Fransızca içindeki argent ne anlama geliyor?
Fransızca'deki argent kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte argent'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki argent kelimesi para, gümüş, para, para, madeni para, gümüş, lüks harcamalara ayrılan para, para, peşin para, nakit, para, mangır, gümüş, nakit para, peşin para, beklenmedik para, peşin para, için yalvarmak, gümüş, gerekli para, nakit para kullanmayan, vakit nakittir, paranın karşılığını verme, kara para aklama, külçe altın/gümüş, cep harçlığı, harçlık, cep harçlığı, meblağ, para tutarı, para yekunu, (Cadılar Bayramı'nda) kapı kapı dolaşıp şeker isteme, som gümüş, (para miktarı) yekûnlar, meblağlar, tutarlar, ödediği paranın karşılığını almak, kar etmek, harçlık, cep harçlığı, cep harçlığı, paralar, birisine borcu olmak, kâr sağlamak, kâr getirmek, kâr etmek, kâr elde etmek, parayı götürmek, akıtmak, yardım toplamak, bağış toplamak, tahsil etmek, zorlanan, zorluk çeken, som gümüş, verilen para, zengin olmak, varlıklı olmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
argent kelimesinin anlamı
paranom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je n'ai pas beaucoup d'argent sur moi : seulement trois dollars. Je dois aller à la banque. Üzerimde fazla para yok. Sadece üç dolarım var. Bankaya gitmem lazım. |
gümüşnom masculin (métal) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La boucle d'oreille était en argent. Küpe gümüştü (or: gümüşten yapılmıştı). |
paranom masculin (miktar olarak) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Combien d'argent ça fait ? Trois cents dollars ! |
para(kar, kazanç) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) On pourrait gagner de l'argent en vendant des services informatiques, plutôt que des logiciels. |
madeni para(monnaie) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le marchand se dirigeait vers le pub les poches pleines d'argent. |
gümüşnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
lüks harcamalara ayrılan paranom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'économise pour avoir de l'argent pour une bague de diamant. |
paranom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) As-tu assez d'argent pour payer le repas ? |
peşin para, nakit
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tu as de l'argent ? |
para, mangır(argot : argent) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Depuis que Charlie a eu sa promotion, il se fait beaucoup d'oseille (or: de blé). |
gümüşlocution adjectivale (gümüşten yapılmış) Elle aimait le coûteux collier en argent. |
nakit para, peşin para
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le café n'accepte que les espèces. |
beklenmedik para
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils ont eu l'aubaine de percevoir des droits de diffusion l'année dernière. |
peşin para
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Davis paie ses ouvriers en espèces. |
için yalvarmakverbe transitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
gümüş(vieux) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
gerekli paranom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
nakit para kullanmayan(système virtuel de monnaie) |
vakit nakittirinterjection Dépêchez-vous un peu, les gars ! Le temps, c'est de l'argent ! |
paranın karşılığını vermelocution verbale (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cet ordinateur est un modèle qui date de l'année dernière, mais vous en aurez pour votre argent. |
kara para aklamanom masculin (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cette banque est réputée pour ses opérations de blanchiment d'argent. |
külçe altın/gümüş(or) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les voleurs se sont enfuis avec 15 millions de dollars d'or en lingots. |
cep harçlığınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quand j'étais jeune, mes parents me donnaient 10 centimes d'argent de poche par semaine, que je dépensais généralement en bonbons. |
harçlık, cep harçlığınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Yann doit toujours demander de l'argent de poche à son père. |
meblağ, para tutarı, para yekununom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(Cadılar Bayramı'nda) kapı kapı dolaşıp şeker isteme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
som gümüşnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'aime bien ces boucles d'oreilles, mais vous les auriez en argent fin ? |
(para miktarı) yekûnlar, meblağlar, tutarlarnom féminin pluriel (hukuk) L'intégralité des sommes doivent être versées avant que le contrat puisse être scellé. |
ödediği paranın karşılığını almaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quand on achète un ordinateur, il faut faire quelques recherches si l'on veut en avoir pour son argent. |
kar etmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Pour chaque billet vendu, on gagne de l'argent. |
harçlık, cep harçlığı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Chaque semaine, Wayne donne cinq dollars à son fils en argent de poche. |
cep harçlığınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Laura avait travaillé pour que ce qui n'était rien de plus que de l'argent de poche. |
paralarnom féminin pluriel Nous avons vu un relevé de toutes les sommes versées sur votre compte. |
birisine borcu olmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kâr sağlamak, kâr getirmek, kâr etmek, kâr elde etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) En faisant des placements judicieux, nous gagnerons de l'argent. Yeni tarım kanunu çiftçilere kazanç getirecektir (or: kazanç sağlayacaktır). |
parayı götürmek(familier : au jeu surtout) (argo, mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il a raflé la mise au poker. |
akıtmakverbe transitif (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a investi tout son argent dans la rénovation de sa maison. |
yardım toplamak, bağış toplamak(pour une bonne cause) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous récoltons de l'argent pour une bonne cause. |
tahsil etmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) En général, le livreur de journaux prend son argent le jeudi. |
zorlanan, zorluk çekenlocution verbale (mali açıdan) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Beaucoup de familles avec des problèmes d'argent ont des emplois mal payés. |
som gümüşnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tous les bijoux dans la boutique étaient faits d'argent fin. |
verilen para(du sponsoring,...) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Après son saut en parachute, Glenn a récolté l'argent (or: fonds) afin de le donner à l'association caritative de son choix. |
zengin olmak, varlıklı olmaklocution verbale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ceux qui ont de l'argent ne comprennent pas toujours ceux qui n'en ont pas. |
Fransızca öğrenelim
Artık argent'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
argent ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.