Fransızca içindeki idée ne anlama geliyor?
Fransızca'deki idée kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte idée'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki idée kelimesi fikir, düşünce, plan, kavram, fikir, düşünce, tahmin, fikir, fikir, fikir, kapris, esas konu, ana nokta, bilgi, malumat, öneri, tavsiye, fikir, görüş, düşünce, kavram, sanı, zan, iş, ima, heyecanlı, saplantı, takıntı, obsesyon, mantık, akıl, hiçbir fikri/bilgisi olmayan, Allah göstermesin, hiçbir fikrim yok, yanlış düşünce, yanlış fikir, yanlış kanı, yanlış fikir, ufak bir fikir, yerleşmiş fikir, yerleşmiş düşünce, orijinal fikir/düşünce/buluş, sonradan eklenen şey, harika fikir, müthiş fikir, temel fikir, genel fikir, iyi fikir, ana düşünce, fikir edinmek, heyecan duymak, heyecanlanmak, hiçbir fikri olmamak, aklından geçmek, dikkate almak, nebze, zerre, gizli amaç, saik, akla takılan/sürekli zihni meşgul eden şey, işaret, iz, soyut görüntü, ön yargı, havalandırma, parlak fikir, akıllıca fikir, hevesli, iyi fikir, aniden gelen düşünce/parlak fikir, (fikir, vb.) başlangıç aşaması, tasarı aşaması, terk etmek, amaçlamak, hakim olmak, itiraz etmek, ana fikir, öz, ana fikir, fikrini değiştirmek, durumunu anlamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
idée kelimesinin anlamı
fikir, düşüncenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Notre conversation m'a donné une idée. Sohbetimiz bana bir fikir verdi. |
plannom féminin (intention) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'idée que j'avais eu d'aller nager après manger était vouée à l'échec. |
kavramnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est une idée novatrice, mais nous devons encore y penser. |
fikir, düşüncenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il avait des idées étranges sur le gouvernement. Hükümet hakkında birtakım tuhaf fikirleri vardı. |
tahmin
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je me doutais que tu allais venir habiter ici, mais je n'en étais pas sûre. |
fikirnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je viens d'avoir une idée. Et si nous travaillions ensemble ? Şimdi aklıma bir fikir geldi: Birlikte çalışsak, nasıl olur? |
fikir(compréhension, conception) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Vous n'avez aucune idée de ce qu'ils ont enduré. Uzaydaki zaman mefhumu (or: kavramı) dünyadakinden daha değişiktir. |
fikirnom féminin (indication) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je n'ai pas la moindre idée de ce qu'il veut dire. |
kapris
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'idée lui a pris de se teindre les cheveux en rouge. |
esas konu, ana nokta
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'idée principale de l'argument de ce philosophe semble être que nous ne pouvons pas échapper à notre liberté. |
bilgi, malumat
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Peux-tu nous donner un aperçu de la direction de cette société ? |
öneri, tavsiye
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le patron a apprécié les suggestions de Tom pendant la réunion. |
fikir, görüş, düşünce, kavram(publicité, marketing) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai trouvé un nouveau concept pour vendre ce produit. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Eğitim ile ilgili ilginç bir fikrim (or: düşüncem) var. |
sanı, zan
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai quelques notions en solfège. |
iş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Heureusement que tu as pris ton parapluie. |
imanom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La broche était un cadeau : je n'aime pas cette insinuation comme quoi je pourrais l'avoir volée. |
heyecanlı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
saplantı, takıntı, obsesyon
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les batailles de la guerre de Sécession sont une de mes obsessions. |
mantık, akıl
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il n'y a aucune raison de faire le même travail deux fois. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Aklımı kullanıp, yağmur başlamadan önce eve gittim. |
hiçbir fikri/bilgisi olmayanlocution adverbiale Je suis allé à la réunion sans la moindre idée de ce qu'ils me voulaient. |
Allah göstermesin
Beryl pourrait être ma nouvelle chef : loin de moi cette idée ! |
hiçbir fikrim yokinterjection (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Tu sais où est ma montre? - Aucune idée ! |
yanlış düşünce, yanlış fikirnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est une idée fausse répandue que la guerre est bonne pour l'économie. |
yanlış kanı, yanlış fikirnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) On pense parfois que la prise d'antibiotiques peut guérir un rhume, mais c'est une idée fausse. |
ufak bir fikirnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yerleşmiş fikir, yerleşmiş düşünce
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
orijinal fikir/düşünce/buluş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sonradan eklenen şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
harika fikir, müthiş fikir
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je viens d'avoir une idée de génie (or: une idée géniale) : et si on faisait une fête surprise pour Lisa ? |
temel fikirnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous avons un peu changé la formulation, mais l'idée de base est toujours la même. |
genel fikirnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je n'ai pas compris la dissertation dans les détails mais j'ai bien compris l'idée générale. |
iyi fikirnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est une bonne idée de brosser ses longs cheveux avec d'aller se coucher. Ce n'était pas une bonne idée de manger cette troisième part de gâteau. |
ana düşüncenom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dans l'ensemble, la conférence était un peu confuse, mais j'ai compris l'idée principale. L'idée principale d'un paragraphe peut souvent être résumée en une seule phrase. |
fikir edinmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je ne pense pas que j'aie assez d'informations pour me faire une opinion. |
heyecan duymak, heyecanlanmak(bir şey için) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les enfants ont hâte d'aller au zoo demain (or: sont tout excités à l'idée d'aller au zoo demain). |
hiçbir fikri olmamaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je n'ai aucune idée de comment je vais rentrer chez moi maintenant que ma voiture est en panne. |
aklından geçmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ne me dis pas qu'une mauvaise pensée ne t'est jamais venue à l'esprit. |
dikkate almaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elles ne se sont pas encore vraiment faites à l'idée qu'elles ont été escroquées. |
nebze, zerre(positif) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le professeur essaya d'expliquer le concept jusqu'à ce que ses élèves semblent avoir une petite idée de quoi il parlait. |
gizli amaç, saik(mecazlı/aşağılayıcı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Au son de la voix de Martha, ses arrière-pensées étaient évidentes. |
akla takılan/sürekli zihni meşgul eden şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les chaussures de créateur constituent une idée fixe chez elle. |
işaret, iznom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils nous ont à peine donné une vague idée de ce qu'il allait se passer. |
soyut görüntü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ön yargı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
havalandırma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y a eu une expression (or: manifestation) d'opinions retentissante dans le débat sur les combats d'animaux. |
parlak fikir(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai eu l'idée de génie d'utiliser des abricots à la place des dates, et le gâteau était délicieux. |
akıllıca fikir
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les tartines étaient une idée géniale (or: idée de génie). |
hevesli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tony est très enthousiaste à l'idée de commencer l'université. |
iyi fikirinterjection (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) – On se fait une toile ? – Bonne idée ! Ça m'a l'air bien. |
aniden gelen düşünce/parlak fikirnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Thomas a eu une idée géniale et a décidé de lancer sa propre boîte. |
(fikir, vb.) başlangıç aşaması, tasarı aşamasınom féminin (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Avant que l'idée n'existe à l'état embryonnaire dans son esprit, tout le monde pensait que James deviendrait président. |
terk etmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai abandonné l'idée de trouver un bon exemple. |
amaçlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je fais ce petit boulot mais je compte reprendre mes études. |
hakim olmak(émotion) (his, duygu) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Une grande fureur s'empara de Martha. |
itiraz etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ana fikir, öz
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ana fikir
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le point à retenir de ce désastre, c'est que nous devrions toujours être préparés. |
fikrini değiştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
durumunu anlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le président a voyagé dans les provinces pour prendre la température de l'état d'esprit de la population. |
Fransızca öğrenelim
Artık idée'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
idée ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.