Fransızca içindeki apporter ne anlama geliyor?
Fransızca'deki apporter kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte apporter'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki apporter kelimesi getirmek, yanında getirmek, beraberinde getirmek, getirmek, götürmek, katmak, (yardım, hizmet, vb.) etmek/vermek/sağlamak, iletmek, katmak, bulmak, ufak bir değişiklik yapmak, biraz değiştirmek, bela, paketlenmiş öğle yemeği, üzerine düşeni yap, üzerine düşeni yap, delil göstermek, kanıt göstermek, inanır gibi yapmak, yardımına koşmak/destek olmak, yardım etmek, hizmet etmek, yarar, açıklık getirmek, yardımına koşmak/destek olmak, yardım etmek, nitelemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
apporter kelimesinin anlamı
getirmekverbe transitif (taşımak anlamında) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Apporte cette chaise ici, veux-tu ? O sandalyeyi buraya getirir misin? |
yanında getirmek, beraberinde getirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dois-je apporter (or: prendre) du vin avec moi ? Bir şişe şarap getirmemi ister misin? |
getirmek(+ chose) (bir şeyi / birisini bir yere) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) J'amènerai la voiture chez toi si tu me ramènes à la maison. |
götürmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a apporté (or: transporté) la radio chez son ami. Tüm eşyalarını babasının evine taşıdı. |
katmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quelques herbes aromatiques apporteront du goût à la soupe. |
(yardım, hizmet, vb.) etmek/vermek/sağlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Marilyn a apporté (or: fourni) une explication des événements qui avaient précédé le vol. |
iletmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Peux-tu apporter (or: porter) cette lettre à la poste ? |
katmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'assaisonnement de ce plat lui apporte (or: donne) toute sa profondeur. |
bulmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Est-ce que tu pourras trouver le fric avant la fin du mois ? |
ufak bir değişiklik yapmak, biraz değiştirmek(une machine, un système) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
bela(personne) (kişi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
paketlenmiş öğle yemeği
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
üzerine düşeni yap
|
üzerine düşeni yap
|
delil göstermek, kanıt göstermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si vous pouvez fournir des preuves de votre innocence, les poursuites seront abandonnées. |
inanır gibi yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yardımına koşmak/destek olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les voisins se sont mobilisés pour aider Janet quand son mari est tombé malade. |
yardım etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il a dit qu'il me donnerait un coup de main pour le déménagement des meubles mais en fait, il n'est jamais venu. |
hizmet etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yararlocution verbale (figuré) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
açıklık getirmek(figuré : un problème) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le projet de recherche clarifie (or: éclaire) comment les dauphins communiquent entre eux. |
yardımına koşmak/destek olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yardım etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
nitelemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Agnes a apporté des réserves à sa déclaration en admettant qu'elle ne connaissait pas les statistiques précises. |
Fransızca öğrenelim
Artık apporter'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
apporter ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.