İtalyan içindeki stabilito ne anlama geliyor?
İtalyan'deki stabilito kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte stabilito'ün İtalyan'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İtalyan içindeki stabilito kelimesi belirlemek, oluşturmak, kanıtlamak, belirlemek, belirlemek, tayin etmek, koymak, uygulamaya koymak, (kuralları) belirlemek, karar vermek, yönlendirmek, yapmak, halletmek/çözmek/gidermek, şartları/koşulları belirlemek, yerleştirmek, kurmak, tesis etmek, gerektirmek, anlaşmak, şart koşmak, şart koymak, belirlemek, anlaşmak, kararlaştırmak, karara bağlamak, belirlemek, saptamak, kararlaştırmak, emretmek, saptamak, belirlemek, tahmin etmek, emretmek, buyurmak, değerlendirmek, belirlemek, belirlenmiş, belirli, önceden belirlenmiş, önceden tayin edilmiş, emredilen, buyurulan, belirlenmiş, saptanmış, ispatlanmış, patronluk taslamak, iletişim kurmak, temas kurmak, kıyaslama yapmak, önem sırasına göre dizmek/düzenlemek, öncelik sırasına koymak, buluşmak, emretmek, buyurmak, önceliklendirmek, ortaya çıkarmak, masrafları belirlemek, kura çekmek, değer biçmek, vergilendirmek, vergi koymak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
stabilito kelimesinin anlamı
belirlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Innanzitutto dovevano stabilire le regole. |
oluşturmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La polizia stabilì l'ordine in città. |
kanıtlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La polizia doveva stabilire se l'uomo era morto o soltanto scomparso. |
belirlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (data) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jenny ha stabilito la data e l'orario del grande incontro. |
belirlemek, tayin etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (yön, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jeremy stabilì una rotta verso ovest. |
koymakverbo transitivo o transitivo pronominale (regole) (kural, kanun) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Stabilire delle regole chiare rientra tra le prerogative di un bravo genitore. |
uygulamaya koymakverbo transitivo o transitivo pronominale (per legge) (hukuk) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Qui nel 2006 hanno sancito il divieto di fumo nei bar. |
(kuralları) belirlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'associazione stabilisce le regole che i membri dovranno rispettare. |
karar vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il partito sta chiedendo dei commenti ai suoi membri prima di stabilire un piano d'azione. // La loro madre gli ha risolto il problema. |
yönlendirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il nuovo capo ha stabilito come andavano fatte le cose così che l'azienda risultasse più efficiente. |
yapmak(figurato: programma, data) (plan, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Prima di acquistare i materiali, stabiliamo un programma di lavoro. |
halletmek/çözmek/gidermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Lo sistemeremo adesso in questo istante. |
şartları/koşulları belirlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il contratto stabilisce la scadenza il 21 maggio. |
yerleştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La fabbrica era ubicata fuori dalla città. |
kurmak, tesis etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le autorità hanno istituito un coprifuoco a partire da domenica. |
gerektirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La clausola stabilisce che devi vivere sull'isola per un anno. |
anlaşmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ci siamo accordati su un prezzo dopo qualche giorno di negoziazione. Birkaç gün süren pazarlıktan sonra bir fiyatta anlaştık. |
şart koşmak, şart koymakverbo transitivo o transitivo pronominale (hukuk) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il contratto prevede che il proprietario paghi la manutenzione. |
belirlemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) In un punto della stanza c'è un rumore strano, ma non riesco a capire da dove venga esattamente. |
anlaşmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le due parti hanno stabilito un accordo. |
kararlaştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Domani alle quattordici. Allora è fissato! |
karara bağlamakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Abbiamo fissato per il matrimonio la data del 27 Marzo. |
belirlemek, saptamakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiyat, değer, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Fissiamo il prezzo della camicia a venti dollari. Gömleğin fiyatını yirmi dolar olarak belirleyelim. |
kararlaştırmakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Fissiamo una data a giugno per il matrimonio. |
emretmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La regina impose che tutti si inchinassero al suo cospetto. |
saptamak, belirlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (determinare) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Puoi determinare la differenza tra le due illustrazioni? |
tahmin etmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cercò di calcolare la distanza prima di saltare. |
emretmek, buyurmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Per questo reato la legge prevede il carcere. |
değerlendirmekverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Se il mercato ti è familiare, puoi valutare i vantaggi del tuo prodotto rispetto a quelli degli altri. |
belirlemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il capo fissa le ore per cui lavoriamo. |
belirlenmişaggettivo (saat, tarih, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Gli studenti sono arrivati all'orario stabilito (or: prefissato) per l'esame pratico. |
belirliaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le ore di lavoro stabilite di Eleanor sono dalle 9 alle 17 dal lunedì al venerdì. |
önceden belirlenmiş, önceden tayin edilmişaggettivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Gli studenti dovrebbero accertarsi di acquistare copie dei testi assegnati prima dell'inizio del semestre. |
emredilen, buyurulan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Presentarsi ai pasti puntualmente agli orari stabiliti. |
belirlenmiş, saptanmışaggettivo (kural, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) È stabilito della legge che i traditori saranno giustiziati. |
ispatlanmış
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Dobbiamo lavorare sulla base di conoscenze accertate in materia. |
patronluk taslamak(informale) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mia mamma detta legge, se decido di fumare non posso continuare a vivere a casa. |
iletişim kurmak, temas kurmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Forse un giorno gli alieni stabiliranno un contatto con la terra. |
kıyaslama yapmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
önem sırasına göre dizmek/düzenlemek, öncelik sırasına koymakverbo transitivo o transitivo pronominale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Per favore stabilisci le priorità delle cose che vuoi che io faccia. |
buluşmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
emretmek, buyurmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
önceliklendirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
ortaya çıkarmakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'ispettore Brown disse: "Dobbiamo determinare cosa è accaduto esattamente quella notte". |
masrafları belirlemekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Io mi occuperò della gestione e tu puoi stabilire i prezzi. |
kura çekmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il circolo stabilirà per sorteggio chi ospiterà il prossimo evento. |
değer biçmekverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il mercante d'arte ha stabilito il prezzo del vaso a seicento dollari. |
vergilendirmek, vergi koymakverbo transitivo o transitivo pronominale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Questo paese stabilisce delle tariffe per l'importazione di determinati articoli. |
İtalyan öğrenelim
Artık stabilito'ün İtalyan içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İtalyan içinde arayabilirsiniz.
stabilito ile ilgili kelimeler
İtalyan sözcükleri güncellendi
İtalyan hakkında bilginiz var mı
İtalyan (italiano) bir Roman dilidir ve çoğu İtalya'da yaşayan yaklaşık 70 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. İtalyanca Latin alfabesini kullanır. J, K, W, X ve Y harfleri standart İtalyan alfabesinde yoktur, ancak yine de İtalyancadan ödünç alınan kelimelerde görünürler. İtalyanca, 67 milyon kişiyle (AB nüfusunun %15'i) Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan ikinci dildir ve 13.4 milyon AB vatandaşı (%3) tarafından ikinci dil olarak konuşulmaktadır. İtalyanca, Vatikan'ın başlıca çalışma dilidir ve Roma Katolik hiyerarşisinde lingua franca olarak hizmet eder. İtalyanların yayılmasına yardımcı olan önemli bir olay, Napolyon'un 19. yüzyılın başlarında İtalya'yı fethi ve işgaliydi. Bu fetih, birkaç on yıl sonra İtalya'nın birleşmesini teşvik etti ve İtalyan dilinin dilini zorladı. İtalyanca, yalnızca sekreterler, aristokratlar ve İtalyan mahkemeleri arasında değil, aynı zamanda burjuvazi tarafından da kullanılan bir dil haline geldi.