İtalyan içindeki dalla ne anlama geliyor?
İtalyan'deki dalla kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte dalla'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki dalla kelimesi ölüm konusuyla aşırı ilgilenen, dış etkilere kapalı, ulaşılmaz, erişilmez, karşı, nazır, kazanılmış, müktesep, ay ışığı ile aydınlanmış, fişi çekilmiş, karşıdan gelen, sinirden kudurmuş, sinirden çılgına dönmüş, zıvanadan çıkmış, çok korkmuş, korkudan donakalmış, ödü kopmuş, çok neşeli, yumuşak sözlü, hiddetli, öfkeli, görüşlü, tek tarafta, tek yanda, unut gitsin, aklından çıkarmak, kafasından atmak, desteklemek/arka çıkmak, olay yerinden ayrılmak, çok öfkelenmek, öfkeden kudurmak/deliye dönmek, kıpırdamak, kıpırdanmak, irkilmek, çılgınca alkışlamak, desteklemek, tarafını tutmak, çok isteyen, çok arzulayan, gözden uzak olarak, baştan aşağı, tümüyle, baştan sona, çok isteyen, çok arzulayan, sevinçten kudurmak, çok susatmak, desteklemek, desteklemek, unutmak, görüşlü, ulaşılmaz, erişilmez, altsız, altsız olarak, altsız bir şekilde, -diği yerden, -diği yere, kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek, şiddetle arzulamak, çok arzu etmek, bahşetmek, açık denizde, dışında, başkentin dışına giden, beyaz tenli, ağaçlı, , çok aç olmak, çizginin dışına çıkmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
dalla kelimesinin anlamı
ölüm konusuyla aşırı ilgilenen
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Raramente i suoi racconti macabri terminano senza una morte atroce. |
dış etkilere kapalı(figurato) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le comunità di immigrati sono spesso viste come chiuse. |
ulaşılmaz, erişilmezaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
karşı, nazırpreposizione o locuzione preposizionale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'era il testo da un lato e una fotografia dalla parte opposta. |
kazanılmış, müktesep(hak, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I pensionati hanno prestazioni garantite dalla legge dal fondo pensione. |
ay ışığı ile aydınlanmışaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il balcone del ristorante ha una vista sull'oceano illuminato dalla luna. |
fişi çekilmişaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il microonde è staccato dalla corrente. Ecco perché non funziona. |
karşıdan gelenaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Bisogna sempre camminare sul lato della strada guardando il traffico proveniente dalla direzione opposta. |
sinirden kudurmuş, sinirden çılgına dönmüş, zıvanadan çıkmış(gündelik dil) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Quando mi hanno rubato l'anello ero fuori di me. |
çok korkmuş, korkudan donakalmışaggettivo (figurato: spaventato a morte) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I bambini erano pietrificati dalla paura di fronte all'uomo con la motosega. |
ödü kopmuş(figurato: avere moltissima paura) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
çok neşelilocuzione aggettivale (figurato) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Lisa era fuori di sé dalla gioia nel sapere che sarebbe diventata nonna. |
yumuşak sözlü
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Rimasi stupito quando mia sorella che ha una voce dolce cominciò a urlare contro di me. |
hiddetli, öfkeli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
görüşlülocuzione aggettivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
tek tarafta, tek yanda
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Siamo tutti dalla stessa parte. |
unut gitsin(colloquiale: assolutamente no) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Dovrei lavare i piatti anche stasera? Scordatelo! |
aklından çıkarmak, kafasından atmakverbo transitivo o transitivo pronominale (birşeyi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) So che è stata una separazione difficile ma devi cercare di togliertela dalla testa. |
desteklemek/arka çıkmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
olay yerinden ayrılmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quando hanno sentito le sirene della polizia, i malfattori hanno abbandonato la (or: sono fuggiti dalla) scena del delitto. |
çok öfkelenmek, öfkeden kudurmak/deliye dönmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quando ha insultato la mia ragazza non ci ho più visto dalla rabbia e lo ho colpito. . |
kıpırdamak, kıpırdanmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
irkilmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'uomo tirò fuori un coltello e Robert sbiancò dalla paura. |
çılgınca alkışlamak(figurato) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
desteklemekverbo intransitivo (figurato: essere solidale) (birisini) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tarafını tutmak(birisinin) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I membri del partito sperano che il ministro stia dalla loro parte. |
çok isteyen, çok arzulayanverbo intransitivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Susan moriva dalla voglia di fumare una sigaretta, ma non voleva uscire. |
gözden uzak olarak
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Lontano dalla scena, il regista furioso urlava contro gli attori. |
baştan aşağı, tümüyle, baştan sona(figurato) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Gli attuali padroni stanno rovinando l'associazione di football dalla testa ai piedi. |
çok isteyen, çok arzulayanverbo intransitivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Muoio dalla voglia di rivedere la mia famiglia dopo aver passato un anno all'estero. |
sevinçten kudurmakverbo intransitivo (informale, figurato) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Fido impazzisce dalla felicità ogni volta che apro una scatoletta di cibo per cani. |
çok susatmakverbo transitivo o transitivo pronominale (birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'esercizio faticoso ci ha fatto bruciare dalla sete. |
desteklemekverbo intransitivo (sostenere, non abbandonare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quando il politico fu accusato di cattivo utilizzo dei fondi pubblici la moglie rimase al suo fianco. |
desteklemek(figurato) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dì pure al capo che cosa è successo, io ti do man forte. |
unutmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Quando è agitato si dimentica tutto. |
görüşlülocuzione aggettivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Mi servono degli occhiali da lettura perché sono presbite. |
ulaşılmaz, erişilmez(figurato) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ha dimostrato che nessun sogno era fuori portata se ci fossimo impegnati per realizzarlo. |
altsız
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
altsız olarak, altsız bir şekilde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Se vuoi essere anche senza mutande devi prima controllare che sia una spiaggia nudista. |
-diği yerden, -diği yere
|
kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il preside era furioso quando entrò in classe. |
şiddetle arzulamak, çok arzu etmek(figurato: desiderare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dan aveva fame di vacanze dopo aver lavorato su una barca di pescatori per un mese. |
bahşetmek(figurato) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
açık denizde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
dışındapreposizione o locuzione preposizionale (anlayışın, vb.) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Perché lo abbia lasciato è fuori dalla mia comprensione. |
başkentin dışına giden(mezzi di trasporto) (tren) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il treno in uscita dalla città parte da questo binario. |
beyaz tenlilocuzione aggettivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
ağaçlılocuzione aggettivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
verbo riflessivo o intransitivo pronominale (baseball) I corridori spesso si distanziano dalla base quando ci sono due eliminati. |
çok aç olmak(figurato) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) A che ora è la cena? Penso che potrei morire di fame se non mangio qualcosa al più presto! |
çizginin dışına çıkmakverbo riflessivo o intransitivo pronominale (danze di gruppo: movimento) (Amerikan folk dansında) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I danzatori si staccarono dal gruppo e si spostarono in fondo alla fila. |
İtalyan öğrenelim
Artık dalla'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
dalla ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.