İtalyan içindeki guida ne anlama geliyor?
İtalyan'deki guida kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte guida'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki guida kelimesi rehber, kılavuz, sürücü, yol gösteren, rehberlik eden, kılavuzluk eden, etkili, tesirli, rehber, direksiyon kullanma, yol halısı, yolluk, kılavuz, yol gösterici, rehber, kılavuz, liderlik, önderlik, araba gezintisi, araba gezisi, araba yolculuğu, lider, yuva, güdüm, seyahat rehberi, kız izci, , öğüt verme, yol gösterme, seyahat rehberi, rehberlik, turist rehberi, rehber, idare, yönetim, rehber, rehber, danışman, yol gösterici, ilham veren/ilham kaynağı olan kimse, yazılı açıklama/izahat, (şirket) liderlik/yöneticilik, sürüş, örnek, model, el kitabı, kılavuz, kitapçık, özel öğretmen, özel hoca, tartışma yöneticisi, ray, işaret direği, araç sürmek, araç kullanmak, direksiyonda olmak, direksiyon kullanmak, idare etmek, avlatmak, özel şoförlük yapmak, yönetmek, önden gitmek, kılavuzluk etmek, rehberlik etmek, sürmek, kullanmak, yol göstermek, rehberlik etmek, yol göstermek, yol göstermek, önderlik etmek, yol göstermek, yol göstermek, yön vermek, yol göstermek, kılavuzluk etmek, gemi/uçak kullanmak, gemiyi/uçağı idare etmek, komuta etmek, kumanda etmek, kullanmak, yararlanmak, yürütmek, sürmek, kullanmak, idare etmek, hedeflemek, hedef almak, ilham etmek, noktalı satır, (yarış arabasında) sürücü mahalli, resimli cam, uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanma, tur rehberi, alkollü araba kullanma, rehber, tur rehberi, ehliyet sınavı gözetmeni, rehber köpek, bilgilendirme, genel kurallar, gözetimi altında/gözünün önünde, yol göstermek, kız izci, seyahat rehberi, alkollü araç kullanma suçu, yol göstermek, rehberlik etmek, rehberlik yapmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
guida kelimesinin anlamı
rehber, kılavuzsostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La guida del tour li ha condotti nella stanza successiva. Turist rehberi onları yan odaya götürdü. |
sürücü(condurre veicoli) (okul, vb.) |
yol gösteren, rehberlik eden, kılavuzluk edenaggettivo invariabile (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Era una figura guida nei primi giorni di college. |
etkili, tesirliaggettivo invariabile (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il tuo principio guida dovrebbe essere di giustizia. |
rehber(turizmde) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) È stata assunta come guida nel museo. Bu konudaki talimatnameyi okudunuz mu? |
direksiyon kullanma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Grazie alla guida esperta di Rachel la barca entrò al sicuro nel porto. |
yol halısı, yolluk
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le guide di questo cassetto sono rotte. |
kılavuz, yol göstericisostantivo femminile (coğrafyada) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Gli esploratori erano diretti da una guida locale. Kaşifler, Kızılderili kılavuzun peşinden gittiler. |
rehber, kılavuz(figurato) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il signor Jones è stato la nostra guida durante il lungo e confuso processo legale. |
liderlik, önderliksostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tutta la squadra seguiva la sua guida. Tüm takım, onun liderliği altında birleşti. |
araba gezintisi, araba gezisi, araba yolculuğu(azione del guidare) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Araba gezintisi çok yorucuydu. |
lider
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quell'uomo laggiù sarà la vostra guida durante l'operazione. |
yuvasostantivo femminile (teknik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Assicurati di appoggiare la tavola contro la guida prima di segarla. |
güdümsostantivo femminile (aeronautica) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il giovane trovava la guida del drone sempre più facile ogni volta che lo faceva volare. |
seyahat rehberisostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) April ha controllato sulla guida che aveva ricevuto i posti per andare a mangiare situati nella zona. |
kız izcisostantivo femminile (ragazza scout) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sostantivo femminile (zampa di cavallo a galoppo) Se il tuo cavallo inizia a essere stanco può essere utile spostare la guida sulla gamba destra. |
öğüt verme, yol göstermesostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mary ha mandato la sua amica da un consulente affinché le fornisca assistenza. |
seyahat rehberisostantivo femminile (libro) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La Michelin e la Lonely Planet sono due famose aziende che pubblicano guide turistiche per chi viaggia. La guida consigliava di prendere una barca per raggiungere i Kew Gardens. |
rehberlik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Jim si è fermato a chiedere indicazioni prima che riuscisse a trovare il ristorante. |
turist rehberi, rehber
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nel tour a bordo dell'autobus la guida ci ha mostrato i maggiori luoghi d'interesse. |
idare, yönetim(hükümet) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La gestione del governo deve essere improntata a correttezza. |
rehbersostantivo femminile (kitap) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Abbiamo controllato gli orari ferroviari sulla guida. |
rehber, danışman, yol gösterici(università) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Agli studenti vengono assegnati dei tutor che li guidano nel loro percorso. |
ilham veren/ilham kaynağı olan kimse
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il presidente è un ispiratore per i bambini di tutto il mondo. |
yazılı açıklama/izahat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Questo software ha un tutorial che mostra le basi per usarlo. |
(şirket) liderlik/yöneticilik(figurato) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sürüş(auto: cambio automatico) (otomobil) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Metti la macchina da folle in "drive" e rilascia il freno. |
örnek, model
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Usare una livella come riferimento per la posa dei mattoni. |
el kitabı, kılavuz, kitapçık
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Fred ha letto il manuale di istruzioni della nuova lavastoviglie. |
özel öğretmen, özel hoca
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ben chiese una referenza al suo mentore. |
tartışma yöneticisi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il moderatore perse completamente il controllo del dibattito. |
ray
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
işaret direği
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hanno piazzato cumuli di pietre come segnali lungo il sentiero. |
araç sürmek, araç kullanmak(veicolo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non posso ancora guidare. Ho appena 15 anni. |
direksiyonda olmak, direksiyon kullanmak(araba, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mick guidò l'auto sulle strade di campagna. |
idare etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (ballo) (dans) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Guidò il suo partner nel valzer con grazia. |
avlatmakverbo transitivo o transitivo pronominale (cani da caccia) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'aristocratico uscì per guidare i suoi cani da caccia. |
özel şoförlük yapmak(veicolo non a motore) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'uomo che conduceva la portantina nera era alto e portava occhiali scuri. |
yönetmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
önden gitmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) "Fai da guida!" disse, e le mostrai il corridoio. |
kılavuzluk etmek, rehberlik etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Abbiamo bisogno di qualcuno che ci guidi per le attrazioni di Parigi. Bu konuda bana yol gösterebilirseniz çok sevinirim. |
sürmek, kullanmakverbo transitivo o transitivo pronominale (un veicolo) (motorlu araç) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ti piacerebbe guidare la mia macchina nuova? Yeni arabamı kullanmak ister misin? |
yol göstermek, rehberlik etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Siamo stati guidati ai nostri posti da degli studenti volontari. |
yol göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il supervisore stava istruendo un apprendista sul funzionamento del macchinario. |
yol göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Gli abitanti del luogo vi scorteranno in sicurezza attraverso la foresta. |
önderlik etmek, yol göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La guida turistica condusse il gruppo in giro per il museo. |
yol göstermekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Amy ha guidato l'azienda attraverso un primo anno difficile. |
yön vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Guido io se mi indichi la strada. |
yol göstermek, kılavuzluk etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La guida turistica conduce i turisti per la città. Turist rehberi, şehri gezen turistlere kılavuzluk etti. |
gemi/uçak kullanmak, gemiyi/uçağı idare etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Non è facile pilotare una barca in quel porto. |
komuta etmek, kumanda etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il generale capeggia bene le sue truppe ed esse seguono i suoi ordini. |
kullanmak, yararlanmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il nuovo impianto idrico sfruttava l'energia del fiume per fornire di elettricità la città. |
yürütmekverbo transitivo o transitivo pronominale (iş) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dirigeva la sua attività in modo efficiente. |
sürmek, kullanmakverbo transitivo o transitivo pronominale (gemi, yelkenli) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il capitano manovrò la nave in porto senza problemi. |
idare etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (ballo) (dans) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Non conosco questo ballo. Dovrai guidarmi. |
hedeflemek, hedef almakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il missile è stato diretto verso il bersaglio. |
ilham etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (ilahi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La martire affermava che le sue azioni erano guidate da Dio. |
noktalı satırsostantivo maschile (tipografia) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Gli indici spesso hanno puntini guida per guidare gli occhi al numero della pagina. |
(yarış arabasında) sürücü mahalli
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Per fortuna l'abitacolo è rimasto intatto nell'incidente e il conducente sta bene. |
resimli cam
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanmasostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) In questo stato la guida in stato di ebbrezza è punibile con la reclusione fino ad un anno. |
tur rehberisostantivo femminile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La guida turistica ha portato i visitatori a vedere molte attrazioni locali. |
alkollü araba kullanma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Rich è stato arrestato per guida in stato di ebbrezza. |
rehber, tur rehberisostantivo femminile (persona) (kişi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Durante la visita al museo siamo stati accompagnati da una guida turistica. |
ehliyet sınavı gözetmenisostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
rehber köpeksostantivo maschile (per non vedenti) (görme engelliler için) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I labrador vengono generalmente usati come cani guida. |
bilgilendirme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il bibliotecario diede ai nuovi studenti una spiegazione dettagliata sulla procedura di prestito dei libri. |
genel kurallarsostantivo plurale femminile (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) Le linee guida del progetto non erano molto chiare, costringendo Amy ad affidarsi al suo intuito. |
gözetimi altında/gözünün önünde(figurato) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
yol göstermek(bir konuda) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kız izcisostantivo femminile (ragazza) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non ci crederai ma mia sorella una volta era una guida scout. |
seyahat rehberisostantivo femminile (libro) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Durante la visita al museo ho letto agli altri i commenti ai quadri della guida turistica. |
alkollü araç kullanma suçu
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A Morty è stata sospesa la patente perchè ha avuto una condanna per guida in stato di ebbrezza. |
yol göstermek, rehberlik etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Al lavoro faccio da guida a un gruppo di neoassunti. |
rehberlik yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I professori devono fare da guida agli studenti, oltre ai loro compiti di insegnamento e ricerca. |
İtalyan öğrenelim
Artık guida'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
guida ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.