geliş, bitiş, finiş, girme, giriş, geliş, varış, gelme, varma, geliş, uzanmak, erişmek, -e kadar gitmek, ulaşmak, ulaşmak, varmak, gelmek, -e yetişmek, erişmek, varmak, ulaşmak, (bir yere) varmak/ulaşmak, ıskalamak, anlamak, kavramak, idrak etmek, yakalayamamak, tutamamak, doruğa ulaşmak, zirveye erişmek, önce varmak, aşırıya kaçmak, gelmeye devam etmek, geç kalmak, kabullenmek, kabul etmek, başarılı olmak, eve gelmek, sonuncu gelmek, uçakla gelmek, gelmek, varmak, dengelenmek, arabayla gitmek, otomobille gitmek, akın etmek, erişmek, ima etmek, tutmak, üst sıradaki yarışmacı, sonlanmak, -e kadar çıkmak, birlikte gelmek, -e kadar uzanmak, ulaşmak, erişmek, zirveye çıkmak, doruğa ulaşmak, en yüksek noktaya ulaşmak, bozulmak, ilerlemek, yavaş yavaş girmek, kısalmak, varmak, gitmek, götürmek, değerinde olmak, yavaş gitmek, erişmek, yeterli gelmek, yetmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
arrivo kelimesinin anlamı
varmak, ulaşmak, vasıl olmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Quando arriverò la mia famiglia mi starà aspettando. Şehre vardığımda ailem beni bekliyor olacak. |
gelmek(zaman) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
başarı kazanmak, başarıya ulaşmak, başarmak(raggiungere il successo) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quando David è stato promosso, gli è parso di essere finalmente arrivato. |
erişmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il suono si protende in lontananza, ma nessuno ascolta. |
sıradaki(essere imminente) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non si sa mai quando arriveranno altre cattive notizie. |
arabayla gelmek(con l'auto) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Sono rimasto sorpreso vedendolo arrivare con una vistosa auto sportiva. |
varmak, gelmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) A che ora arrivano? Ne zaman varacaklar? |
gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La partita di ricambi non è arrivata per cui non saremo in grado di onorare l'ordine. |
gelmek, yaklaşmakverbo intransitivo (vakit) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'inverno sta arrivando. Kış geliyor (or: yaklaşıyor). |
varmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Proprio in quel momento arrivò su una macchina nuova fiammante. |
ulaşmak, erişmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La linea degli autobus non arriva così lontano. Otobüs hizmeti buraya kadar ulaşmıyor. |
uzanmakverbo intransitivo (bir yerden bir yere) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La nostra proprietà arriva giù fino al fiume. Arsamız, buradan nehir kıyısına kadar uzanıyor. |
yanaşmak(araç) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sono arrivate due macchine fuori di casa. |
varmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gelmekverbo intransitivo (araba ile) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sono arrivati alla prima a bordo di una limousine. |
varmak, ulaşmakverbo intransitivo (bir yere) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Quando ci arriveremo? Oraya ne zaman varacağız? |
ortaya çıkmak, zuhur etmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La pioggia arrivò dal nulla. |
gelmekverbo intransitivo (bir yerden) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sono arrivato da Chicago ieri. |
gelmek(corse, gare) (ikinci, üçüncü, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il mio cavallo è arrivato terzo ed ho vinto duecento dollari. |
yarışı bitirmek(terminare una gara) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il mio cavallo è arrivato terzo. |
gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kendisini beklemekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non importa che progetti abbiamo, non sappiamo mai davvero quello che verrà. |
olmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le cose buone arrivano a chi sa aspettare. |
sonuçlanmak, neticelenmek(arrivare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Prendendo la metro speravo di ritrovarmi nel centro di Parigi. |
yetişmek(birisine, bir şeye) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Cammino più velocemente di lui, quindi aspetto ad ogni angolo che lui mi raggiunga. |
almak, eline geçmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Hai ricevuto il messaggio che ti ho mandato? |
(yarışta ikinci, üçüncü, vb.) gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
hayatına girmek(figurato) (birisinin) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
(rüzgârla) sürüklenmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non mi aspettavo che arrivasse alla mia festa dato che non l'avevo invitato. Non si poteva mai dire quando sarebbe arrivato perché non era mai puntuale. |
ulaşmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ho perso i contatti con mio fratello anni fa, e la notizia della sua morte mi è arrivata con una lettera del suo avvocato. |
gelmek, varmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Improvvisamente due bus sono arrivati nello stesso momento. |
varış, geliş(l'arrivare) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Gentili passeggeri, vi preghiamo di prepararvi per l'arrivo. Yolcularımızın varış için hazır olmaları rica olunur. |
varan kişi, gelen kişisostantivo maschile (figurato: passeggero in arrivo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il suo lavoro consisteva nell'accogliere gli arrivi alla stazione ferroviaria nel corso della giornata. |
geliş, varış(venuta, comparsa) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non erano pronti per l'arrivo della rivoluzione internet. İnternet devriminin gelişine hazır değillerdi. |
gelişsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'arrivo dell'inverno ha portato la neve. |
bitiş, finiş(sporda) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) È arrivato per primo al traguardo. Finişe (or: bitişe) ilk varan o oldu. |
girme, girişsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'ingresso in scena dell'attore segnò una nuova fase della trama. |
geliş, varış, gelme, varma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I criminali fuggirono alla comparsa della polizia sul posto. |
geliş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'arrivo della primavera mi fa venire sempre molta voglia di giardinaggio. |
uzanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
erişmek(derece, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La temperatura dovrebbe raggiungere i 30°C oggi. |
-e kadar gitmek, ulaşmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Abbiamo giusto la benzina che ci serve per raggiungere il primo distributore. |
ulaşmak, varmak, gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sei già arrivato a Philadelphia? Se non ancora, continua a guidare. |
-e yetişmek, erişmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Arrivi a quei bicchieri sullo scaffale più in alto? Üst raftaki bardaklara yetişebiliyor musun? |
varmak, ulaşmak(uçak, tren, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il treno è arrivato a destinazione in tempo. |
(bir yere) varmak/ulaşmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il matematico ha lavorato per raggiungere la soluzione. |
ıskalamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il battitore ha mancato la palla. |
anlamak, kavramak, idrak etmek(figurato: capire) (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Gerald non riusciva ad afferrare il concetto complicato che l'insegnante cercava di spiegargli. |
yakalayamamak, tutamamak(topu, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il portiere ha mancato la palla. |
doruğa ulaşmak, zirveye erişmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
önce varmak(vincere) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Scommetto che ti batteremo! Guidiamo molto più rapidamente. |
aşırıya kaçmakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I più grandi atleti sono preparati ad arrivare al limite per raggiungere il successo. |
gelmeye devam etmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La battaglia continuava e gli attacchi continuavano ad arrivare. |
geç kalmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Stamattina abbiamo una riunione di reparto quindi non posso essere in ritardo. |
kabullenmek, kabul etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) A Rich ci vollero anni per riuscire ad accettare la morte del padre. |
başarılı olmakverbo intransitivo (figurato: avere successo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mia sorella è una scrittrice di talento; andrà lontano. |
eve gelmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sono appena arrivato a casa dal lavoro. Chiamami appena arrivi a casa. |
sonuncu gelmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sono arrivato ultimo alla gara. |
uçakla gelmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Justin ha in programma di arrivare in aereo lunedì. |
gelmek, varmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) John è arrivato a Cambridge verso le cinque. |
dengelenmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
arabayla gitmek, otomobille gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
akın etmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sono arrivate lettere di congratulazioni a pacchi dopo il nostro matrimonio. |
erişmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Non si preoccupi se non sa nuotare, l'acqua le arriverà al massimo alle ginocchia. |
ima etmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non capisco dove vuoi arrivare con questo discorso. |
tutmakverbo intransitivo (cifra) (fiyat, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
üst sıradaki yarışmacı(in cima alla classifica) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ha concluso la maratona classificandosi terzo, piazzandosi sul podio. |
sonlanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
-e kadar çıkmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Voglio degli stivali che arrivino fino alle ginocchia. |
birlikte gelmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Arrivano sempre insieme perché prendono lo stesso autobus. |
-e kadar uzanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ulaşmak, erişmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
zirveye çıkmak, doruğa ulaşmak, en yüksek noktaya ulaşmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La popolarità del cantante è arrivata all'apice con il suo secondo album; le vendite del suo terzo album sono state molte meno. |
bozulmakverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Davvero siamo arrivati al punto che litighiamo per la strada? |
ilerlemekverbo intransitivo (figurato: ottenere risultati) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nella mia professione, non si arriva da nessuna parte senza il supporto e l'aiuto di chi ha più esperienza. |
yavaş yavaş girmek(figurato, informale) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kısalmakverbo intransitivo (periodo invernale: notte) (gün) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ora che la notte arriva prima, non c'è posto migliore di una poltrona davanti al camino. |
varmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gitmek, götürmekverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Queste scale portano all'attico. Bu merdiven tavan arasına gidiyor. |
değerinde olmak(mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Gli avevano detto che non sarebbe mai arrivato a molto. |
yavaş gitmekverbo transitivo o transitivo pronominale (figurato) (satış, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le offerte hanno cominciato ad arrivare pian piano da quando abbiamo messo la casa in vendita il mese scorso. |
erişmek(mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le mie abilità linguistiche non arrivano al giapponese. |
yeterli gelmek, yetmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Temo che le mie conoscenze di italiano non arrivino a poter negoziare il prezzo di un immobile. |
İtalyan öğrenelim
Artık arrivo'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
arrivo ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.