İtalyan içindeki scopo ne anlama geliyor?
İtalyan'deki scopo kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte scopo'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki scopo kelimesi ile sikmek, sikmek, sikişmek, düzmek, düzüşmek, sikmek, düzmek, yer silmek, yerleri süpürmek, süpürerek temizlemek/silmek, sikmek, seks yapmak, cinsel ilişkiye girmek, yatağa atmak, sevişmek, düzmek, sikişmek, sevişmek, sikişmek, sikmek, süpürüp temizlemek, süpürmek, sevişmek, seks yapmak, seks yapmak, sevişmek, cinsel ilişkiye girmek, sikmek, düzmek, sikmek, düzmek, seks partneri, düzmek, becermek, cinsel ilişkide bulunmak, seks yapmak, amaç, gaye, hedef, maksat, amaç, gaye, maksat, amaç, kullanım amacı, gaye, işlev, fonksiyon, görev, neden, sebep, amaç, hedef, gaye, maksat, amaç, gaye, hedef, maksat, amaç, gaye, maksat, hedef, sonuç, netice, amaç, hedef, gaye, maksat, amaç, amaç, gaye, maksat, amaç, düşüp kalkmak, önüne gelenle yatmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
scopo kelimesinin anlamı
ile sikmekverbo transitivo o transitivo pronominale (volgare) (argo, kaba) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) A Julie piace essere scopata dal fidanzato con il vibratore. |
sikmek, sikişmek, düzmek, düzüşmek(volgare) (cinsel ilişki/kaba) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Abbiamo tempo di scopare prima che arrivino? |
sikmek, düzmek(volgare) (argo, kaba) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Sally mormorò all'orecchio di Harry che gli sarebbe piaciuto proprio scoparsela. |
yer silmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Robert pulì e spazzò prima di andare a letto. |
yerleri süpürmek, süpürerek temizlemek/silmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Helen spazzò il pavimento della cucina dopo aver finito di cucinare. |
sikmekverbo transitivo o transitivo pronominale (volgare) (argo) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Gira voce che Joe si scopi Cathy. |
seks yapmak, cinsel ilişkiye girmek(colloquiale, volgare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yatağa atmakverbo transitivo o transitivo pronominale (volgare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sevişmekverbo transitivo o transitivo pronominale (volgare) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'hai chiavata al primo appuntamento? |
düzmekverbo transitivo o transitivo pronominale (volgare) (cinsel ilişkide bulunmak, argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) A quanto pare, Linda si scopa Rick. |
sikişmekverbo intransitivo (volgare) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La mamma di Tim ha sorpreso lui e la sua ragazza mentre stavano scopando. |
sevişmekverbo transitivo o transitivo pronominale (volgare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ho sentito che Brian si scopa Marsha. |
sikişmekverbo intransitivo (volgare) (kaba, argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Io e Jack abbiamo passato tutta la notte a trombare invece di andare alla festa. |
sikmekverbo transitivo o transitivo pronominale (volgare) (kaba, argo) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I baci appassionati gli hanno fatto venire voglia di scoparsela. |
süpürüp temizlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se lascerai entrare i cani in casa dovrai spazzare via il pelo. |
süpürmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dopo aver finito di cucinare, Polly si mise a spazzare. |
sevişmek, seks yapmak(colloquiale) (birisiyle) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I suoi amici sono tutti ansiosi di sapere se se la porta a letto. |
seks yapmak, sevişmekverbo transitivo o transitivo pronominale (volgare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Li sentivamo trombare nella stanza a fianco. |
cinsel ilişkiye girmekverbo riflessivo o intransitivo pronominale (volgare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il cane si scopò la gamba del suo proprietario. |
sikmek, düzmek(volgare) (kaba, argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ben dice di essersi scopato un sacco di ragazze, ma secondo me non è vero. |
sikmek, düzmekverbo transitivo o transitivo pronominale (volgare) (argo, kaba) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ben ha chiavato la ragazza che si è portato a casa dalla discoteca. |
seks partneri
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sì, andava forte a letto. |
düzmek, becermek(volgare) (kaba) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Patrick sosteneva di essersi scopato venti ragazze, ma nessuno gli credeva. |
cinsel ilişkide bulunmak, seks yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (volgare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Pensi che Barry si scopi la sua nuova assistente? |
amaç, gaye, hedef, maksat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Uno degli scopi di questo sito è aiutare la gente ad imparare le lingue. Bu sitenin hedeflerinden (or: amaçlarından) biri, insanların dil öğrenmesine yardım etmektir. |
amaç, gaye, maksat(obiettivo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non dobbiamo dimenticare lo scopo dell'esercizio. Egzersizin ne amaçla yapıldığını unutmamalıyız. |
amaç, kullanım amacı, gaye
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Qual è lo scopo di questo programma? Bu programın amacı nedir? |
işlev, fonksiyon, görev
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Resmi merasimlerin çok sıkıcı olduğunu düşünüyordu. |
neden, sebep
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Qual è lo scopo di questo viaggio al negozio? Dükkâna gitmenin sebebi nedir? |
amaç, hedef, gaye, maksatsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'obiettivo delle discussioni è di trovare una soluzione pacifica alla crisi. |
amaç, gaye, hedef, maksat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il mio scopo nella vita è servire gli altri. Hayattaki gayem diğer insanlara hizmette bulunmaktır. |
amaç, gaye, maksat, hedefsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Lo scopo di un esercito è di proteggere la gente. Ordunun amacı halkı korumaktır. |
sonuç, neticesostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) È un lavoro duro, ma è per un buono scopo. |
amaç, hedef, gaye, maksat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'obiettivo dell'indagine era di determinare chi avesse fatto trapelare i segreti. Soruşturmanın amacı gizli bilgileri kimin sızdırdığını bulmaktır. |
amaçsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non era nell'intento di Amy ferire qualcuno. |
amaç, gaye, maksatsostantivo maschile (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A quale scopo stiamo facendo tutto questo? Bütün bunları ne amaçla yapıyoruz? |
amaç
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
düşüp kalkmak(volgare) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Siamo rimasti tutti sorpresi quando Bill ha smesso di scopare in giro e si è sistemato con Sally. |
önüne gelenle yatmak(volgare) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Stan era distrutto quando scoprì che la sua ragazza aveva scopato in giro alle sue spalle. |
İtalyan öğrenelim
Artık scopo'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
scopo ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.